ABD YE SÖYLEYİN YARGILAMAYA BAŞLADIK
Bu değişikliğe CHP liler, MHP liler ve BDP liler destek vermediler.
Kimisi genel kurul çalışmalarına katılmadı, kimisi değişiklik maddelerinin kendilerini tatmin etmemesi sebebiyle olumlu oy vermedi, kimisi yaz yağmuru gibi bazen esti, bazen gürledi.
Yaptıkları ile ne İsa’ya ve ne de Musa’ya yaranabildiler.
12 Eylül rejimi ile toplumun hemen her kesimi inanılmaz acılar çekti.
Bu rejim hiç kuşkusuz en büyük tahribatı Diyarbakır ve çevresine yaptı.
İnsanlar savaş sonrasının tutukluları olarak tanklar eşliğinde Diyarbakır E tipi cezaevinden alındılar ve Kolordunun bulunduğu mekanda Sıkıyönetim komutanlığı Askeri Mahkemesinde yargılandılar.
Sanıklar E tipi cezaevinden çıkarılıp Seyrantepe yolu ile Sıkıyönetim Askeri Mahkemesine getirilirlerken yaşanan manzara, İsrail’in Filistinlilere yaptığından belki daha beterdi.
İşte bu eylem faillerinin yargılanması için atılan çok önemli bir adıma, yani Anayasanın geçici 15.maddesinin değiştirilmesine BDP liler maalesef katılmadılar.
Bu alanda olsun, hakkın adaletin yerini bulmasına yardımcı olmadılar.
Hayatlarının hatasını işlediler.
Çok sık karşılaştıkları siyasi partilerin görüşleri sebebiyle kapatılmasının engellenmesi oylamasına bile geçerli oy vermeyerek, maddenin kanun metninden düşmesine sebep oldular.
Kenan Evren onlara ne kadar teşekkür etse azdır.
Anayasa değişikliği ile ilgili kanun teklifi TBMM sinde görüşülür iken, yapılacak bu değişikliklerden bir şey çıkmaz diyenler, inşallah yanıldıklarını anlayacaklar.
Kenan Evren’e 12 ayrı soru sorulmuş. O da verdiği cevaplarda maalesef bugüne kadar değiştirilemeyen Askeri İç Hizmet Kanunun 35.maddesine dayandıklarını söylemiş, bugün olsa yine aynı şeyi yapardım demiş, pişman olmadığını açıklamış. Bu yaşta bu cesaretini, inşallah cezaevi yolu gözüktüğü zaman da gösterir.
Soruşturma başladı, sonucunda koğuşturmaya dönüşebilir mi, yani yargılama başlar mı? şu an için bilmiyoruz. Şimdi hemen herkeste Kenan Evren ve arkadaşlarının suç işlediği konusunda bir kuşku yok ta, acaba bunların işledikleri suçlar zaman aşımına uğradı mı, uğramadı mı, bunun tartışması yapılıyor.
Bir kişinin işlediği suçtan ötürü, kaçması, arandığı halde bulunamaması gibi sebeplerle, daha önceki ceza kanunlarında öngörülen sürelerde yargılama yapılamaması, suçun zamanaşımına uğramasına sebep oluyor. Burada çeşitli süreler var, onları yazarak zihninizi yormak istemiyorum. Ama Kenan Evren ve arkadaşlarının işledikleri suç ile ilgili olarak aradan 40 yıl geçmiş olduğundan gerek ceza ve gerekse dava zamanaşımı dolmuş bulunuyor.
Fakat burada yepyeni bir durum ile karşı karşıyayız. Bu kişilerin işledikleri suçlardan ötürü yargılanmalarına hiçbir şekilde başlanamadı veya bu yönde en küçük bir adım atılamadı ki, suçları zaman aşımına uğramış olsun.
Anayasaya konulan geçici 15.madde ile Kenan Evren ve arkadaşları hakkında dava açılması imkansız hale getirilmişti. Bırakın onlara dava açmayı, haklarında işlem yapılması gerekir diyerek İddianame hazırlayan kişiler mesleklerinden oldular. Savcı Sacit Kayasu’yu hatırlamışsınızdır sanırım.
Yani sistemi kurgulayanlar, kendilerine yan bakılmasına bile müsaade etmediler.
O açıdan başlamayan bir "zaman" ın , "aşım" a uğraması da söz konusu olmayacağından, Kenan Evren ve arkadaşları hakkında dava açılacak ve yargılamaları da yapılacaktır. Ben buna kesinlikle inanıyorum.
Her neyse, bu işlere kalkışanların akibetlerinin ne olacağı artık anlaşılmıştır. Bir taraftan Kenan Evren ve arkadaşları hakkında tahkikat sürerken, diğer taraftan o Jenerasyonun yeni üyelerinin oluşturduğu Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy v.s gibi örgütler ve failleri Mahkemelerde yargılanıyor ve hemen her gün birer birer tutuklanıyorlar.
Kenan Evren kendisine sorulanlardan birisine verdiği cevapta, ABD ye söyleyin yönetime el koyduk demiş.
Şimdi bunlardan sonra bizim de söylememiz gereken bir şey var.
ABD ye haber verin "çocuklarınız" Kenan Evren ve arkadaşları ile, yeni yetme hempalarını yargılamaya başladık.