AZİZ BARNABAS İNCİLİ VE DİĞERLERİ(2)
Daha sonra köylüler tümünü (250 sayfa) dışarı çıkardıkları bu parşömen kağıtları üzerine yazılı metinleri ,mensubu oldukları Babat aşireti reisi Ferhan Babat’a götürdüler. Bu arada Ferhan Babat’ın oğlu Aziz Babat( Korucu başı ve daha sonra bu aşiretin reisi) olaydan haberdar oldu.
Bunlar söz konusu metinleri kime götürdü iseler bir türlü okutamadılar. Çünkü bu metinler Süryani alfabesi ve fakat Hz.İsa Aleyhisselamın konuştuğu ARAMİCE yazılmışt. Ferhan Babat,Aramice yazılmış bu metinleri papazlar dahil kimse okutamayınca,metinlerin çok eski tarihli olduğu ve muhtemelen dini içerik taşıdığını ve böylece tarihi değerini anlamakta gecikmedi ve bu metinleri paraya çevirmenin yolunu araştırdı. Bu işlemler sırasında Babatların yolu dönemin Malatya Milletvekili İsmail Hakkı Şengüler’e düştü. İsmail Hakkı Şengüler bu metinleri okutmak üzere Filoloğ Hamza Hocagil’e götürdü.
Hamza Hocagil , Hz.İsa Aleyhisselamın konuştuğu Arami dilini Türkiye’de bilen birkaç kişiden biri idi. Kitap ile Hamza Hocagil’in ilk teması böyle başladı.
Hz. İsa Arami dilinde konuşmuştu ama, mevcut incillerden hiçbirisinin dili Aramice değildi. Bu durum eldeki metnin diğer İncillere göre daha eski tarihlerde yazılmış olduğunu ortaya koyuyor ve böylece bulunan metinlerin değeri biraz daha iyi anlaşılıyordu. Çünkü Hırıstiyan Dünyası tarafından KANONİK İNCİLLER olarak kabul edilen metinlerin hiç birisi 4 yy.dan daha eski değildi ve tümü Grekçe metinlerden oluşuyordu.
Hamza Hocagil kitabın ilk sayfasını "Ben Kıbrıslı Barnabius.. Tespihe layık alemlerin Rabbinden bir bütün olarak, Ruhul Kudüs’le Meşaha’ya(MESİH,YAĞLANARAK DOĞMUŞ, MÜJDECİ, c.t.) vahyolunanı tıpkı İsa’dan duyduğum gibi, sadakatle, 48 gök yılları sonunda, dördüncü nüsha olarak aynen yazıyorum" şeklinde tercüme ediyor.
Ve
Hocagil heyecan içerisinde , Malatya Milletvekili Şengüler’e "bu kitap Aziz Barnabas İncili" diyor. İsmail Hakkı Şengüler bu İncili satın almak için Babat’lara 280 bin dolar ödemeyi kabul ediyor. Hamza Hocagil, bir siyasinin babası ile Ferhan Babat’la varılan anlaşma gereği metinleri almaya gittiklerinde, metinler yol araması sırasında Jandarma’nın eline geçiyor.
Metni yakalatan kişiler Diyarbakır Sıkıyönetim Mahkemesinde yargılanıyorlar. 1983 yılı olabilir. Tutuklanıyorlar, sonra serbest kalıyorlar. Burada da bir parantez açmamız gerekiyor. Diyarbakır Sıkıyönetim Mahkemesinde sanıklar yargılandıklarına göre,yakalatılan metinlerin bir örneğinin bu dosya içerisinde olması lazım. Mahkeme metinlerin bir örneğini almadan yargılama yapmış olamaz.Tabii Sıkıyönetim Mahkemesi ,zannımca ,sadece metni getirenleri değil, almak isteyenleri de yargılamıştır. Çünkü o zamanda 280 bin dolar para büyüktü, şimdi de.
Metinler Jamdarmanın eline geçince, Genelkurmay İstihbarat ve Dil Okuluna gönderildi.Olay dönemin Başbakanı Turgut Özal’a iletildi. Turgut Özal’ da konu ile ilgilenmesi için Milli Eğitim Bakanı Hasan Celal Güzel’i görevlendirdi. Hasan Celal Güzel Jandarma İstihbarat ve Dil Okulu yetkilileri ile irtibata geçince, bu metinler Jandarma Karargahında Orgeneral Kemal Başer’den alınarak Genelkurmay Özel Harp Dairesine gönderildi.
Yarın devam edelim.