BALYOZ NİHAYET İNDİ

Öyle hoşgörü moşgörü yok, merhamet yok,iteleme var, tepeleme var, başlarına balyoz gibi inme var demişti Çetin Doğan.

                     

Bu sözlerinden ötürü tutuklandı cezaevine kondu. Ardından Avukatlarının yapmış olduğu itiraz üzerine tahliyesine karar verildi.

O tahliye edildiği gün Cezaevi önünde yine enteresan açıklamalar yapmış ve dört bir yanı tehdit etmişti.

Tahliyesi sebebiyle Hâkimlere övgüler yağdıran Çetin Doğan, “görüyorsunuz işte Adalet yerini buldu, yapılan incelemede bana isnat olunan suçların hiçbirisinin sabit olmaması sebebiyle tahliyeme karar verildi. Burada bir şeyi belirtmek istiyorum, benim Birinci Ordu Komutanı olduğum dönemde Askeri teamüllere uygun olarak oynanan harp oyununu Hükümeti devirmeye teşebbüs olarak nitelendirenler yanıldıklarını anladılar. Yanlış hesap Bağdat’a gitmeden burada Mahkemeden döndü. O balyoz birilerinin başına inecek ama kimin. Kısa sürede balyozun kimin başında patladığı anlaşılacaktır” demişti.

Adam göz göre göre suç işlemiş, teamüllere uygun harp oyunu dediği şeyin düpedüz bir ihtilal provası olduğu ortaya çıkmış, bu provaya katılan emrindeki komutanların, Fatih, Çarşamba ve Üsküdarda sokak başlarını tanklarımla tutarım, insanların harekat sahasını sıfırlarım sözü üzerine, Paşasının cevabı “bu defa pusmak yok, merhamet yok, göz yaşına bakmak yok, vurmak var, tepelemek var” sözleri Plan Seminerinde!!! Ortaya çıkan cellatlığı nasıl da ifade etmişti.

Plan seminerinde Fatih Camiine, Beyazıt Camiine Cemaat içeride iken bomba atma ve ardından Hırkai Şerif Camiinin bombalanması da konuşulmuş ve böylece halkın bir anda ayaklanmaya teşvik edilmesi karara bağlanmıştı. Halk kutsal mekanlara yapılan saldırıların bıçağın kemiğe dayanması olarak algılayarak harekete geçecek, bunun üzerine Balyozcular, bunlar isyan hareketleridir, kendi mekanlarını bombalayarak mağduriyet yaratmak isteyen kişiler, şimdi de ayaklanma yolu ile Şeriatı getirmeye çalışıyorlar, bu asla kabul edilemez diyerek milletin başına ihtilal yolu ile balyoz gibi ineceklerdi.

Çetin Doğan ve arkadaşlarının Plan Semineri adı altında yaptıkları ihtilal girişimleri, kimi internet sitelerinde yayınlanınca, soruşturmalar başladı, ardından deliller bir bir fahşoldu. Özden Örnek’in günlükleri birer bomba gibi toplumda patladı ve nasıl da bu milletin büyük belalardan kurtulduğu ortaya çıktı.

Gölcük Donanma Komutanlığında ele geçirilen belgeler, Dursun Çiçek’te ele geçen ıslak imzalı ihanet planları, eylem sahiplerinin yapmış oldukları gizli konuşmaların televizyonlarda, internet sitelerinde yayınlanması ile dava konusu olabildi.

Çetin Doğan, Halil İbrahim Fırtına, Bilgin Balanlı, Engin Alan, Ergin Saygun, Nejat Bek, Süha Tanyeri, Özden Örnek, Şükrü Sarıışık ve Dursun Çiçek'in hakkında İstanbul 10.Ağır Ceza Mahkemesinin vermiş olduğu Mahkumiyet kararı onandı.

Çetin Doğan’ın bakalım balyoz kimin başında patlayacak beklentisi sona erdi. İstanbul 10.Ağır Ceza Mahkemesinin kararı ile balyozun Çetin Doğan ve arkadaşlarının başında patladığı hükme bağlandı.

Balyoz, Ergenekon v.s davaları devam ederken, insanların gizli konuşmalarının basın ve yayın organlarında yayınlanmasının suç teşkil edeceği yolunda kanun çıkarıldı.

Niye böyle bir şey yapıldı, neden ihtiyaç duyuldu ben anlamadım.

Sizi devirmek, al aşağı etmek, zindanlara tıkmak için yola çıkanların bundan böyle gizli konuşmaları tespit edilse bile, basın, yayın organlarında, internet sitelerinde yayınlanamayacak, yayınlayanlar 3 yıldan başlayan cezalara maruz kalacaklar.