ARTIK "SUS" MA ZAMANI(1)
6 Aralık 2010 da Gölcük Donanma komutanlığında bir ihbar üzerine Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından arama yapıldı.
Bu aramada 9 çuval dolusu silahlar, çeşitli dökümanlar ele geçirildi.
Ele geçen dökümanın 10. Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden Balyoz davası ile ilgili olduğu ve bu belgelerin 19 Ocak 2011 tarihinde sanık Avukatları ile Müdahillere dağıtıldığı yapılan açıklamalar ile belirlendi.
Belgelerin kamuoyuna yansımasından sonra gerçek manada cingar çıktı.
Balyoz davası sanığı Birinci Ordu eski komutanı Orgeneral Çetin Doğan, daha önce bir çuval dolusu belgenin Taraf Gazetesine ulaştırılmasından sonra açılan davayı ve yapılan yayınları eleştirdi.
Bunlar 1.Ordunun plan semineridir, seferberlik ilanında, atılması gereken adımlar senaryolaştırılmış ve gerekli tedbirin alınması amaçlanmıştır dedi.
O’na göre Türk Ordusu savaş hazırlığı yapıyor, herhangi bir saldırı halinde, alınması gereken tedbirleri görüşüyordu.
Biz savaş görmemiş bir nesiliz.
Ülke savaşa tutuştuğunda, düşman gelir de Beyazıt Camiini bombalar mı?
Fatihte bulunan Hırkai Şerif Camiini yerle bir eder ve burada bulanan Hırkai Şerife zarar vermeyi ilk işi olarak görür mü?
Memleketin önde gelen aydınlarını, gazetecilerini isim isim belirleyip, öldürmeyi ilk hedef olarak seçer mi?
Milletvekillerini, Bakanları, Başbakanı ve de komutanlardan bazılarını alıp ince ada, uzun ada, zincirbozan, yassıadaya götürme planları yapar mı?
Biz bunları gerçekten bilmiyoruz.
Ama bu plan semineri denilen "ucubeye" bakınca, Ordunun en önemli kademesinde bulunan insanlar, dış düşman ile değil, tümü ile kendi milleti, kendi insanları ile uğraşmayı, onları katletmeyi, manevi değerlerine zarar vermeyi, stadyumları toplama kampları haline getirmeyi, yetmez ise, yeni cezaevleri oluşturmayı, fütursuzca ve ahlaksızca eylemler yapmayı hedeflemişler.
Bombalanacak yerler, yıkılacak camiler, hırkai şerif gibi manevi miraslar, öldürülecek isimler, oluşturulacak toplama kampları müşahhas bir şekilde sayılmak suretiyle, OLAY PLAN SEMİNERİ VESAİRE OLMAKTAN ÇIKMIŞ, KATLİAM PLANI HALİNE DÖNÜŞTÜRÜLMÜŞTÜR.
Daha önce Taraf Gazetesine getirilen bir çuval dolusu belgeye, birçok kişi kuşku ile bakmış, bunun kimler tarafından organize edildiğinin bilinmediği gerekçesi ile belgelerin delil niteliğinde olmadığı söylenmişti.
Gölcük donanma komutanlığının kozmik odasında bir ihbar üzerine ele geçirilen belgeler, artık bugün herkesin ezbere bildiği, Atabaylar, Sarıkız,Yakamoz,Ayışığı, Çarşaf, Suga,Sakal, Balyoz,Poyrazköy oluşumlarının, inkarı kabil olmayan suç delillerinin ele geçirildiğini ortaya koymaktadır.
Daha önce Taraf Gazetesine gönderilen belgeler ile bu belgeler arasında irtibat, "İLLİYET" kesin biçimde temin edilmiştir.
Benim en küçük bir kusurum ortaya çıksa, yüzüm kızarır, utancımdan ne yapacağımı şaşırırım. 1977 yılında evlenir iken Gazi Caddesindeki bir hemşehrimizin mağazasından taksitle mobilya almıştım. İlk iki taksitini zamanında ödedim, üçüncüsünü veremedim. Diğer ayın taksiti ile birlikte geçmiş borcumu ödeyinceye kadar, yeminle söylüyorum, o mağazanın önünden geçemedim.
Millete böylesine zülüm yapmaya karar vermiş bu kişiler nasıl insanlar? Diye sormak gerçekten abes. Daha önce yapılanlara bakınca nasıl bir musibet ile karşı karşıya olduğumuz ayan beyan görülüyor.
Abdullah Öcalana gidip "eğer dikkate alınmak istiyor isen, çatışmayı biraz daha şiddetlendirmelisin" sözü kim bilir kaç evladımızın(dağda veya ovada fark etmez) bu dünyadan göçüp gitmesine sebep olmuştur?
Bütün bunlara rağmen Genelkurmay Başkanlığı Gölcük Donanma Komutanlığında ele geçen belgeler ile ilgili olarak aşağıda satır başlarını okuyacağınız açıklamayı yapıyor. Yarına.