BAŞBAKAN GURUPTA-PARDON DOHA’DA KONUŞTU

Sayın Başbakan Katar’ın Başkenti Doha’da İslam dünyası ile ABD  arasındaki ilişkiler formunda tarihi açıdan çok önemli bir konuşma yaptı.

Bu konuşma esnasında Sayın Başbakan,sanki Uluslarası bir formda değil de, Ak Parti gurubunda konuşuyormuş gibi rahattı. Onun bu rahatlığının sebebi ileri sürdüğü tezlerin gücünden geliyordu. Karşısındaki kişilerin kim olursa olsun, bu gerçeklere sırtlarını dönecek durumda olmamaları, bu rahatlığı sağlıyor ve söylenenlere güç katıyordu.

Televizyon kanallarında bulamadığınız konuşmanın detaylarını burada bulacaksınız. Bizim görevimiz tarihe düşen bu önemli notlara tanıklık etmek ve unutulmamasını sağlamaktır.

1-"Fok balıklarının avlanması karşısında ayağa kalkan insanlık, fosfor bombalarıyla öldürülen çocukları, vicdanını rahatlatmak amacıyla terörle mücadelenin yan hasarı olarak görürse, bundan tüm insanlığın adalet duygusu telafisi zor şekilde hasar görür" Sayın Başbakan "Ey insanlık Gazze’ye yapılan son saldırıda masum çocuklar üzerine atılan fosfor bombaları için niye ayağa kalkmadınız. Gazzeli çocukların katli, orada yaşanan insanlık dramı, fok balıklarının öldürülmesinden daha kötü değil mi?  Gazze’den israil’e yönelik  terör var, bunun önlenmesi için İsrail Gazze’ye saldırdı, çocuklar o münasebetle öldü sözünü bize kabul ettiremezsiniz, bunu kimse yutmaz. Saldırının ne amaçla yapıldığını gayet iyi biliyoruz.

2-Dünyanın önde gelen Devletleri Gazzenin imarı için verdikleri sözleri niye yerine getirmiyor. Buraya inşaat malzemeleri neden sokulmuyor.

3-Dünya ülkeleri arasında nükleer silah tehditleri kadar, Kültürler arası çelişkiler, çatışma eğilimleri de o kadar önemlidir. Kültürleri, medeniyetleri karşı karşıya getirecek anlayışlar halklar arasında psikolojik duvarların örülmesine sebep oluyor. Her kültürün, her dinin kendine ait öğeleri,diğeri tarafından husumet kaynağı olarak algılanıyor. Dünya ülkeleri arasında durduk yere İslamafobi inancı oıluşmuş. İslam ve terörizm kavramları son derece yersiz biçimde batı dünyasında hep bir arada kullanılıyor.

4-Irkçılık ne kadar tehlikeli ise, antisemitizm ne kadar tehlikeli ise, ayrımcılık ne kadar tehlikeli ise İslamifobia da bir ırkçılık türüdür ve insanlık suçudur. Bu durum 1,5 Milyar nufusa sahip İslam dünyasını hedef göstermekte , rencide etmektedir.Hiçbir semavi din teröre cevaz  vermez. İslam kelimesi barış anlamına gelir. Asırlar boyunca şehirde yaşayan insanlar kadar kuşların ve evcil hayvanların barınmasını dert edinen, çevrenin korunmasına azami önem gösteren bir inancın , bugün masum sivilleri katletmeyi mazur gördüğünü hiç kimse iddia edemez. Kur’anı Kerimde Maide suresinde "bir insanı haksız yere öldüren bütün insanlığı öldürmüş olur, bir insanı yaşatan da bütün insanlığı yaşatmış olur" hükmü vardır. Bu açıdan İslami terör kavramını kökten reddediyorum. Terör ile İslamı bir arada görmek bizim kanımıza dokunuyor. Bu açıdan kendilerini İslamcı , yada Müslüman terör örgütü diye isimlendirenleri, bu davranışlarını yeniden gözden geçirmeye davet ediyorum.

5-Ülkemde son 30 yıl içerisinde 40 bine yakın insan terör sebebiyle hayatını kaybetti. Batı dünyası buna seyirci kaldı. Hatta maddi ve manevi destek sağladı. Bizim bunu unutmamız mümkün değil. İslam dünyası kimden gelirse gelsin, her türlü teröre karşı çıkmalı, batı dünyası, AB ve ABD kendi ülkelerinde sinsice yayılmakta olan İslamifobia ile mücadele etmeli ve bizimle bu konuda işbirliği yapmalıdır.

6-Batı dünyası ile İslam dünyası arasında tesis edilmiş olan Medeniyetler arası diyaloğun İspanya ile birlikte eş başkanlığı görevini yürüten Türkiye’nin, kültürler ve medeniyetler arasında çatışmadan ziyade, seviyeli bir yarışma ile diyaloğ kanallarını açık tutmaları , ülkeler ve medeniyetler arasında çatışmayı ortadan kaldırmayı başarabilecekleri ortaya çıkmıştır.

7-Ortadoğudaki sorunların temelinde yer alan filistin sorunu , iki devletli çözüm temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan,bağımsız , egemen bir Filistin Devletinin kurulması ile mümkündür" dedi.

Bu gezi sırasında Katar’ın 500 Milyon Dolarlık Gıda Ürününü Türkiye’den alması konusunda anlaşma sağlandı.

Sayın Başbakan Türkiye’nin bu ve diğer bütün alanlarda Katarlı ve diğer bütün İslam ülkeleri girişimcilerine açık olduğunu açıkladığında, salonda büyük bir alkış koptu.

Cumhuriyetin ilanı ile birlikte islam dünyası ile ilişkilerimizi asgari düzeye indirdik. Bırakın dostluğu, düşmanlık besledik. Batıya yaslandık. Batının bütün kurumları içerisinde yer almamıza rağmen,hep üvey evlat muamelesi gördük. Her türlü ilişkimizde galip gelen,bundan menfaat sağlalyan hep onlar oldu. Siyasetin ve ekonominin bütün çarkları onların lehine işledi. AB ile imzalamış olduğumuz Gümrük Birliği,kısa sürede Türk İnsanının batıda serbest dolaşımını sağlayacaktı "güya". Ne oldu hiç. AB ile imzalanmış olan gümrük bilriği anmlaşması,onların bütün mallarının ülkemize serbestçe girişini sağladı. Bizim mallarımız da onlara gitti, ama, rekabette çok zorlandık/zorlanıyoruz. Cari açığımızın büyük kısmı,AB den yaptığımız ithalattan kaynaklanıyor. Onlar ortaklığın bizim üzerimizden keyfini çıkarır iken, biz hala Pazar olmanın sıkıntısı içerisindeyiz.

Ama işte tarihimize ve yerimize döndük. Dünyadan kopuk, bölgemizden kopuk, serseri mayın gibi benliğimizden kopuk günler geride kaldı/kalıyor. Rusya Federasyonu ile 100 Milyar Dolar,İran ile 30 Milyar dolar, Irak ile 20 Milyar dolar, Suriye ile 25 Milyar Dolar, Körfez Ülkelerinin her birisi  ile yine o oranlarda bir ticaret hacmine ulaşmak için çaba gösteriliyor. Bu gidişle yıllık bazda 500 Milyar Dolarlık alış veriş hacminin 1 Trilyon dolara çıkarılması gündemde ve bu bir hayal değil.

Sayın Başbakanın kendi Parti Gurubunda  konuşma yapar gibi Doha’da İslam Ülkeleri temsilcilerine ve ABD yetkililerine hitap ederken rahatlığı, tezlerinin güçlü, elinin kuvvetli olmasından kaynaklanıyor.

"One Minute" tan sonra , "Are your eyes blend" çıkışının sebebi bu.

Obama da bu heyete gönderdiği mesajına,Selamün Aleykum diyerek başlamış ve Allahın selamet ve bereketi üzerinize olsun diye bitirmiş.

Biz Müslümanlar da aynı şekilde sana selam gönderiyor, Irak’tan sonra Afganistandan da çıkman şartı ile Allah’ın bereketi ve "selameti" içinde olman için dua ediyoruz.