ANAYASAL VATANDAŞLIK(1)
Abdullah Öcalan Kürtlerin görünür kılınmasında oynadığı rol sebebiyle , ona terör örgütü lideri denilmesi Kürtlerin büyük çoğunluğu bakımından artık imkansız bir hale geldi.
Geçen gün Hakkari’yi ziyaret eden Kemal Kılıçdaroğlu’na 34 yıl o bölgede muhtarlık yapan birisi aynen şunları söyledi. " Siz neden şimdiye kadar buralara gelmiyordunuz. Neden bizim sorunlarımızı dinlemiyordunuz. Bakınız ben bu ülkeye 34 sene muhtarlık yaptım. Devletimin yetkilileri ile çalıştım. Ama artık yoruldum ve kendimi emekliye ayırdım. Fakat ben bu ülkenin sorunları ile ilgilenmekten kendimi alamıyorum. Siz orada burada konuşurken, doğu sorunu, güneydoğu sorunu gibi sözler söylüyorsunuz ve maalesef yanlış yapıyorsunuz. Sorun Kürt sorunudur ve bu sorunun çözülmesi konusunda herkese büyük görevler düşüyor. 30 senedir silahsız, bombasız, ölümsüz bir günümüz geçmemiş. Siz hem bir Kürt ve hem de bir Alevi olarak sorunun ismini dahi telaffuz edemezseniz, büyük yanlış yapmış olursunuz. Sorun şu veya bu partinin tekelini bırakılamayacak kadar büyüktür ve herkesi ilgilendirmektedir" gibi laflar sarf etti.
Aslında siz Doğu ve Güneydoğu’da kiminle konuşursanız konuşun, herkesin bu ve buna benzer sözleri konuştuğuna şahit olursunuz.
Yani sorun İmralı’nın, Kandilin, BDP nin veya Ak Partinin sorunu olmaktan çıkmış, Güneydoğu insanının yüzde yüzünün, batı insanının da kahir ekseriyetinin sorunu haline gelmiştir.
Buradan bir çıkış gerekiyor.
Kimileri "terör bitmeden" bu işlerin çözülmesi mümkün değil diyor.
Muhataplarından bir adım gelmeden, vatandaşlık tanımı yapılmadan, dağdakilerin ovaya nasıl ineceği hükme bağlanmadan, TBMM sinde temsil açısından zorluk yaratan % 10 barajı kalkmadan eylemlerin duracağı, ortalığın bir anda süt liman hale geleceğini kim nasıl düşünüyor acaba?
Düşünün bir kere artık karşınızda 15-20 Milyonluk bir kitle var.
Daha çok kan, daha çok gözyaşı, daha çok ölüm, daha çok evlere şivan düşürülerek sorunun çözülmesi imkansız hale gelmiştir.
30 yıldan beri akan kan terörün bitmesini sağlamadı.
Peki Türkiye Cumhuriyeti Devleti terörün bitmesini istemiyor mu?
Bu alanda meydana gelen olaylara bakıldığında; zihnimizin karışmasına sebebiyet veren olaylar, temkini elimizden bırakmamamızı gerektiriyor.
Milletin kahir ekseriyeti nasıl, ne şekilde çözülecek ise, bu işin bitmesini ve evlatlarının artık cansız bedenlerinin ülkenin bir yanına dağılmasını istemiyor.
Fakat bildiğim bir başka şey, milletteki umumi konsensüs, tamam evlatlarımız ölmesin , ama ister ise ülke bölünsün şeklinde değildir.
Şöyle düşünelim. Yunanistan Türkiye’ye saldırıyor ve topraklarının bir kısmının gitmesi gündeme geliyor.
Burada Türkiye’nin hiçbir insanının olaya bigane kalması düşünülemez ve bu vatan topraklarında yaşayan milyonlarca kişi, saldırıyı defetmek için, gönüllü olarak askere yazılır.
Kıbrıs çıkartması sırasında, Türkiye’nin her tarafından insanlar fevc fevc askere yazıldılar. Anneler babalar bizzat kendileri gidip evlatlarını askere yazdırdılar.
Yani sorun VATAN İSE gerisi teferruat olarak görülmektedir.
Burada ülkemizin içerisinde bulunduğu açmaz, hiçbir dış savaşın getiremeyeceği yıkımın iç savaş yolu ile ortaya çıkma tehlikesidir.
Sayın Başbakan bu durumu gayet iyi görüyor ve Anayasal vatandaşlık öneriyor. Yarına.