ANAYASAL VATANDAŞLIK(2)

Sayın Başbakan, gazetecilerle yapmış olduğu bir mülakatta;

Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi bizim için 2001 yılında başlıyor. Parti programımızın içinde var. Adına ister 'Güneydoğu sorunu', ister 'terör', ister 'Kürt sorunu' deyin, isterseniz 'Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi' ama bu bizim parti programımızda var. Ağustos 2005'teki Diyarbakır konuşmamdan sonra konu Milli Güvenlik Kurulu'nda tartışıldığında o zamanki Cumhurbaşkanı, 'Bu nereden çıktı?' dedi. Ben de parti programımızı yanıma almıştım. Açtım gösterdim. Parti programı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın onayından geçmiyor mu? O zaman bunun mücadelesini biz verdik. Ret olayı vardı, inkâr olayı vardı, asimilasyon olayı vardı. Mücadeleyle bir yere geldik. Önümüzde bir süreç daha var. Özellikle 26 maddelik anayasa değişikliği birçok konuyu aşma imkânı verdi. Biz meseleyi oya tahvil etme gayreti içerisinde değiliz.

Benim bu yola çıktığımdan beri söylediğim ifadedir. "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı ortak paydasında buluşalım." Dört şey çok önemli; tek bayrak, tek millet, tek vatan, tek devlet. Birlik siyasetine vurgu yapıyoruz. Olması gereken bu. 74 milyonun bir ortak paydası olması gerekir. Bu ortak paydayı da geleceğiz vatandaşlıkta toplayacağız. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmanın yanında bir de 780 bin kilometre karelik vatan toprağı var. Mesela adam çekmiş gitmiş Rum. "Türkiye'ye olan özlemimi unutamıyorum" diyor. Adam bu topraklara hâlâ hasta ama kovmuşlar onu. Bunlar bizi bütünleştirecek şeyler. Din de önemli. Müslüman topraklarda yaşamayı farklı topraklarda yaşamaktan daha evla görüyorum.

Şimdiye kadar hiçbir siyasi liderin Sayın Başbakan kadar Kürd, Türk, Arap, Laz, Çerkez, Abaza, Alevi, Sünni, Müslüman, Gayrı Müslim gibi değerleri dile getirdiğine şahit olmamıştık.

Ak Parti iktidarları ile Kürtçenin üzerindeki yasakların büyük çoğunluğu kaldırıldı. İstenildiği kadar karşı çıkılsın, kimsenin hayal etmediği düzenlemeler getirildi. Ama hala hükümet yetkilileri var olan bir sorundan söz ediyor ise, bunun aynı zamanda çözülmesi gerektiğini doğrudan ifade etmiş olmuyorlar mı?

Önümüzdeki seçimler sonrasında hemen herkes bir yeni Anayasa yapılmasını parlamentodan bekliyor.

Bu Anayasada Kürt sorununun çözümü ile ilgili olarak Anayasal Vatandaşlık hakkının ifade edileceği, Anayasada hiçbir ırka atıf yapan kelime, cümle veya kavramın olmayacağı  açıkça anlaşılıyor.

Bu adım Kandilin veya İmralının taleplerinin ne kadarını karşılar bilmiyorum. Çünkü şimdi iş BDP sözcüleri tarafından bir adım öteye götürülmüş ve Türkiye'nin bir federasyona dönüştürülmesi, Kürt Federe Devletinin Parlamentosu, Başbakanı ve Hükümeti ile görünür hale gelmesi istenmiştir/istenmektedir.

Yani Anayasal vatandaşlık İmralı, Kandil ve BDP yi kesmiyor ise, sorun çok büyüktür.