BU MİLLET SENDEN Mİ KORKACAK

Açık ve net söylüyorum.
Öyle sayın falan lafları ile de başlamayacağım.
Çünkü ben sana saygı duymuyorum.
Nasiyei haline baktığımda içimden sana karşı ılık sular akıyor, ama yaptıklarına bakınca seni sevemiyorum.
Sebebini hemen söylüyeceğim.
Meraklanma.
Ak Partiye karşı açtığın birinci! Kapatma davasında beni de sanıklar safına koymuştun.
Güya ben de Partinin Laikliğe Aykırılığın odağı gelmesine sebep olmuştum iddianda.
Neydi o iddialar.
Ankara Üniversitesi Senatosu oturup Kur’an Kursları ile ilgili olarak bir karar almış ve bu kararlarını Prof Dr Nusret Aras imzası ile  biz Milletvekillerine göndermişlerdi.
"Yasa dışı gerçekleştirilen Kur’an Kurslarına zemin hazırlanarak gizli din okullarının açılmasının, türbanın serbest bırakılmasının istenmesinin, öğretimde dinsel pratiklere ağırlık verilmesinin laiklikten uzaklaşıldığının göstergesidir. Laiklik sayısal iktidarın derinden ve kararlı uygulamaları ile hızla aşındırılmaya çalışılmaktadır"(Prof efendilerin kurdukları cümlelerdeki incisamsızlığı fehminize/anlayışınıza havale ediyorum) değerlindirmesi yapılarak bu yazı bize gönderilmiş ve hiçbir mantıkla telifi mümkün olmayan bu değerlendirme ile güya bizi uyandırmaya çalışmışlardı.
Ben bu yazıyı alır almaz onlara YAZILI OLARAK şu cevabı vermiştim.
"Halktan ve onun isteklerinden tamaman kopuk, hiçbir gerçekle ilgisi olmayan, laiklik dinciliği adına ahkam kesen ve bu inanca davet eden, milletin gerçek temsilcilerinin halk yararına çalışmalarını ve bu alanda büyük başarılar elde etmelerini çekemeyen,haset , kıskançlık, kin dolu paçavrayı aynen iade ediyorum. Bunun , Aziz Milletimize , onun şanlı tarihine ve mukaddes geleceğine ene önemli görev ve katkı sağlayacağına olan inancımı belirtiyor, Yüce Allah’ın(c.c) bu Aziz Milleti sizin gibilerin umuduna ve düşüncelerine bırakmamasını diliyorum" demiştim.
Ayrıca 19.06.2003 tarihinde TBMM si Genel Kurulunun 96.birleşiminde şahsım adına aldığım konuşmada "Bu ülkede azınlıkların değil(Balyoz Operasyonunda Azınlık olan cemaat mensuplarının denize dökülmeleri, yerlerinden yurtlarından edilmelerini okudukça,neler söylemişim diye dönüp ferasetime bakıyorum) çoğunlukların bile inanç, düşünce ve fikir özgürlüğünün bulunmadığı bir vakıadır. Bu yönde ileri sürülen aksi fikirler , mızrağın çuvala sığdırılmasına yetmemektedir. Hala binlerce kız öğrenci inançları sebebiyle özgürce oükullarına gidememekte, mağduriyet ve mahzuniyet sabır taşlarını çatlatacak duruma gelmiş bulunmaktadır"  diye konuşmuşum. Tabii o konuşmanın devamında AB liğine girmek için kendi iç dünyamızı yeniden gözden geçirmemiz gerektiğini, başkalarının evlerinde pijamalarımız ile dolaşamayacağımızı da belirtmekten geri durmamışım.
İşte Savcı efendi,bu konuşmaları gerekçe göstererek 1.Kapatma Davasında beni de sanık olarak göstermiştin.
Ama Anayasa Mahkemesi benim bu konuşmalarımı laikliğe aykırı bulmadı ve 1.Kapatma davasında hakkımızda bir nevi beraet kararı verdi.
Aslında sadece benim değil,bütün partili arkadaşlarım yönünden,açılan davanın delilleri arasında dişe dokunur bir şey yoktu, buna rağmen Anayasa Mahkemesi 2 ye karşı 9 oy ile Ak Partinin Laikliğe aykırılığın odağı haline geldiğine hükmetti, partiyi kapatmadı,5 karşı 6 oy ile  Partiye Para cezası verdi.
Şimdi bir süreden beri yeniden Ak Parti hakkında 2.Kapatma davasının açılacağı dedidokuları yapılıyor.
Ben bu dedikoduların kesinlikle senin tarafından yayıldığına inanıyorum.
Çünkü ortam oluşturmaya, kamuoyunu kapatma davası açıldığında , hayrete düşecek bir şey yok, düşüncesini yerleştirmeye çalışıyorsun.
Basına yansıyan bilgilere göre Yargıtay’da bir hilat törenine katıldıktan sonra  yaptığın açıklamada "her parti hakkında kapatma davası açılıp açılmayacağı kendi fiilleri ile ölçülür. Bunu partiler zaten hissederler" demiş , eskilerin deyimi ile tecahüli arif yapmışsın.
Dinsiz bir şaire sormuşlar , Cennet için ne düşünüyorsun, o da "Altındamıdır, üstündemidir Cenneti Ala , elhak bu ne halet, bu ne hoş abi havadır- Cennet yerin altındamı, yoksa üstündemidir bilmiyorum, bildiğim bir şey var ise, bu hal çok güzel ve bu su , hava çok mükemmel" diye cevap vermiş, inançsızlığını ortaya koymuş. Eskiler buna bilir bilmezlik sanatı derlerdi.
İşte o misal, Savcı efendi, partilerin haklarında kapatma davası açılıp açılmayacağı kendi fiilleri ile ölçülür, bir parti hakkında kapatma davası açılacak ise o parti bunu hisseder açıklamasını yaparak, ben bir şey yapmadım, onlar fiilleri ile beni kapatma davası açmak için icbar ediyorlar ve böyle bir şeyin varlığının da farkındalar demeye getirmiş.
Ben bilmiyorum, onlar biliyor. Hey gidi dünya heyyy.
Savcı bunu yapma.
Kendini de, bu Milleti de dünya aleme karşı zor durumda bırakma.
Artık Afrika ülkelerinde bile gerçekleşmesi kabil olmayan bu tür senaryolarla , batı dünyasına eklemlenmeye çalışan, bu yönde büyük mücadele veren,  bedeller ödeyen Ülkemizi içerisinden çıkılması çok zor badirelere sürükleme.
Partiyi Demokrasiye aykırılığın odağı haline gelmekle suçlayacakmışsın.
Fesubhanallah.
Rahmetli Menderese, Rahmetli Özal’a aynısını yapmışlardı.
Sivil Dikta oluşturuyorlar!!!
Elde silah olmaz ise, dikta falan olmaz, olamaz.
Bildiğim kadarı ile Ak Partinin çatapatı bile yok.
Çıkarılan kanunlarla böyle bir oluşumu meydana getirmeye çalışıyorlar diyorsan, gerçekten büyük yanılgı içerisindesin.
TBMM sinin Anayasanın 10 ve 42. maddelerinde yaptıkları değişikliği gerekçe göstererek Ak Parti aleyhine açtığın kapatma davasında, başlarına gelmeyen kalmadı. Ki bu maddeler Anayasanın değiştirilmesi teklif edilemeyen 1-2 ve 3 ncü maddeleri ile ilgili olmadığı halde , allem kallem işin içerisine sokuldu , değişiklikler hem iptal edildi, hem de 1.kapatma davasının delilleri arasında sayıldı.
TBMM sinin çıkardığı tüm kanunlar Anayasa Mahkemesinin, Hükümetin bütün icraatları,İdare Mahkemeleri ile   Danıştayın denetimine tabi.
Ve bu kanunların ekserisi AB liğine uyum yasaları çerçevesinde çıkarılıyor.
Demokrasi yolu ile halkın bileğini bükemeyenler,
Akla hayale gelmedik hazırlıklar ile darbe yapmaya kalkışmışlar.
Eylemleri fahşolunca, bu defa yeniden Jürokrasiyi devreye sokma mücadelesine girdiler.
Bu Türkiye halkı ile seçkinler arasında bir iktidar mücadelesi.
Şimdi azgınlaşan zihniyetin başını okşama zamanı değil.
Seni yer , ardından döner dişinin kirasını ister.
Şu son 10 gün içerisinde İstanbul, Gaziantep, Diyarbakır ve Muş illerini gezdim.
Halk köklü bir Anayasa değişikliğinin derhal Parlamentoya getirilmesini istiyor.
Korkmayın biz arkanızdayız diyor.