BAYKAL’A DÜŞEN

Anayasada değişiklik yapılmasına ilişkin olarak yapılan oylamalar dün sabah itibariyle sona erdi ve değşitirilmesi düşünülen tüm maddeler TBMM si tarafından kabul edildi.
Burada Ak Partinin büyük bir handikapı atlatmış olduğunu söylememiz gerekir. Ülke menfaatini ilgilendiren konularda Ak Partinin müttehid bir tutum içerisine girmesi, bütün şer çevrelerin oyununu allak bullak ediyor.
Eski devirlerde bu tür sıkıntılı anlarda Milletvekili pazarları kurulur, ordan oraya transferler gerçekleştirilir, etraf toz duman olur, göz gözü görmez hale gelirdi.
Bu gibi hallerde ekonomik, sosyal,siyasi bir kaos ortamı meydana gelir ve derhal bir erken seçime gidilmesi şart olurdu.
Asılnda bu tür erken seçim kararları, topu taca atmaktan başka bir işe yaramazdı. Çünkü sorunlar erken seçim kararı ile çözülmezdi ki. Milletin de kafası karışık olduğundan, oylar ordan oraya savrulur dururdu. Yani nehre atılan taş ürkütülen kurbağaya değmezdi.
Yeni seçilen Milletvekillerinden oluşan parlamento ümit gibi algılanır, bir süre hükümet kurma çabaları sürer, ortaya koalisyondan başka bir şey çıkmaz ve gelenler de millete YENİ ACI ŞERBET İÇİRMEKTEN BAŞKA BİR ŞEY YAPMASINI BİLMEZLERDİ.
Seçimlerin üzerinden bir yıl geçmeden, etraf erken seçim naralarına sahne olurdu.
Ama artık Allah’a  şükürler olsun işler eskisi gibi değil.
Millete hile yapanlar, beş fazlası ile dersini alıyor.
Millet kendisine atılan kazıkları yutmuyor.
Aynı ile iade ediyor.
Düzenbazların hilelerine kulak asmıyor.
Çünkü tek parti iktidarlarının sağladığı İSTİKRARI, kimse göz ardı etmiyor.
Her türlü maniplasyona rağmen ekonomi rayında ilerliyor.
2007  Genel seçimleri sırasında başlayan, 2008 yılında şiddetlenen ,2009 yılında hızını kesmeyen ve 2010 yılında etkisi süren dünya ekonomik krizi çok şükür büyük yıkım yaratmadı ülkemizde.
Bankacılık kurumunun sağlam temellere oturtulması, Hazinenin borçlanma ihtiyacının asgariye indirilmesi,vergi tahsilatında önemli aşamalar katedilmesi, kayıt dışı ekonominin kayda geçirilmesinde tavizsiz davranılması ve özellikle devletin verdiği teşviklerin çere çöpe gitmemesi , krizin teğet geçmesinde önemli bir etken oldu.
Ben bu sene ve önünümüzdeki yıl, Kamu kurumlarının yatırımlar için daha fazla kaynak ayıracağını, teşvik ödemelerinin hızlanacağını, bankaların yatırımcılara korkmadan yatırım finansmanı sağlayacağını ve ekonomideki yukarı doğru trendin hızla seyrine devam edeceğini düşünüyorum.
Türkiye’nin ekonomik,sosyal, siyasi açılardan bu stabil hali, başta Anamuhalefet olmak üzere diğer siyasi partileri ciddi manada endişeye sevkediyor. Ve bunun önüne geçmek için her türlü çabayı göstermekten geri durmuyorlar.
Önümüzdeki hafta TBMM sinden 1980 rejiminin belinin kırılmasına müncer olacak Anayasa değişikliğinin geçmesi halinde, ortalık toz duman olacak senaryolarından geçilmiyor.(Herkes kendisini darı ambarında zannediyor)
CHP si Anayasa Mahkemesine gidecekmiş(Şu andaki oyu ile nasıl becerecek ise)
Anayasa Mahkemesi TBMM sinin değişiklik kararını, hemen Anayasanın 1,2,3 ncü maddelerine, özellikle hukuk devleti ilkelerine aykırı bulacakmış, çünkü bu değişkilikler aynı zamanda Anayasanın değiştirilmesi dahi teklif edilmeyen maddelerinde değişiklik yapmanın önünü açacakmış,
Bu ihtimalde, Yargıtay Başsavcısı kapatma davası açacakmış,
Parti kapatılacakmış,
Başsız kalan Ak Parti çoğunluğu kaybedecekmiş,
Ortaya CHP , MHP koalisyonu çıkacakmış,(Sayıları iktidar olmaya yetmiyor, herhalde yeni bir Milletvekili Arastası kurmayı planlıyorlar)
Bu arada en üst kademedelerde büyük görevden almalar, yeni atamalar gerçekleşecekmiş,
Ergenekon davası sulandırılacakmış,
Eeee,
Ardından yeni bir erken seçim olacakmış.
Sonra.
Millet Ak Partiye "bu sebeple"iktidarı vermeyecekmiş.
Senaryo mükemmel.
YA MİLLET SİZİ GİDİ AVANAKLAR ,BİZİ Mİ KANDIRACAKSINIZ, BU OYUNLARDA YOKUZ,ŞİMDİYE KADAR YAPTIKLARINIZ İLE BAŞIMIZA AÇTIĞINIZ BELALARDAN DERS ALMADIĞIMIZI MI ZANNEDİYORSUNUZ DİYEREK, TAVRINI ONA GÖRE BELİRLERSE NE YAPACAKSINIZ.
TAYYİP BEY İŞİN ARKASINDA DURUR, BİRİSİNİ İŞARET EDER, MEYDAN MEYDAN DOLAŞIR, YENİ SİYASİ PARTİNİN ÜYESİ OLARAK DEĞİL DE, BİR HİTABETÇİ OLARAK KONUŞUR, MİLLETTEN OY İSTER VE BU MİLLET DE YÜZDE ELLİNİN ÜZERİNDE OY VERİR, SİZİ DE YER İLE YEKSAN EDERSE, O ZAMAN NE DİYECEKSİNİZ…
Aslında konunun biraz başına dönelim, gördüğüm o ki, anası,yavrusu, bütün muhalefet patlileri bu son ihtimaleden çok korkuyorlar.
Ergenekon oluşumunun Ak Partiyi iktidardan alaşağı etmek için palazlandırılmasının sonuç vermemesi, başta Baykal olmak üzere bir çok kesimi büyük hayal kırılığına uğratmış bulunuyor.
Baykal o sebeple hala Ergenekonun Avukatlığını yapıyor. O gücü bir şekilde ayakta tutarak siyasi hezimetlerine dayanak arıyor.
Hatadan dönmek erdemdir, Baykal’ın da bunca yıllık siyasi hayatı sebebiyle bu erdemi bulacak feraseti yok mu? var, ama bir türlü yakalandığı sıtmadan kurtulmak için, bir kinin hapı almayı aklından geçirmiyor.
Danıştay katili Alparslan Aslan’ın Nuriş kardeşlere atıf yapan konuşması, Nuris kardeşlerin kendilerinin kim oldğunu Ergenekon sanığı Veli Küçük’ten sormalarını bas bas bağırarak ilan etmeleri ve Danıştay Başkanlığının kameralarının hard disklerinin olay günü ve sonrasında silinmesinin ortaya çıkmasını Sayın Baykal görmüyor(mu) ve bunun nasıl bir siyaset oyunu olduğunu anlamıyor(mu).
Bu gün Baykal’a düşenleri yazdık. Yarın da Baykal’dan düşenleri yazalım. İnşallah.
Özel not: Dün Esam’da arkadaşım Ali Bulaç beyi dinledim. Keşke Ali bey "özel" siyaset alanlarında konuşmasa. Çünkü bu alanlarda yapılacak olan  konuşmaların bir şekilde güzi yare dokunmaması lazım. Bu yetmez, ayrıca karşı tarafı ilzam edecek açıklamalar sizden beklenir. Ali bey de tam bu tuzağa düştü. Toplantıya sırf Ali bey olduğu için gittim. Giderken yanımdaki eski Milletvekili arkadaşa böyle bir tehlikenin olduğunu söyledim.
Ali beyin Ak Parti ile ilgili siyasi değerlendirmelerinin hiçbirisi doğru değildi.Ak Partinin ABD nin, Batı Avrupa’nın ve İsrail’in isteklerine ram olduğu biçimindeki değerlendirmesinin neresini düzeltelim. Muhafazakar Demokrasinin katı bir liberalizme evrildiği ve sermaye sahiplerinin güdümüne girildiği yönündeki beyan/hamur/ çok su kaldırır nitelikte idi. Cemaatlerin Ak Partiye teslim oldukları yolundaki açıklaması oldukça yadırgındı.Burada işin özünü  bilmez gibi konuştu.
Saadet Partisinin üçüncü nesil İslamcılığın tek temsilcisi kaldığı yolundaki beyana, sonradan  aklına geldi ise kendisi de gülmüştür herhalde. Ne yani İslamiyat Türkiye’de % 2 lere mi düştü.Erbakan’ın D 8 leri kurması gidişinin sebebi olarak gösterildi. Bunun kafi bir sebep olmadığını zannederim aklı selim sahibi herkes kabul eder. Ona bakacak olsanız, İslam Ülkeleri ile olan münasebetler Türkiye Cumhuriyeti tarihinin hiçbir döneminde bu seviyede ivme kazanmamıştır. Ejderha , Köpek ile Kuzu benzetmeleri maksadını aşan açıklamalardı. Bunları başka bir yerde kullanmasını istemem. Konuşma bitti, sorular faslında Ali Bey arkadaşım ile görüşemeden ayrıldık. Son bir söz. Saadet Partililer Ali Beye kulak asarlarsa, % 5 lere çıkan oylar, yine % 2-3 lere döner. Bunu filozoflar da beceremez.