AYRAN GÖNÜLLÜ CHP ÜZERİNE ÇEŞİTLEMELER(1)

1.Yazı.
Hala Ergenekoncu mu, Ulusalcı mı, Ulusalcı sol mu, Enternasyonal solcu mu, Liberal mi, Demokratik sol mu olduğuna bir türlü karar veremedi CHP si.

Dünya üzerinde sol gelenekten gelen hiçbir partinin bu kadar "ayran gönüllü" olduğunu duydunuz, gördünüz mü?

Demokrasilerde sol partiler, sağ partiler olur, biraz da yeşiller ve komünist partiler.

Sol partiler aslan gibi sol parti politikaları güder. Bu partilerin sermayeyi temsil eden sağ ve liberal partiler ile çok yoğun yaşanan ayrışma noktaları vardır.

İşçiler, köylüler, dar gelirli memurlar, varoşlarda yaşayan yığınlar, tabiatları gereği yoksul kesimi oluşturan Üniversite öğrencileri, hak ve hürriyet talebinde bulunan, ayrışmaya tabi tutulan insanlar sol patilerin en doğal müttefikleridir.

Bu kesimlerin yaşadığı ülkelerde sol partiler, aldıkları büyük oylarla çok ciddi manada sükse yaparlar. Ve her zaman iktidar alternatifidirler.

Fransa bu açıdan çok iyi bir örnektir.

Yığınların refahı, mutluluğu söz konusu olduğunda, yani Fransa kendi iç işlerine iyice daldığında, sol politikalar prim yapar, ama kendi kaynaklarının başkaları ile paylaşımına giden meselelerde sıkıntı yaşamaya başladığında ise(Avrupa Birliğine Türkiye’nin alınması gibi) hemen sağ politikalar devreye girer. Sarkozy’in Fransa’da Devlet Başkanlığına gelmesinin en büyük sebebi, Türkiye’nin AB ligine girmesi meselesinde,Fransa’da Referanduma gidileceğini ilan etmesidir.

Sağ(liberal) partiler, büyük sermaye guruplarına, hali vakti yerinde olan yüksek bürokratlara ve bunlara göbek bağı ile bağlı bulunan kesimlere hitap ederler.

Şimdi sağ, sol partiler felsefesi yapıp zihinlerinizi karıştırmak istemiyorum. Ama şu CHP si Ergenekonculuğu, Ulusalcılığı, Ulusal solculuğu, Demokratik solculuğu ve son zamanlarda Liberalciliğe soyunan tavırları sebebiyle çok ciddi bir kimlik bunalımı yaşıyor.

VE ASLA BİR İKTİDAR ALTERNATİFİ OLUŞTURAMIYOR. İKİ DÖNEM ÜST ÜSTE SEÇİM KAZANMIŞ AK PARTİNİN BİR ÜÇÜNCÜSÜNÜ KAZANMAK İÇİN SADECE GÜN SAYDIĞINI GÖRMEZDEN GELİYOR. BÜYÜK ÇARESİZLİK İÇİNDE SÜHEYL BATUM GİBİ KERAMETİ KENDİNDEN MENKUL İNSANLARDAN MEDET UMUYOR.

Süheyl Batum Ergekonculara yakınlığı sebebiyle demokrasiyi hazmedemediği, bu bağlamda Ulusalcı olduğu, solculuğu dine karşıtlığı sebebiyle benimsediği ve idealine ulaşma konusunda Askeri darbeleri makul, masum gören tavırları biline biline partiye alındı.

Süheyl Batuma bırakacak olsanız, Ergenekondan yargılanan kim varsa listeye koyar ve o şekilde seçime gider.

Ergenekon davasının oyun ve oyuncak olmadığını bile bile takındığı bu tavrın altında yatan gerçek şudur:

Türkiye’deki Ulusalcı sol söylemlerin dünya üzerinde örnekleri bulunan gerçek sol parti politikaları ile bir ilgisi yoktur.

Şişli’de, Kadıköy’de, Çankaya’da, Boğaz’da yaşayan tuzu kuru, ekmeği ballı kişiler ne hikmet ise, solcu olarak kabul ediliyor ve bunlar CHP sine oy veriyorlar.

Tam bir azınlık statüsündeki bu kişilerle iktidara gelinmesinin mümkün olmadığını CHP zihniyeti tam olarak biliyor.

Halk yığınları da bidon kafalı ve göbeğini kaşıyan kesimi oluşturanlar olarak gerçeği kavrayamadıklarından, yapılması gereken şey, ORDUNUN DARBE YAPMASI SURETİYLE, UZUN YILLARA SARİ OLACAK BİÇİMDE SİYASETİN DİZAYN EDİLMESİNİ SAĞLAMAK VE İKTİRADA BU ŞEKİLDE GELMEK.

Ak Parti aldı başını gidiyor, yeni seçim döneminin de yüzde yüz galibi, bizim(CHP) yeni seçimden de ümidimiz yok, kendilerine bel bağladığımız Ordu da İHTİLAL YAPMADIĞINA göre kağıttan kaplan diye kızgınlıklarını dile getiriyorlar.

Sarıkızlar, Ay ışıkları, Yakamozlar, Orajlar, Sugalar, Sakallar, Balyozlar, Zir Vadileri(unutmayın, unutmayın hani Ankara’da bu isimle anılan vadiye gömülen silahlardan söz ediyorum) amacına ulaşsa idi, o zaman ordu etten kemikten aslan olacaktı, Süheyl Batum gibilere de gün doğacaktı.