Görüş Bildir

Sadece 50 bin TL ödenek!

MARDİN'in Nusaybin İlçesi yakınlarında bulunan ve 'Güneydoğu'nun Efes'i olarak adlandırılan 3 bin yıllık Dara Antik Kenti'ndeki kazı çalışmalarına bu yıl bakanlık tarafından 50 bin liralık ödenek ayrıldı.

Sadece 50 bin TL ödenek!

Güneydoğu'da 'Açık hava müzesi' görünümündeki Ortadoğu'daki Süryaniler'in merkezi durumundaki Mardin, kentsel dönüşüm projesiyle 100 yıl önceki eski tarihi haline döndürülmeye çalışılırken, kente 30 kilometre uzaklıktaki 'Güneydoğu'nun Efes'i olarak adlandırılan ve yıllarca pek kimsenin bilmediği 3 bin yıllık Dara Antik Kenti'ndeki kazılara bu yıl sadece 50 bin lira ödenek ayrıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından kısıtlı ödenek çıkarılması nedeniyle, 'Kullar Dağı' anlamına gelen Turabdin Dağları'nın altında kireçtaşı ana kayası üzerinde kurulu bulunan Dara Antik Kenti'nde, Babil ve Pers İmparatorluğu'na ait tarihi kalıntıların gün ışığına çıkarılması için bu yıl kazı çalışması Mardin Müze Müdürü Nihat Erdoğan başkanlığında 3 ay yapılabilecek.

BÖLGENİN SAKLI HAZİNESİ

Mardin Müze Müdürlüğü başkanlığında 1986 yılından beri bilimsel kazı ve araştırmaların yapıldığı Dara Antik Kenti, bölgenin adeta saklı hazinelerinden biri konumunda. Doğu Roma İmparatorluğu tarafından Perslere karşı savaşlarda askeri üs olarak yapılan ve ismini Pers Kralı Darius'tan alan, İpekyolu üzerinde bulunması nedeniyle de dinsel, sosyal ve ticari büyük bir öneme sahip olan Dara'da yapılan kazılarda çeşitli dönemlere ait çok sayıda mimari kalıntı ortaya çıkarıldı.

YILDA 200 BİN TURİSTİN GEZMESİ BEKLENİYOR

Mardin Müze Müdürü Nihat Erdoğan, şu bilgileri verdi:

"Çoğunluğu erken Bizans Dönemi'ne ait bu kalıntıların toprak üstünde görünen kısımları, şu anda üzerinde modern köy yerleşimi bulunan antik Dara'nın bir çok yapısının toprak altında ve büyük ölçüde sağlam olduğunu göstermektedir. Dara kentinde, yaklaşık 4 kilometreuzunluğunda şehir suru, su sarnıçları, kaya mezarlar, kiliseler, agora, köprüler, silolar ve buna benzer yapılarla bir şehrin tüm ihtiyacına cevap veren kamusal yapılar da bulunmaktadır. 2009 yılından bu yana nekropol ve köyün çeşitli alanlarında yürütülen kazı çalışmaları sonucunda yer yer 6 metreyi bulan alüvyon dolgu kaldırılarak açığa çıkarılan kaya mezarları sarnıçlar ile daha da ilgi çeker hale gelen Dara Antik Kenti, bölgenin en önemli turizm merkezlerinden biri olmaya aday. Bölgenin Efes'i olarak zikredilen Dara'yı yılda 200 bin turistin gezmesini bekliyoruz. Dara Köyü'nün koruma amaçlı imar planı Kültür ve Turizm Bakanlığ'ınca hazırlattırılmakta olup yapılacak çalışma ile antik kent ve üzerinde yaşayan köylünün sit alanı problemlerine çözüm getirilmesi planlanmıştır. Köy tamamen birinci derece arkeolojik SİT alanı olup yüzde 90'ı özel mülkiyettir. Bu alanlarda kamulaştırma işlemlerinin yapılması ve antik kentin arkeolojik kazılarının yapılabilmesi için gereklidir. Erkeolojik kazıya yönelik yeterince ödenek bulunması halinde kentte bir cok yapı daha açığa çıkarılarak turizm hizmetine sunulabilecektir."

YENİDEN DİRİLİŞ İÇİN GALERİ MEZAR

Erdoğan, kazı çalışmasının sürdüğü Nekropol alanında 'yeniden diriliş' inanışı nedeniyle özel bir galeri mezar bulunduğunu, ortaya çıkarılan bu galeri mezarın restorasyonu yapıldıktan sonra turizme açılacağını belirtti. Erdoğan, şöyle konuştu:

"Dara'nın ören yeri vasfı kazanması lazım. Dara'daki kazılar 15-20 yıl sürebilir. Çünkü antik kentin henüz ancak dörtte biri ortaya çıkarılabildi" dedi. Dara'da yer altındaki bir çok kalıntının üzerinde köylülerin ev yaptığını bu kalıntıların ortaya çıkarılabilmesi için evlerin kamulaştırılması gerektiğini belirten Erdoğan, "Devletin evlerine verdiği değeri beğenmedikleri için köylüler mahkemeye başvurdu. Mahkemenin verdiği değer karşılığında köylüye evlerinin karşılığı verilecek. Dara'da koruma sağlanabilmesi için öncelikle oranın mülk sahibinin devlet olması gerekiyor. Köylülere yeni yerleşim alanı belirlenmeli ve köy boşaltılmalıdır."

KÖY EVİNİN ALTINDA 1400 YILLIK MUHTEŞEM SİLO

Dara Antik Kenti'nde turistlerin en fazla gezdiği ve ilgi gösterdiği yerlerin başında ise üzerinde betonarme bir oda bulunan bir köy evinin altındaki hububat silosu geliyor. Köy evi altından küçük bir girişi bulunan ve taş merdivenlerle inilen geçmiş yıllarda ise köylülerin hayvan ahırı ve yem saklama deposu olarak kullandığı Silo, köylüler tarafından 'zindan' olarak adlandırıldı. İstanbul'daki Yerebatan Sarnıcı'nın bir benzeri olan ve zindan denilen silonun girişinin yanına bırakılan tanıtım tabelasında ise, "Önemli ölçüde yerin altında kalacak şekilde inşaa edilen bu yapıya halk arasında her ne kadar 'zindan' denilse de, mimari tarzı ve ebatları bu yapının daha çok depo-silo amaçlı inşaa edilmiş olabileceği düşünülmektedir. Son dönemde yapılan kazılar ile taban seviyesine ulaşılmış olan yapı M.S. 6'ncı Yüzyıl'a tarihlendirilmektedir" deniliyor.

Yer altında 25 metre derinlikte bulunan ve ilk günkü gibi sapasağlam kalan silonun üzerindeki taş köy evinin üstünde yer alan 'zindan' yazılı betonarme yapı ise tarihi kalıntı ile tezat oluşturuyor.

Kaynak: Diyarbakır Söz

Etiketler:

Editor Hakkında

Haber Merkezi