ABALI’DA OLAY/KARAKOLDA AYNA VAR
Lice’de Abalı Jandarma Karakoluna saldırı yapılmış, iki Asker Şehit olmuştu. Askerlerden bir tanesinin Samsunlu Teğmen Ahmet Altunoğlu olması, bu eylemde şüphelerin hemen PKK ya çevrilmesine sebep oldu.
Aslında Karakol baskınlarında şehit düşen Askerler için insan,başka hangi düşünceye sahip olabilir ki?
1-Eylem Diyarbakır’da (Türkiye Kamuoyu,zaten bu işlerin en organize edildiği il olarak Diyarbakır’ı biliyor)
2-Basılan yer karakol.
3-Şehitler Asker.
4-Şehit komutan, Ahmet Türk’e yumruk vurulan Samsun’dan,
5-Örgütün bu eylemin intikamını alma konusunda bir kararlılık içerisinde olacağını nerede ise herkes biliyor/du.
6-Eylem gerçekleşti, Ahmet Türk’e yumruk sallayan "avanağın" mensup olduğu ilden/Samsun’dan/ bir Teğmen vuruldu, o halde bu eylemi PKK yaptı.
7-Bunun üzerine ardı arkasına açıklamalar geldi. Eylemin intikamı alınacak, şehidin kanı yerde kalmayacak denildi.
8-Samsun’da işinde gücünde, ekmeğinin peşinde olan Diyarbakır’lı iş amadamlarının işyerlerine saldırılar düzenlendi.
9-Polisler iş yerlerinin bulunduğu mekanları korumaya aldılar. Şahıslara zarar verilmemesi için etten duvar ördüler.
10-Halkın infial hali devam ediyor.
11-Bayraklı gösterilerin hız kesmemesi üzerine, Diyarbakır’lı iş adamları işyerlerinin camlarına Türk bayrağı astılar.
12-Samsun Plakalı araçların Güneydoğu’da saldırıya uğradığı, araçların yakıldığı , şöförlerinin kaçarak canlarını zor kurtardıkları yalanı uydurudlu. Çünkü böyle bir eylemin gerçekleştiği hiçbir şekilde basına yansımadı, bu yönde bir şikayet te Emniyet güçlerine yapılmadı.
Veee.
PKK, bu eylemi biz yapmadık. Eylemi karakol kendi içerisinde gerçekleştirdi. Nöbet yerinden dönen askerlere karakoldan ateş edildiği ve bir Asker ile bir Komutanın öldürüldüğünü açıkladı.
Bu haber sadece bir gazetede yer aldı.
Diğer basın kuruluşları gazetelerine, PKK nın bu açıklamasını almadılar.
PKK nın açıklamasını yayınlayan gazete işi büyütmedi. Bir sonraki gün yayınladıkları gazetelerinde bu yöndeki açıklamalarını sürdürmediler.
Dikkat ettim basın yayın kuruluşlarından , yani yazar çizer takımından kimse de bu konu üzerinde durmadı.
PKK nın bu eylemi üstlenmemesinin bir hedef saptırma olup olmadığını araştırmadılar.
Genelkurmay Başkanlığına bu konuda sorular yöneltilmedi.
PKK nın açıklamasının bir dezenformasyon mu, yoksa gerçek mi olduğu sorgulamadılar.
Karakol baskını yapmak, bir Er ile bir Komutanı şehit etmek PKK nın gücünü göstermesi açısandan ne kadar önemli olduğu ve Askerlerde morali ne kadar bozduğu bilinmeyen bir husus değil.
Peki PKK yaptığı bu eylemi neden inkar etti.
Yoksa gerçekten yaptıkları açıklama doğru mu?
Eğer PKK nın yaptığı açıklama doğru ise, ABALI Karakolunda olup bitenler nedir?
Askerlerin nöbetten dönen arkadaşlarını tanımamaları, onları örgüt mensubu olarak değerlendirip ateş etmeleri mümkün müdür?
Nöbetten dönerken baskına uğrayan Askerler, örgüt saldırdı diye silahla cevap vermişler midir?
Samsun’lu şehit Teğmen’in ailesi de boş durmamalı, olayın üzerine gitmelidir.
Elazığ’da eline bomba verilerek, saatlerce can havli ile ortalık yerde dolaştırılan Askerin ailesi olayı takip etti, işin üzerinde durdu ve kendini bilmez bir Subay tarafından 4 kişinin nasıl katlediğini ortaya çıkarılmasını sağladı ise, bu olay da takip edilmeli, Nöbetten dönen Askerler üzerine nasıl bir saldırının gerçekleştirildiği aydınlatılmalıdır.
Anayasa değişikliğinin gerçekleştirildiği günlerde cereyan eden bu hadise, hiç kuşkusuz bir çok çevrede Hükümete "BU NASIL İŞ, SİZ AÇILIM MAÇILIM DİYE HAREKET ETTİKÇE, KARŞI TARAFI CESARETLENDİRİYOR, MİLETİN EVLATLARININ KANLARININ DÖKÜLMESİNE İMKAN VERİYORSUNUZ, BIRAKIN BU İŞLERİ DE MİLLETİN CANINI NASIL KORUYACAĞINIZI DÜŞÜNÜN" eleştirilerinin yapılmasına sebep oldu/oluyor.
Tüm bu sebeplerden ötürü,
Samsun’lu bir komutanın Diyarbakır Lice’e şehit edilmesi olayının aydınlatılmasının ayrı bir ehemmiyeti var.
1-Eylem PKK tarafından yapılmış ise kesin biçimde ortaya konsun.
2-Yok eylem PKK tarafından gerçekleştirilmedi ise, kim yaptı?
3-Eylemin gerçekleşmesinin,Abalı Karakolunun kendi içerisinde bir yanlış anlaşılmadan kaynaklanmış olma ihtimali var mıdır?
4-Yoksa bu eylem taaa Samsun’da Ahmet Türk’e yumruk atılırken mi planlanmıştı?
5-Eylem Abalı karakolunun kendi iç çatışması ise, Samsun’lu Komutanın şehit edilmesini nereye koyacağız?
6-Bu eylemde Karakol içerisinden silah kullananlar kimlerdir?
7-Onlara ateş emrini kim vermiştir?
8-Abalı Kakarolunda Bağımsız İnsan Hakları Koruyucuları tarafından inceleme yapılmasına, oradaki kişilerin dinlenmesine izin verilecek midir?
9-Samsun’lu Şehit edilen Komutan ile Askerin ailesi TBMM si insan Haklarını İnceleme Komisyonuna isnatların araştırılması için başvurmuş mudur? Başvurmayı düşünmekte midirler?
10-TBMM si İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bu yazıları ihbar kabul edip olay yerinde inceleme yapmayı düşünmekte midir?
11-Bu komisyon olay yerinde inceleme yapmaya giderken, isnat edildiği gibi Karakol PKK tarafından bir baskına maruz kalmış ise , bunun izlerinin olup olmadığını inceleyecek bir bilirkişiyi yanlarında götürecekler midir?
12-Abalı Karakoluna yapılan saldırı ile ilgili olarak boşkovanlar toplanmış mıdır?
13-Olay yerinde ele geçirilen boşkovanlar şu anda nerededir?
14-Lice Savcısının elinde bu konu ile ilgili olarak bir hazırlık evrakı var mı?
15-Suç unsuru belgeler Adli Emenate alınmış mıdır?
16-Kakarolda bulunan silahlardan elde edilen boşkovanlar ile olay yerinde bulunan boşkovanların ekspertizi yapılmış mıdır?
Hadi bakalım.
Abalı’da olay varsa,Karakolda Ayna yok mu?
AMAN ALLAH’IM AMAN.
Büyük konuşmayalım ama, kimin eli kimin cebinde olduğu bilinmeyen bir dönemi yaşıyoruz. Şimdi her türlü ahlaksızlık için "ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİ" diye bir kavram oluşturmuşlar.
Tüm pisliklerin üstü BÖYLE MEDENİ!!! BİÇİMDE BULUNAN KELİMELERLE örtülmeye çalışılıyor.
Eskiden ismine o….. luk denen hareketlere , yine MEDENİ !!! BİR TABİRLE "SEVİYELİ BİRLİKTELİK" ismini koymuşlar.
Özel hayatın gizliliği,
Seviyeli Birliktelikler,
Düzeyli İlişkiler,
Medeniyet olarak kabul ediliyor.
Ve bunlara dokunulmasına zinhar karşı çıkılıyor.
Benim bildiğim ve hala aynı şekilde anladığım özel hayatın gizliliği,senin medeni ve manevi örfe göre herkesin görüp bildiği bir yaşantın olur da, buraya gizliden bir müdahalede bulunulursa(ses kaydı, gizli kamera koymak gibi), karşı çıkılması gereken özel hayatın gizliliği budur.
Yoksa millete talkını verirken sen her türlü pisliğe bulaşmış salkımı yutarsan buna da özel hayatın gizliliği adını verirsen, olmazzzz, olamazzzz.
Şahıs bunu yapanlara karşı büyük bir hukuk mücadelesi başlatacağım diyor.
BU HUKUKA GÖRE ŞİKAYETÇİ OLURSUN, YAYINCILARI MAHKUM ETTİRİRSİN, ÜSTÜNE ÜSTLÜK TAZMİNAT DA KAZANABİLİRSİN.
Ama toplum nezdindeki mahkumiyetini nasıl silekceksin?
YÜZÜMÜZE NASIL BAKACAKSIN.
Görüntülerde kadının kocasının da orada olduğu, adamın eşini bırakıp ayrıldıktan sonra fiiliyatın başladığı anlaşılıyor.
Aman Allah’ım. Aman.
YAMAN ALLAHIM. YAMAN.YAMAN.