Görüş Bildir

Cirit: Ben affa karşıyım

YARGITAY Başkanı İsmail Rüştü Cirit, daha önce çıkarılan afların, hukuki belirsizliğin yanında toplumdaki huzur, barışın sağlanması noktasında sıkıntılar ortaya çıkardığını söyledi. Cirit, "Bu konuda Yargıtay'ın kurumsal olarak bir görüşü olmamakla birlikte ben affa karşıyım" dedi.

Cirit: Ben affa karşıyım

Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Akarca ve Yargıtay Birinci Başkanvekili Abdülhalik Yıldız, Yargıtay Lokali'nde düzenlenen basın toplantısında 2018 yılındaki faaliyetler ve yargı reformlarını içeren konularla ilgili bilgi verdi.

Toplantıda açılış konuşmasını yapan Başkan Cirit, 31 Aralık 2018 itibarıyla Yargıtay Hukuk Daireleri ile Hukuk Genel Kurulu'nda toplam 224 bin 111, ceza daireleri ile ceza genel kurulunda 282 bin 350, Cumhuriyet Başsavcılığı'nda ise 435 bin 496 derdest dosya(görülmekte olan dava) bulunduğunu bildirdi. Genel toplam itibarıyla 2018 sonunda derdest dosya sayısının 941 bin 957 olduğunu söyleyen Cirit, Bölge Adliye Mahkemeleri'nin faaliyete geçmesiyle son 2,5 yıl içerisinde Yargıtay'ın derdest dosya sayısının yaklaşık üçte bir oranında azaldığını kaydetti. Başkan Cirit, yapımı devam eden İncek'teki yeni Yargıtay hizmet binasının da 2021 yılı içinde hizmete açılmasının planlandığını, böylelikle daha iyi koşullarda vatandaşa hizmet vereceklerini kaydetti.

"EN İYİ HAKİMLERİMİZİ İSTİNAF'A GÖNDERDİK"

Başkan Cirit, gazetecilerin sorularına da yanıt verdi. Cirit, İstinaf Mahkemeleri'yle ilgili "Biz Yargıtay olarak istinafların (Bölge Adliye Mahkemeleri) faaliyete geçmesini istedik, arzu ettik. En iyi hakimlerimizi İstinaf'a vererek, oranın güçlü bir şekilde kurulmasını istedik. Tüm dünyada Bölge Adliye Mahkemesi'nin olmadığı tek ülke Türkiye'ydi. Türkiye'de 1924 yılında kaldırılmış. Bu da bize ağır bir iş yükü teşkil ediyordu. 2015 yılında Yargıtay'a 625 bin hukuk dosyası geldi. 425 bin de başsavcılığımıza ceza dosyası geldi. 1 yılda gelen dosya sayısı 1 milyon 50 bindi. İstinaflardan sonra geçtiğimiz yıl Yargıtay'a gelen dosya sayısı 250 bin, bu yıl 270 bin. Bu sayının 200 binlere kadar gerileyeceğini tahmin ediyoruz" dedi.

Bu sayının diğer ülke yargıtaylarına oranla çok fazla olduğunu belirten Cirit, istinaflarda yapılacak bazı düzenlemeler ile bu yükün daha da azaltılabileceğini dile getirdi. 5 yıla kadar cezası olan dosyaların bazılarının İstinaf'ta bazılarının da Yargıtay'da karara bağlanmasının hak mahrumiyetlerine neden olduğu yönündeki eleştirilerin, yasal düzenlemelerle halledilebileceğini belirten Cirit, bu dosyaların İstinaf'ta karara bağlanması gerektiğini ifade etti.

YARGIYA GÜVEN

Cirit, yargıya güven ve FETÖ'nün yargıdaki tahribatıyla ilgili ise şöyle konuştu:

"Keşke öyle bir şey olduğunu söyleyebilseydik. Büyük bir gayret içerisindeyiz. 2007 ile 2013 yılları arasında yargıyı silah gibi kullanan bu güruh maalesef yargıda büyük tahribata yol açtı. Bir takım önemli davalar farklı mecralarda sonuçlandırıldı. Türk halkının yargıya olan güvenini azalttı. Ancak daha önce de ifade ettiğim gibi Türk yargısında bir takım arabuluculuk yöntemleri vardır. Vatandaş isterse mahkemeye isterse tahkime ya da arabulucuya gidebilir. Fakat kimse buna gitmiyor. Herkes yargıya geliyor. Bunlar olmasına rağmen herkes 'benim kararımı yargı versin' diyor. Evet 2007, 2013 yılları arasında yargıya güven konusunda büyük sıkıntılarımız oldu. Ancak, bir üniversitenin yaptığı araştırmaya göre yargıya olan güven şu anda oldukça iyi bir yerdedir."

'ÇANAKKELE SAVAŞI'NA EŞ DEĞER BİR YIKIM OLDU'

Cirit, FETÖ'nün yargı üzerindeki etkisini de şu sözlerle ifade etti:

"FETÖ bütün kutsallarımıza, bütün değerlerimize saldırdı. Çanakkale Savaşı'nda 6 yıl, biz ilmiye, mülkiye, tıbbiye sınıflarında, mühendishanelerde 6 yıl mezun veremedik. Böylesine bir yıkım içerisindeydik. Sanki bu Çanakkale Savaşı'na eş değer bir yıkım gibi oldu. Şu anda 141 tane Yargıtay üyesinin, 4 bin 500'e yakın hakim ve savcının terör örgütü üyeliğinden yargılanıyor olması bile başlı başına büyük bir sıkıntıdır. FETÖ davaları büyük bir hızla devam etmektedir. FETÖ üyelerinin meslekten çıkartılmasından sonra yeni alımlarla şu anda meslekte 21 bin hakim ve savcı bulunmaktadır. Bu Cumhuriyet tarihinin en yüksek sayısıdır. Fakat bunların yarısına yakını 3 yıl ve daha az kıdeme sahiptirler. Bunların eğitilmesiyle ilgili çalışmalarımız sürüyor."

'CEZAEVİNDE KALMA SÜRELERİNİ YÜZDE 50'YE ÇEKEBİLİRİZ'

Cirit, af tasarısıyla ilgili soruya da, "Bu konuda Yargıtay'ın kurumsal olarak bir görüşü olmamakla birlikte ben affa karşıyım. Ancak af çıkacaksa şöyle bir şey olabilir; Önceki dönemlerde yüzde 40 cezaevinde geçiş süresiydi. 2005'te getirilen yeni ceza sistemiyle hem ceza yaptırımları arttırıldı. Diğer taraftan cezaevlerinde kalış süreleri de arttırıldı. 2005'den önce cezaevinde yatması gereken süre cezanın yüzde 40'ydı. Diğer bazı lehe olan indirimlerle yüzde 60'nı dışarıda geçiriyordu. Değişiklikle bu oran yüzde 66. Yani 10 yıl ceza aldığınızda eskiden 4 yıl yatıyordunuz, şimdi ise 6,5 yıl yatıyorsunuz. Belki bunlar belli bir orana, yüzde 50 gibi bir orana getirilebilir. Çünkü cezaevlerindeki yetersizlik herkes tarafından biliniyor. Daha önceki çıkarılan aflara baktığımız zaman hem bir hukuki belirsizlik ortaya çıkartıyor hem de diğer taraftan asayiş noktasında, toplumdaki huzur ve barışın sağlanması noktasında bazı sıkıntılar ortaya çıkartılıyor. Ama çıkartılacaksa belki infaz sistemindeki bu yüzde 66'lık oranı, cezaevinde kalma süresini yüzde 50'lere çekebiliriz. Böylelikle daha adil bir çözüm olabilir diye düşünüyorum" dedi.

YÜKSEK YARGI ÜYELERİNİN YARGILANMASI

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Akarca da yüksek yargı üyeleri bakımından Yargıtay 9'uncu Dairesi tarafından toplam 174 kişi hakkında FETÖ üyeliğinden dava açıldığını, bunların yargılamalarının devam ettiğini, 100'e yakın dosyada mütalaa açıklandığını ve 23 dosyanın karara bağlandığını ifade etti.

'HDP İLE İLGİLİ İNCELEMELERİNİZ SÜRÜYOR'

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Akarca, Vatan Partisi'nin HDP'nin kapatılması için yaptığı başvuruyla ilgili "Bizim görevimiz demokratik alanı mümkün olduğu kadar vesayetçi anlayıştan uzak tutarak, herkesin yasal çerçevede siyasi faaliyetlerini sürdürmesinden yana. Ancak, elbette Anayasamıza ve Siyasi Partiler Kanunu'na aykırı faaliyette bulunan siyasi partiler tarafımızdan dikkatli bir şekilde izlenmekte ve gerekli olduğu takdirde Anayasa Mahkemesi'ne başvuru yapılabilmektedir. Bunlarla ilgili delil toplama, değerlendirme ve soruşturmalarımız bütün siyasi partilerde olduğu gibi adı geçen siyasi partiyle de ilgili yapılmakta" dedi. 4 parti hakkında kapatma davası açıldığını, şu anda 81 siyasi partinin faaliyetini sürdürdüğünü belirten Akarca, HDP ile ilgili incelemelerin de sürdüğünü sözlerine ekledi. Akarca, "Soruşturma mı inceleme mi yapılıyor?" sorusuna ise "Şu anda incelemelerimiz sürmektedir" diye karşılık verdi.

Etiketler:

Editor Hakkında

Haber Merkezi