“EYYAM” YUKARI ÇIKIŞINI HENÜZ TAMAMLAMADI

ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi Ermeni Karar tasarısını kabul etti.
Ben de oylamayı izledim. Parlamentoda görev yapmış, oy kullanmanın adab ve edebini görmüş, o el kaldırmanın veya indirmenin bir oyun ve oyuncak olmadığını kavramış birisi olarak, ABD temsilciler Meclisi Dış İlişkiler komitesindeki Ermeni Karar tasarısı ile ilgili oylamayı, çok gırgır buldum.

Oylama dediğin, görüşmelerin tamamlanmasından sonra başlar ve en geç 5 dakika içerisinde biter.

Ama dış ilişkiler komitesinde oylama başladı. 5 dakika, 10 dakika, 20 dakika, yok bitmiyor. Oy verme işleminin başlamasından itibaren 1 saati aşkın bir zaman geçti. Oylama devam ediyor.

Gırgır ki ne gırgır, gülüyorum.

En son oylar 22 hayır 20 evet noktasına iken, ben izlemeyi bıraktım.
Sezen Aksu’nun Ada Vapuru yandan çarklı, Şinanay da yavrum Şinanay şarkısını söylüyorum.

Sesim fena değildir. Hele Abdonun Mezarını çok güzel söylerim.

Ada vapuru yandan çarklı
Bayraklar donanmış cafcaflı
Simitçi, kahveci, gazozcu, (Bunlar ABD Dış İlişkiler Meclisi üyeleri oluyor)
Şinanay da yavrum şina şinanay
Şinanayda şinanay hopa şinanay
Estirir de ada yeli estirir
Seni sevindirir beni küstürür
Lüküs kamarada kümler oturur
Şinanay da yavrum şina şinanay
Şinanayda şinanay hopa şinanay
Müslümanı, Yahudisi, Urumu,
Sporcusu, ihtiyarı, veremi
Kiminin saçı uçar, kiminin eteği
Şinanay da yavrum şina şinanay
Şinanayda şinanay hopaşinanay

 

Oyların 22 si lehimize 20 si aleyhimize iken oturumu niye bıraktım. Oh bu iş bitti, Türkiye yeniden başına iş açacak bir handikaptan kurtuldu kanaatine ulaştığımdan dolayı değil. Ya neden?

Hamletin tezgahını gördüm. Oylama aleyhimize neticelenecek dedim. Obama yönetimi Türkiye’ye dönecek, çok çaba harcadık!!! Ama muvaffak olamadık. Oyları görüyorsunuz işte.

Evdekiler niye ya, öndeyiz dediler. Evet dedim, ama size siyaseti öğretemedim. Baksanıza başkan sürei uzattıkça uzatıyor. Yahudi baikanın böyle bir inisiyatif kullanma yetkisi varmış. İşi zamana yayabilirmiş. Lehe oy kullanan dönüp, aleyhe oy verebilirmiş.

Manzaranın bu “mazarada-hastalık hali” devam ettiğini görünce, dedim ki, hadi bana eyvallah, ben elime yeni geçen Aziz Barnabas’ın İncilini bitirmeye çalışayım (275 sayfalık kitabın 130 sayfasını iki günde okudum. Bunca iş arasında)

Bakın Başkan Türkiye aleyhine oy verecekleri son ana kadar tutacak, sonra onları içeri aldırıp, aleyhe oy kullandıracak ve tasarı Türkiye aleyhine neticelenecek dedim.

Öyle de oldu.

Dün de yazdım.

ABD her sene Türkiye’nin baçında boza pişiriyor. Bu oylama işini demoklesin kılıcı gibi başımızda sallıyor. Ne yapacak ise yapsın, her sene aynı günlerde yüzlerce siyasimizi yaban ellere gönderip, posteki eskitmektense, memleketimin Meclisinde ayakkabımı gıcır gıcır boyar, efendi efendi gezerim.

Bu oylamanın Türkiye aleyhine olduğunu düşünenler kesinlikle yanılıyor.

Türkiye buna mukabil tedbirlerini alır ise, işte o zaman Hanyayı Konyayı görürler.

Eminim hükümetimiz bu minvalde hareket edecektir.

27 Nisa 2007 bildirisinin o günlerde bütün arkadaşlar ne anlama geldiğini biliyorlardı. Bildirinin yayınlandığı günün sabahı meclise giderken, Fehmi Koru bey ile Bülent Arınç beyi arabamdan aradım. Fehmi bey metnin kodlarını herhalde iyi okuyorsunuz, bu bir İhtilal bildirisidir, hükümetin karşı çıkmasını sağlayacak bir tedbir almaya yardımcı ol, ilk salvo çok tehlikelidir, yutulur ise, altından kalkamayacağımız zararımıza yol açar. Bu cesareti bize ver dedim. Başkanım biz yanınızdayız, korkuya mahal yok dedim. Hükümet cevap versin. O da gereği yapılacak, siz duruşunuzu muhafaza edin dedi.

Şimdi aynı oyunun bir başka versiyonunu yaşamaktayız.

Hükümetimiz “elbette gaza gelmeden” gerekli cevabı verecek ve bu işten 1 Mart tezkeresinde olduğu gibi ABD ziyan edecektir.

Biz ABD siz de yaşayabileceğimizi şimdi göstermek durumundayız.

Ama onlar bizsiz yaşayabilecekler mi göreceğiz. Bu gelişmeler bizi daha çok Avrupa’ya yanaştıracakdır. Uçak, silah araç ve gereci almada Almanya ve Fransa’nın ABD den kalır yanı bulunmuyor. 10 milyarlarca dolar (artık bıktık bunların parasından) Euroluk alış verişin Avrupa’ya kaydırılması ne imiş, Ortadoğu dengelerinin oluşturulmasında Türkiye’nin konumu ve önemi nasılmış, o zaman daha iyi anlarlar.

Merak etmeyin kader hükmünü vermiş, bizim de içerisinde bulunduğumuz “DEVRAN” yukarı doğru seyrine devam ediyor ve bu seyrini henüz tamamlamadır.

Maddi ve manevi alanlarda “Ülkemiz” “Coğrafyamız” ile birlikte büyük hamleler katetmeden, bunun “hazzını” (biz olmasak çocuklarımız, torunlarımız) yaşamadan geriye dönüş “VE TİLKEL EYYAMU NUDAVİLUHA BEYNENNAS-Biz eyyamı/zamanları/insanlar arasında evirip çeviririz” ayetinin sırrına aykırı olur.

Yaşayan görecek,

Görmeyenler hissedecek.

Eminim.