Görüş Bildir

Unutulmaya yüz tutmuş 800 farklı müzik enstrümanını yeniden yaptı

Dinleyici olarak katıldığı bir konserin ardından çatı tamir ustalığını bırakan ve enstrüman yapmaya başlayan Feridun Obul, Sultanahmet'teki 20 metrekarelik atölyesinde kaybolmaya yüz tutmuş müzik enstrümanlarını orijinaline sadık kalarak dünya müzik piyasasına kazandırıyor

Unutulmaya yüz tutmuş 800 farklı müzik enstrümanını yeniden yaptı

Gittiği bir konser sonrası çatı tamir ustalığını bırakan ve enstrüman yapmaya başlayan ilkokul mezunu Feridun Obul, dünyada kaybolmaya yüz tutan müzik aletlerini aslına sadık kalarak üretiyor.

Sultanahmet'te, yayıncıların da bulunduğu eski bir handaki 20 metrekarelik dükkan ilk görüşte bir marangoz atölyesini andırsa da aslında dünya müzik piyasasına enstrüman üretilen bir yer. Dünyaca ünlü müzik aletleri yapma ustası Feridun Obul, Türk Müzik Evi Atölyesi ismini verdiği bu atölyesinde Orta Asya'dan Osmanlı Sarayı'na, Asya'dan Avrupa'ya, Afrika'dan Amerika'ya bütün halkların enstrümanlarını orijinaline sadık kalarak 27 yıldır gün ışığına çıkarıyor.

Eskişehir'de 1961 yılında dünyaya gelen Obul'un aslında bir çatı tamir ustası. İlkokul mezunu Feridun Usta'nın hayatı, 34 yıl önce Cerrahpaşa Etnomüzikoloji Merkezi'nde gittiği bir konserle değişti. Dinlediği müzikten çok etkilenen Obul, çatı tamir ustalığı bırakarak, çalgı aletleri yapmaya başladı. İlk olarak grubun bıraktığı enstrümanların benzerleri yapan Obul, daha sonra  binlerce yıllık Türk-Şaman müzik geleneğinin unutulmuş çalgılarını üretmeye başladı.

Obul, Kam davulundan Napolyon lirine, kopuzdan rebaba, dombradan dopşolura, Şiraz tarından Sümer arpına, buzukiden mandoline, Azeri kemençeden Kipti kemanına kadar bir çok eseri yapabiliyor.

Çalgıları yaparken, fotoğraflardan, eski kitaplardan, kaya resimlerinden, minyatürlerden faydalanan ve enstrümanın ait olduğu yörenin iklimini, bitki örtüsünü, coğrafyasını ve orada yaşayan halkın geleneklerini  de araştıran Obul, enstrüman hakkında yeterli bilgiye sahip olduktan sonra yapacağı müzik aletini projelendiriyor ve malzemeleri bulup işliyor. Obul, malzemelerini tamamen doğada bulunan, doğal ürünlerden temin ediyor.

Çalgı yapımında ladin, çınar, abanoz ve ceviz gibi ağaçlardan yararlanan Obul, çalgıların asıllarına uygun olması için at kuyruğundan yayın balığı derisine, manda yüreği zarından manda boynuzuna kadar çeşitli doğal malzemeyi kullanıyor.

Türkiye'de Afyon'daki İbrahim Alimoğlu Müzik Müzesi'nde, Kırşehir'deki Neşet Ertaş Müzesi'nde, Eskişehir Sazova Parkı'ndaki Bilim Kültür ve Sanat Merkezi'nde yaptığı enstrümanlar bulanan Obul'un, Macaristan, İtalya, İngiltere, Almanya, Avusturya ve Azerbaycan ve ABD'deki müzelerde çalgı aleti ve sazları sergileniyor.

"BÜTÜN ÜLKELERİN ENSTRÜMANLARINI YAPTIK"

Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM) açılacak müze için yeni çalgı aletleri üreten Feridun Obul, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, ilkokulu Eskişehir'de bitirdiğini, 1972'de ailesiyle İstanbul'a taşındığını ve 1983'e kadar sıhhi tesisat ve çatı işleriyle uğraştığını söyledi.

Akrabaları Rahmi Oruç Güvenç'in kendilerini bir konsere davet ettiğini dile getiren Obul, müzik aleti yapımına nasıl başladığını şöyle anlattı:

"Kazakistan'dan bir müzik grubu gelecek, hem onu dinlersiniz hem çay içersiniz' dedi. Sazları, Etnomüzikoloji Merkezi'ne bırakmışlar. Oruç Hoca 'Bu sazları Türkiye'de yapan yok, onlardan da yapan az' dedi. Ben de 'Ne var ki bunları yapmada. Kolay bunları yapmak dedim. Konserden 3 gün sonra çatı tamir işini bıraktım. Etnomüzikoloji Merkezi'ne gittim, eski bir yer vardı orada. Orayı yıktım, tezgahı kurdum ve 5 enstrümana bakarak onları yaptım."

Obul, kendisini belli bir bölgenin çalgılarını yapmakla sınırlandırmadığını belirterek, şöyle konuştu:

"Şimdi hemen hemen 800 enstrüman var dağarcığımızda. Yaptığımız enstrümanlar Orta Asya'dan başlıyor Latin Amerika'ya kadar. Bütün ülkelerin enstrümanlarını yaptık. Natürel enstrümanlar bunlar. Doğal, ağaçtan, deriden, ibrişim, ipek, bağırsak, deve, keçi, koyun, balık derisi, hayvanların yürek zarından malzemeler kullanıyoruz. Her enstrüman için ayrı materyaller ve enstrümanın ait olduğu yörede yetişen ağaçları, hayvanların ürünlerini kullanıyoruz. Başka bir malzeme kullanıldığı zaman o enstrümandan başka bir ses çıkıyor, aradığımız hissi bulamıyoruz."

AKORTLARINI YAPACAK KADAR ÇALABİLİYOR

Feridun Obul, Anadolu'da yaşamış halkların çalgıları üzerinde çalıştığını, Hititler, Sümerler, Asurlar'ın halk sazlarını yaptığını ifade ederek, "Kendi koleksiyonumuz için yapacağız bunları. 132 çeşit enstrüman yapacağız. Hitit sazlarıyla ilgili bir projeyi daha önce Kültür ve Turizm Bakanlığıyla beraber yurt içinde, İtalya ve Macaristan'ın da olduğu bir grupla yaptık." dedi.

Yaptığı tüm sazları seslerini duyacak, akortların yapacak kadar çalabildiğini belirten Obul, yaptığı tüm enstrümanları çok sevdiğini ve hepsini çocukları gibi gördüğünü dile getirdi.

- Ünlü film ve dizi müziklerinde onun yaptığı sazlar kullanılıyor

Obul, bir çok sanatçıya müzik aleti yaptığını belirterek, "Neşet Ertaş'ın, Gökhan Kırdar'ın çalgıları var. Son zamanlarda çekilen Türk filmleri çoğaldı. Onlarda çalınan sazları yapıyoruz. Deliler filminde, Büyük Selçuklu'da, Kurtlar Vadisi'ndeki müzik aletleri ile Anadolu Ateşi'nin müzik aletlerini yaptık." diye konuştu.

Feridun Obul, yapımı devam eden Atatürk Kültür Merkezi'nde kurulacak müzik müzesi için enstrüman üretimine başladığını ve sazlarını tamamladığını sözlerine ekledi.

Etiketler:

Editor Hakkında

Haber Merkezi