BAYKAL: HANİ NE OLDU? ELCEVAP: NE OLACAK MAHKUM OLDU
Baykal hala esip savuruyor, bağırıp gürlüyor. "Hani ne oldu? Zir vadisinde, Poyraz köyde silahlar ele geçmiş de, şuna buna(tabii Başbakan diyecek hali yok ya) eylem yapmak için krokiler bulunmuştu da, Dursun Çiçek’te hükümete ve bilmem neye karşı(bilirsin, bilirsin) yapılacak eylemlerle ilgili planlar ele geçmişti de , mıştı da, mıştı da,ne oldu, bir şey çıktı mı?Çıkmaz değerli arkadaşlarım, çıkması da mümkün değil. Bunlar bir büyük oyunun parçaları, bir yerlerde hazırlanıp , pişiriliyor, masum insanlar da evlerinden,yurtlarından alınarak hapishanelere konuluyor,sonra bir bakıyorsunuz, 48 saat , bazen 24 saat geçmeden serbest bırakılıyor. İnsanların onuru ile, izzeti ile, şerefi ile bu kadar oynamamak lazım.Bu sana kar getirmez, bu oyunların sonu yoktur.Özellikele Ordunun haysiyeti ile hissiyatları ile oynamanın ne kadar tehlikeli olduğunu göreceksin" mealli soruları devam ederken,
Mahkemelerden "cevaplar" gelmeye başladı.
Yarbay Mustafa Dönmez’in birliğinden kaçırarak gizlemiş olduğu silahlar,el bombaları,Ankara Yeniköy Zir Vadisinde ele geçirilmişti.Ayrıca Sapancadaki Villasına da yasadışı kimi silahları gizlediği saptanmıştı. Hakkında Askeri Mahkemede Askeri Eşyayı Saklamaktan kamu davası açılmıştı.Mustafa Dönmez her sanık gibi "inkar" hakkını kullandı. Ama Askeri Mahkeme ele geçen belgelerden yola çıkarak, gerekli bilirkişi incelemeleri yaptırdı. Yarbay Mustafa Dönmez’in ajandasındaki krokinin onun eli mühsülü olduğunu tespit etti. Ki bu krokiler hem Zir vadisinde gizlenen silahların yerini belirtiyor, hem de Sayın Başbakan’a yapılacak suikast için onun evinin bulunduğu mahalli gösteriyordu.
Hatırlarsanız Yarbay Dönmez’i yargılayan Askeri Mahkeme daha önce kaçması ve delilleri karartması ihtimali bulunmadığı gerekçesi ile hakkında tahliye kararı vermişti. O tahliye edildiği gün, Mahkemeden çıkarkan beşüş hali ile öyle mesajlar vermişti ki, yerimizde donmuş kalmıştık. Herkes gibi ben de hayretler içerisinde, ne yani bu silahlar onun eli mahsülü olan krokiler sayesinde ele geçmedi mi? Sapancadaki evine de başkaları mı götürüp cephanelikleri, silahları bıraktı? Demiştim.
O kısmı geçelim.
Yargılamanın son celsesinde Askeri Savcı Mustafa Dönmez için ,Askeri Eşyayı bir çok kez çalmaktan, bunları yasa dışı eylemler için kullanmak amacı ile hareket etmeye teşebbüsten 12 Yıl Ceza istedi. Mahkeme sadece 4 yıl hapis cezasına ve sanığın rütbelerinin sökülmesi suretiyle ordudan çıkarılmasına karar verdi.
Sanıyorum bu kararı hem Askeri Savcı ve hem de sanık Avukatı temyiz edecektir. Bu temyiz sonucunda kararın bozulması ve sanığın daha ağır bir cezaya çarptırılması gerektiği ortaya çıkabilir.
Yarbay Dönmez aynı zamanda Ergenekon davasının sanıklarından. Ergenekon davasından tutuklu olmasa, ceza almasına rağmen şimdi dışarıda olacaktı.
Sayın Baykal’ın hani ne oldu diyerek, herkesi gırgıra aldığı soruların cevapları birer birer ortaya çıkıyor. Çok, ama çok acele ederek yargı sürecini beklemedi ve durduk yere ahkam kesti.
İşte Poyrazköy davasını, Komutanlara Suikast davasını Ceza Usul Kanununun 250.maddesine göre kurulmuş olan Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri ayrı ayrı kendilerini yetkili sayarak, kabul ettiler.
Askeri Mahkemenin Mustafa Dönmez hakkında verdiği Mahkumiyet Kararı bu tür davalar için bir "MİLAT" oldu.
Artık Mahkumiyet kararları ardı arkasına sökün edecektir.
Asker kişilerin sivilleri de yanlarına alarak, veya Sivillerin kimi Askerleri kıştırtarak, hazırladıkları darbe planları ve bunların gerçekleştirilmesine yetecek miktarda gizlenmiş olan silahlarla ilgili ilk Mahkumiyet kararı, Ergenekon Terör Örgütünün Varlığını inkarı kabil olmayacak biçimde ortaya koydu.
Ergenekon sanıklarının işi bundan böyle daha zor.
Baykal’ın işi onlardan da zor.
Ergenekon sanıklarını ipten almaya çalışan Baykal, kendi boynunu bıçağa sürttü.
Kemal Kılıçdaroğlunun, Gürsel Tekin’in parti polikitalarına yönelik eleştirilerinin ana hedefi kim?
Baykal bunu da anlamıyor ise,o soruyu tekrar sorabilir.
Hani ne oldu?
El Cevap ne olacak ,mahkum oldun/mahkum oldu/mahkum olacak.
MECLİSTEN ŞAKALAR
1-Son Meclis Meydan muharebesinde, en küçük bir tepki vermeden MHP gurubunun başında oturan Bahçeli değil de, Onun Sfenksi imiş.
2-Kimi iktidar Milletvekilleri ile MHP arasında ki kavgayı ayıran BDP li Milletvekilleri, görüyorsunuz işte , kavgacı kimmiş diyorlarmış.
3-Ak Partili bir Milletvekili aslında biz stratejik bir hata yaptık bu işte. Önce MHP sıralarına öncü kuvvetlerimizi gönderecek, düşman güçleri iki yandan bir koldan(arkadan) saracaktık. O sırada Antebin KALASINA astılar fermanımı, aman aman aman aman, astılar fermanımı, Urfa Antep Beyleri le kestiler fermanımı/dermanımı/türküsünü söyliyecek ve böylece en küçük zayiat vermeden, ricat idüp mekanlarımıza oturacaktık. Gafil avlandık. Onların bu konuda ne kadar tecrübeli olduklarını kestiremedik, diyormuş.