163.MADDE GETİRİLMEDEN BU YAPILANLAR SUÇ OLMAZ.
Kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kuranlar veya yönetenler, örgütün yapısı sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli olması halinde, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar.
Ceza Kanunun 220.maddesi böyle söylüyor.
Aynı maddenin 7 nci fırkasında, örgüt içerisindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır, hükmü var.
Demek ki, birilerinin kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kurduğunu veya yönettiğini, örgütün yapısı ve sahip olduğu üye sayısı itibariyle araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli bulunması halinde iki yıldan, altı yıla kadar cezalandırılması gerekiyor.
Eğer kişilerin örgütlü bir şekilde de olsa kanunların suç saymadığı fiilleri yapmak amacıyla bir araya gelmeleri söz konusu ise, yasal anlamda cezalandırılması gereken bir örgütten söz edemeyiz.
Günümüzde yaptıkları çalışmalar sebebiyle, bugün tartışma konusu haline getirilen insanların eylemlerine bakıldığında, ne ülkenin birliğine, bütünlüğüne ve ne de kişiler arasındaki sosyal ilişkilerin zarar görmesine yönelik bir eylem içerisinde olmadıkları görülüyor.
Bunlarla irtibat içerisinde olan insanların ne kendileri ve ne de o kişilerin özel ilgi alanında olmaları sebebiyle çocukları bakımından, bir şikayetlerinin olmadığını görüyoruz.
Buralara gidip çocuğum içki içti, kumara alıştı, bohem bir hayat yaşamaya başladı, anne babası olan bizlere saygısızlık etme huyu gelişti, yalan söyleme alışkanlığı edindi, sahibi olduğu bütün bilgi ve değerleri yitirdi, okulunda başarısız oldu, çalıyor, çırpıyor, fırsat bulsa bunların verdiği eğitim sebebiyle dağa çıkacak, milletine, memleketine silah çekecek diyenlere hiç kimse rastlamamıştır.
Üstelik yukarıda sayılan olumsuzlukların tam tersinin doğru olduğu, bu alanda yapılan hizmetlerin hem ülkeye, hem ailelere saygı,sevgi, merhamet, çalışkanlık, iyiniyet, hoşgörü, doğruluk, dürüstlük, ana baba
hakkı tanıma, büyüklere saygı, konuşurken yüzü kızarma şeklinde daha yüzlercesini sayacağımız hasletlerin geliştiğini hemen herkes teslim ediyor.
Lafı eğip bükmeye gereke yok. Herkes biliyor ki, bu eğitim kurumlarında okuyanlar veya bir şekilde yolu geçenlerden şimdiye kadar kimse şikâyetçi olmamıştır.
Peki buralarda ne oluyor da, güzellik adına ne varsa gerçekleşiyor, kötülük adına ne varsa terk ediliyor.
Sebep çok açık ve yalın. Buralarda Allah, Kitabı Kur’an ve Hz.Resulullah’ın ahlakı ve hayatı anlatılıyor. Peygamberimizin “Ümmetimin fesadı zamanında kim benim sünnetime ittiba ederse, her türlü kötülüklerden kurtulur ve cennete girer” Hadisi Şerifinin amacına uygun bir yaşam telkin ediliyor.
Değirmenin suyu nereden geliyor. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın ağababalardan bir tek kuruş buralara gelmiyor. Bu milletin evlatları himmet adı altında zekatını, sadakasını veriyor ve bunun da ötesinde İ’sar hasleti olan kuralı işletiyor.
“Ve Yu’siruvne ala enfusihim velev kane bihi hasasa- kendileri muhtaç oldukları halde kardeşlerini nefislerine tercih ederler” ayeti uyarınca vermeyi öğrenmenin haklı gururunu yaşıyorlar ve değirmenin suyu damla damla birikiyor, sonra ırmaklara, çağlayanlara dönüyor.
İşini başındakiler, TCK’nun 220. Maddesinde ifadesini bulan anlamda bir örgüt ise, hiç kuşkusuz ayırt etmeye gerek yok, bu hareketin devamını sağlama anlamında ceplerindeki son kuruşu veren fakir Anadolu insanı da, Boğaziçi, Ortadoğu gibi Üniversiteleri bitirip de dünyanın dört bir yanına dağılan ve kuvtu ya yemuvt-ölmeyecek kadar bir para ile yaşamaya çalışan gencecik vatan evlatları da örgütün birer mensubudur. Hepsi hakkında ceza davası açılması gerekir.
Pek tabii burada Türkiye’de ve dünyanın büyük çoğunluğunda eğitim faaliyeti yürüten, fizikte, kimyada, matematikte hep dünya birinciliklerini sağlayan okullarda, kurslarda, nasıl bir suç işlendiğinin de ispatlanması lazım. 647 Sayılı eski TCK’nun o meşhur 163.maddesi yeniden getirilmeden, bu yapılanlar suç olmaz.
Bizimkileri bu gelişmeler karşısında muhalefette görmek isterdim. Hiçbir savaş bu kadara keyifli olmazdı.