BİRAZ AKIL, BİRAZ İYİNİYET

PKK’nın karakol yapımına karşı çıkışı yeni değil. Bölgenin insanı olarak son 40 yıl içerisinde olanları bire bir yaşadık. Ayrıca mesleğimiz itibariyle, hele konu örgüt olunca, tarihini yazacak kadar bilgi sahibiyim. 576 kişinin Diyarbakır Sıkıyönetim Askeri Mahkemesinde yargılandığı ilk büyük dosyada birçok müvekkilimiz oldu. Profesyonel anlamda mesleğimi icra ettim. Sanıkların bir kısmı niye yargılandıklarını dahi bilmiyorlardı. Büyük çoğunluğu 18 yaşın altında çocuklardı.

O zaman kimi sanıklara örgüt üyesi olan falankesler ile niye kahvede birlikte oturdun, hadi gel içeri denilmişti. Ergani ilçesinin Bagür mahallesinin kimi kahvehanelerinde oturan insanlara siz örgüt kahvesinde oturuyorsunuz diye davalar açılmıştı.

120 gün gözaltında kalma süresi içerisinde insanlar adeta unutulacak vaziyete geliyorlardı. Bu 120 günlük gözaltı süresi daha sonra 90 güne indirildi. Sonra iki aya, sonra 45 güne, sonra 1 aya.

Hukuk açısından elhasılı garip günlerdi.

Şu anda örgütün yine bütün gücü ile karşı çıktığı karakol yapma işine o zaman da ciddi manada muhalefet vardı.

İsmini yazmayayım, o günlerde İç İşleri Bakanlığı yapan bir hemşehrimize, karakol yaptığı gerekçesi ile bütün güçleri ile karşı çıkıyorlar, hatta Sayın Bakanı düşman ilan ediyorlardı. İşi gücü yokmu, neden dur durak bilmeden karakol inşa ediyor diyorlardı.

Ben de karakollar halkın güvenliğini sağlamak için var, özellikle kırsalda karakol olmaz ise, insanların yaşantıları çekilmez hale gelir ve toplumda can, mal ve namus emniyeti kalmaz diyordum.

Nerede bir hadise olsa, insanlar niye emniyet yok, niye jandarma yok, onlar olmaz ise, biz buralarda nasıl yaşarız, malımız, canımız,namusumuzu kime emanet ederiz demeleri karşısında, başlangıçta garip karşıladığım karakol yapılmaması isteğini, tabii ki kısa sürede anlamış olduk.

Karakol olursa, örgüt at oynatamaz. Bütün mesele bu.

Örgütün karakol yapımına karşı çıkışına karşılık dün Muş’ta meydana gelen olay ile iyice irkildim.

Muş'un Bulanık ilçesinde arazi anlaşmazlığı nedeniyle akraba iki aile arasında çıkan silahlı kavgada ilk belirlemelere göre 7 kişi öldü, 9 kişi yaralandı. Bu yaralıların akibeti ne olacak şimdilik belli değil. İnşallah gerekli tedavileri yapılır da, 7 ölüye bir sekizincisi eklenmez.

Mesele neymiş, Eskiyol köyü Aşağı ve Yukarı Bayramlı mezralarında yaşayan ve akraba oldukları belirtilen Dost ile Kundo aileleri arasında, arazi anlaşmazlığı nedeniyle başlayan tartışma, silahlı kavgaya dönüşmüş.

Arazi anlaşmazlığı da otu ben toplayacağım,yok ben toplayacağım isteğinden çıkmış.

Ottan mesele yüzünden kavga başlamış ve 7 ölü 9 da yaralı verilmiş. Şu aziz mübarek günde ot meselesinden eğer insanlar dünyanın hiçbir yerinde olmayacak biçimde biri birlerini bu kadar kırıyorlar ise, bizim Kürt dünyasının oturup ellerini başları arasına alması ve neden bu kadar vahşiyane bir eyleme bizim insanlarımız sebebiyet veriyor diye düşünmesi lazım.

Bu haberi akşam televizyonlarda izlerken, gerçekten kanım dondu. Aklım allak bullak oldu.

Bildiğim kadarı ile bu bölge insanı Şafiul Mezhep Müslüman insanlar. Din ve diyanetlerine de bağlı olduklarına şüphe yok. Aynı zamanda da biri birlerinin akrabası. Şu Ramazan gününde ot yüzünden tarafların en acımasızca biri birlerini kırmalarını, birilerinin hangi sosyoloji, hangi psikolojide yeri var diye izah etmesi lazım.

Olay yerinde jandarmalar tedbir almışlar, her iki mezrada tedbirler en üst seviyeye çıkarılmış. Hadi jandarma olmasın bakayım ne olurdu. Ölü sayısı kimse şüphe etmesin 50 yi yüzü bulurdu. Bu hali ile bile dünya aleme rezil olduk. Kürtler ot yüzünden biri birlerini vurdular, 7 kişi öldü, 9 kişi yaralandı.

Öyle görülüyor ki, daha onlarca yıl bizim nerede ise her köyde bir karakola ihtiyacımız var.

Hani örgüt karşı çıkıyor, yeterince at oynatma gücümüz karakollar sebebiyle kalmıyor, bunu işin kendi özgün yapısı içerisinde anlamak mümkün de, koca koca adamlar,siyasetçilerin çıkıp da, DEVLET KARAKOL YAPIMINA, BARAJ YAPIMINA HIZ VERDİ, demesi yok mu? İnallahe meas sabirin demekten başka çare kalmıyor.

Ya kardeşim Baraj yapımına karşı çıkışın anlamı ne? baraj bölgede yapılmıyor mu? Bu barajların yapımında en fazla bölge insanı çalışmayacak mı? Baraj bir zenginlik kaynağı değil mi? şu anda yapılan barajların büyük çoğunluğu aynı zamanda sulamaya yönelik değil mi? Bu sulama işinden batının arazileri mi istifade edecek,yoksa bölge insanı mı yararlanacak?

Diyorlarmış ki, barajlar yapılıp bitirildiğinde, şu anda Irak ile olan sınırlar itibariyle, geçişleri engelleyen bir set oluşturacakmış ve eylem yapılmasına engel olacakmış.

Eee hani barış yapılıyor, milyar dolarlık bu yatırımlardan memnun olmanız lazım. Yok.

Neyse Sa’dinin bir farsça beyti ile yazımızı bitirelim.

Asayiş du keti, iyn du harfest

Ba dostan mürüvvet , ba düşmenan medar.

Asayişi sağlamanın yolu şu iki harfde gizlidir.

Birincisi dostlarına mürüvvetkarane ilgi, ikincisi ise, düşmanlarına da saygı ile muamele etmek.