BARIŞ KONUSUNDA ESED HİÇ DENENMEDİ
G 20 lerin yapacağı toplantı öncesi, Barışa bir şans verilmesi konusunda Rusya’ya düşen görevin, Esed’in bir an önce yönetimden çekilmesini sağlamak olduğunu yazdım.
Ama bu zirve sırasında barış adına bir tek kelime konuşulmadı.
ABD ve müttefikleri, Suriye’ye sınırlı da olsa bir müdahaleden söz etti, Rusya ise Suriye’ye BM ler Güvenlik Konseyinin kararı olmadan yapılacak bir müdahalenin karşılıksız kalmayacağını ve Suriye yönetimini desteklemeye devam edeceklerini ifade ettiler.
Havacılıkta geçen tabiri ile taraflar adeta “it” dalaşı yaptılar, biri birlerine dişlerini gösterdiler.
Bu kadar diş göstermeden sonra hiçbir şey yapılmamasını tabiî ki kimse beklemedi. Batılı devletlerin yönetim tarzlarında olan kimi açıklamaların yapılmasından sonra her an her şeyin olabileceği beklentisine girdi insanlar.
BM ler silah denetçilerinin raporunun açıklanması yanında, ABD kongresinin, özellikle Temsilciler Meclisinin müdahale konusunda vereceği kararın, yapılacak girişime meşruiyet kazandıracağı veya toplumun ikna edilmesine yardımcı olacağı yorumları yapıldı.
Saldırı saati tıkır tıkır işlerken birden bire iki karşılıklı atak geldi.
Bunlardan birincisini kendilerinden barış sürecinde çok şey beklediğimiz Rusya yaptı. Rusya İran’ın, Suriye ile birlikte hazırlamış oldukları,Suriye’de 2014 yılında yapılacak Devlet Başkanlığı seçimleri erkene alınsın, Beşşar Esed seçimlerde aday olmasın, seçilecek yeni yönetim dağılan Suriye toplumunu yeniden birleştirsin, inşa etsin önerisini ortaya attı. Onun bu hamlesine ABD derhal karşılık verdi. ABD Dış İşleri Bakanı Kerry, Suriye elinde bulunan kimyasal silahları bir hafta içerisinde BM lerden bir heyete veya ülkeye teslim etsin, bu silahlar imha edilsin, işte o zaman saldırı olmaz, ancak Esed bunu yapmaz, yapmayacaktır dedi.
Fakat o da ne, ABD nin önerisine Suriye balıklama atladı, ABD nin önerisini kabul ettiklerini Rusya Dış İşleri Bakanı Sergei Lavrova bildirdi.
Suriye’nin 2014 yılı Başkanlık seçimleri öne alınsın, Esed aday olmasın yönündeki önerisinin mimarı İran’dır. İran ABD nin saldırısı sonrası Esed’in iktidardan gitmesi halinin, İran’a büyük zarar vereceğini gördü.
Aslında İran bu ve buna benzer siyasi manevraları sürekli yapıyor. Uluslar arası ilişkilerde, ülkeleri ile diğer ülkelerin yaşadığı problemlerde, işi olabildiğince tırmandırıyor, ancak çatışmaya varacak bir ortamın oluşması ihtimali oluşunca, hemen bir manevra yapıp, siyasetin devreye girmesini sağlamaya çalışıyor.
İran destekli Suriye’nin ülkede yaşanan iç savaşı sona erdirecek önerisi gelmese idi, ABD karşı öneri ile cevap vermeyecek ve Suriye’den kimyasal silahlarını BM lere teslim etmesini istemeyecekti. Çünkü ABD Esed tarafında bir barış ümidi olmadığını hem kendi toplumuna ve hem de uluslar arası camiaya kabul ettirme çabasında idi.
Esed’in kimyasal silahlarını BM lere teslim edip etmeyeceği, bu hususta kendisinden istenen ek önerilere cevap verip vermeyeceği kısa sürede belli olacaktır. Ümidimiz Esed’in sahibi olduğu kimyasalları BM ler teslim etmesi ve bölgeye yayılması muhtemel bir savaşı önlemesidir. Fakat Suriye’ye kalıcı bir barışın gelmesi isteniyor ise, elbette İran destekli Suriye’nin yapmış olduğu 2014 seçimlerinin öne alınması ve Esed’in bu seçimlerde aday olmaması gözden ırak tutulmamalıdır. İş yine gelip gidip Esed’in bu süreçteki rolüne geliyor. Şimdi Uluslar Arası camiaya düşen en önemli görev, Esed’in 2014 seçimlerinin öne alınması yönündeki önerisinin, kendisinin iş başından derhal çekilmesi ve görevini BM ler denetiminde bir Suriye heyetine devretmesini istemeleri halinde kabul edileceğini deklare etmeleri lazım.
Biz işte o zaman ABD nin de Rusya, İran ve Suriye’nin de bu konuda iyi niyetli olup olmadıklarını öğrenme imkanı buluruz. Çünkü kimse Esed’in iş başından uzaklaştırılması yönünde bir fikir beyan etmedi şimdiye kadar.
BM ler Genel Sekreteri Banki Mun’u bu süreçte çok etkisiz gördüm. Öyle BM ler Genel Sekreteri mi olur. O olsa olsa bir daire müdürün sekreterliğini yapabilir.
BM ler gibi bir kuruluşun Genel Sekreterliğini yapabilecek güçlü bir iradeye sahip değil. Başı önünde yapmış olduğu konuşmaları ile kimseye güven vermiyor. Zaten varlığı ile yokluğu arasında bir fark yok. Üç çuval patatesi pazara götürecek olsa, iki çuvalını eşekler yolda yer.
Bir bölge ülkesi olarak Türkiye’nin bu alanda inisiyatif alması ve yapılan iki önemli önerinin ıskalanmaması için elinden geleni yapmaya hazır olduğunu açıklaması lazım. Suriye’nin tam da vurulmaya hazır bir hale getirildiği süreçte, hiç bu kadar iç savaşı durduracak önerilere şahit olmamıştık.
Suriye’nin vurulacağı, Suriye yanında bölgenin tam bir cehenneme döneceği günlerde bir barış avazının bizden, Diyarbakır’dan çıkmasının şaşkınlığını yaşıyorum desem abartı mı olur?
Ben bu görüşümü seslendirdiğim ve yazdığım günlerde, iş Esed’in gidişine mi bağlı diyenlere, evet işin en önemli ayağı o, zira Esed’den sonra Suriye’de o kesimden ortaya çıkan ikinci bir isim yok demiştim.