Osmanlı takılarına yeniden hayat veriyor

Şanlıurfalı sadekar İsmail Bülbül, Osmanlı padişah yüzükleri ve sultan kolyelerini, dönemin teknikleriyle yeniden üreterek günümüze taşımaya çalışıyor.

Osmanlı takılarına yeniden hayat veriyor

Tombak sanatı öğrenmek için yaklaşık 15 yıl önce İstanbul'a giden 32 yaşındaki Bülbül, 3 ayrı ustadan tombak, kalemkar ve sadekar sanatı konusunda eğitim aldı.

Ustalarından aldığı "icazet" sonrası Şanlıurfa'ya dönen Bülbül, Balıklıgöl yerleşkesi yakınlarında açtığı dükkanında Osmanlı dönemine ait yüzük ve kolyelerin imitasyonlarını üretmeye başladı.

Daha çok koleksiyonerlerden ve internet üzerinden de aldığı siparişleri üreten Bülbül, eserlerini Osmanlı dönemindeki tekniklerle üretmeye çalışıyor.

İsmail Bülbül,  babasından etkilenerek elektrikli aletlerin tamirciliğine başladığını daha sonra ise Osmanlı el sanatları ürünlerine yöneldiğini söyledi.

Osmanlı takılarına yeniden hayat

Özellikle Osmanlı padişahlarının yüzüklerini ve sultan kolyelerini üretirken adeta o günlere gittiğini anlatan Bülbül, şöyle konuştu:

"Tombak, kalemkar ve sadekar sanatlarını bu işin ustalarından öğrendim. Mesela sadekarlık işini yani yüzüklerin yapımını Rum bir ustadan öğrendim. Mesleğimi öğrendikten sonra ustalarımdan izin alarak memleketime geldim ve Balıklıgöl yerleşkesinde küçük bir dükkan açtım. Burada Osmanlı padişahlarının kullandığı yüzükler ile taşlarla yapılan sultan kolyeleri üretiyorum. O dönemde kullanılan kıymetli taş neyse, akik, zümrüt, yakut, firuze, bunları yüzük ve kolyelerde kullanıyorum. Tüm ürünlerimi o günün tekniğiyle, hiçbir teknolojik alet kullanmadan yapıyorum. Yüzük yapmak çok zor, bu nedenle ayda ancak 4 tane yapabiliyorum. Çünkü döküm kalıp kullanmadan, elimde şekil vererek parçaları birleştiriyorum. Sonra üzerine işlenecek desenleri çiziyorum. Kaçıncı yüzyılda yapılmış, hangi padişaha ait, hikayesini de anlatıyoruz."

- "Bozmadan yapmak yeter"

Türkiye'de bu tür sanatları devam ettiren çok az sayıda usta kaldığını dile getiren Bülbül, "Bir paşa yüzüğü veya sultan kolyesi yaptığımda gözlerimi kapatıp adeta o günlere gidiyorum. Yüzyıllar önce yapılan eserleri hayal ederek üretiyorum. Yaptığım yüzüğü bir daha yapmıyorum. Çünkü Osmanlı dönemine ait o kadar çok yüzük var ki gerek kalmıyor. Yaparken üzerine bir şey katmaya gerek yok, bozmadan yapmak yeterli. Ürünlerimin pazar sıkıntısı yok. Koleksiyonerler alıyor veya sipariş üzerine yapıp, satıyorum." diye konuştu.

Mesleğinin çok titiz işçilik gerektirdiğini belirten Bülbül, çırak yetiştirmekte zorlandığını sözlerine ekledi.

Kaynak: Diyarbakır Söz