Sağlıkta anadilde hizmet talebi

SES ve SHUDER, sosyal hizmet ve kamusal alanda herkesin anadilinde hizmete ulaşmasının sağlanması gerektiğini kaydetti.

Sağlıkta anadilde hizmet talebi

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Diyarbakır Şubesi ve Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği (SHUDER), 16 Mart Dünya Sosyal Hizmet Günü nedeniyle Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya katılan sendika ve dernek üyeleri, “Herkese anadilde sosyal hizmet haktır” yazılı pankart açtı.

‘SORUNLARLA KARŞILIYORUZ’

SES Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Yıldız Ok Orak, Sosyal Hizmet Günü’nü sosyal hizmetler alanındaki sorunların hem hizmet alanları hem de emekçiler bakımından derinleştiği bir süreçte karşıladıklarını belirterek, “Sosyal hizmetler son dönemde iktidarın kendini yeniden var etme hane halkını siyasal tahakkümü altına alma devlete aidiyetin yeniden sağlandığı araç olarak görülmüştür. Temel insan hakkı kapsamında devletin asli görevi olma yaklaşımından uzaklaşılıp siyasal iktidarın kendini güçlendirecek bir araç olarak görülmesi, toplumun sosyal yapısına zarar verdiği gibi, sosyal hizmet emekçilerinin mesleki çalışmalarına olumsuz etki etmekte, personel rejimi ve ücret rejiminde de hak kayıplarına neden olmaktadır.  Kamu personel rejiminde yaşanan değişimlere ek olarak devletin sosyal hizmetlerde yaratmış olduğu yozlaşma biz sosyal hizmetler emekçilerinin çalışma alanlarında insan haklarına aykırı çalışma düzenleri ile karşı karşıya bırakmıştır” dedi.

‘ANADİLDE HİZMET’

Sosyal hizmetler alanının özel kurumlara devredilmek istendiğini kaydeden Orak, “Diğer taraftan ise mevcut politikalar ihtiyacı değil, siyasi ihtiyaçlar göz önünde bulundurularak yürütülmektedir. Oysa sosyal hizmetler alanı kamusal bir hizmet olarak sunulmalı, ihtiyaç duyan herkesin ayrımsız şekilde, ücretsiz, eşit, nitelikli ve anadilinde hizmete ulaşmasının sağlanması için politikalar üretilmelidir” diye konuştu.

BAKANLIĞIN ÇOCUK ALGISI

Çocuklar açısından karşı karşıya oldukları tablonun, ihtiyaç duyulan koruma ortamını sağlamaktan çok uzak olduğunu vurgulayan Orak, çocukların korunmasından birinci derecede sorumlu olan AÇSHB’nin “Çocuk algısı”nı, muhafazakârlığa, dine, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dayalı ve ailenin çocuğun ihtiyaçlarından önemli olduğu düşüncesine yönelik faktörler belirlediği, çocuğun gelişimsel ihtiyaç ve gereksinimleriyle bir “birey” olduğunun göz ardı edildiğini söyledi.  

Kaynak: Diyarbakır Söz