BÜLENT BEYDEN TARİHİ KONUŞMA(1)
“Kürt kimliğinin tanınması çok önemli bir konudur. Bu bir insan hakları konusudur. Türkiye’de yaşayan bir insan ‘Ben Kürdüm, kimliğimle iftihar ediyorum, bu kimliğimle tanınmak istiyorum’ dediğinde bizim buna saygı duyup kabul etmemiz lazım. Geçmişte asimilasyoncu bir inanç böyle yapmamış olabilir, onların da ülkenin başına neler açtığını çok iyi biliyoruz. Herkes kimliğinden şeref duyar.
İnkar etmeyeceğiz
Hepsi, kim ne varsa bu topraklar üzerinde, kendi kimliğini rahatlıkla söyleyecek. Kültürel haklarını vereceğiz, tanıyacağız, diline saygı duyacağız. Bunları söyleyip vermekten, terörle eş anlamlı bir sonuç çıkarmak doğru değil. Kimlik inkarıyla yola çıkanlar bilsinler ki, Kürtçe konuşmanın cezalandırıldığı günler, faili meçhul ölüm listelerin yapılması, bütün bunlar bir kimliğin inkar edilmesinin sonuçları. Hayır inkar etmeyeceğiz. BDP’liler de siyaseti sonuna kadar yapmalılar. Ama biz ırkçılığa karşıyız. Olumsuz milliyetçiliğe karşıyız. Ben Kürdüm diyenin Kürtçülük, ben Türküm diyenin Türkçülük yapmasının yanlış olduğunu söylüyorum.
Dil, eğitim, kimlik hakkı ne varsa vereceğiz, bu cebimizden verdiğimiz bir şey değil. Etnik kimliğe dayalı siyaset yapılıyorsa eleştireceğiz. Sayın Leyla Zana’nın 10 sene sonra gelip burada ant içmesi demokrasinin gücüdür. MHP’de, CHP’de, bizde de Kürt var, birlikte siyaset yapıyoruz, onlarla iftihar ediyoruz, onlarla birlikte güçlüyüz.”
Dünya dönüyor
“Cezayir’de, Afrika’da, Ruanda’da işlediklerine Vietnam’ı da ekleyebilirim, ama bunları bir kenara bırakın, bugün neden Maraş’ın adı Kahramanmaraş, Urfa neden Şanlıurfa, Antep neden Gazi’dir, biz bağımsızlık savaşımızı kimlere karşı verdik, istiklalimizi kimlerden aldık.
Ermeni Karar tasarısı, Fransa’ya engizisyonun geri dönüşüdür. Bu, dünya dönüyor diyen Galile’yi hapse atmak kadar akıl dışıdır. Bizim yeni engizisyonculara cevabımız, işkencelere maruz kalan Galile’nin söylediği gibi, bayanlar baylar dünya dönüyor.
Kürt kimliğinin tanınması çok önemli bir konudur. Bu bir insan hakları konusudur. Türkiye’de yaşayan bir insan ‘Ben Kürdüm, kimliğimle iftihar ediyorum, bu kimliğimle tanınmak istiyorum’ dediğinde bizim buna saygı duyup kabul etmemiz lazım. Geçmişte asimilasyoncu bir inanç böyle yapmamış olabilir, onların da ülkenin başına neler açtığını çok iyi biliyoruz. Herkes kimliğinden şeref duyar. Bu doğuştan gelen bir insan hakkıdır. Kürt kimliği 20-30 sene önce ortaya çıkmış değil, en az 1000 sene öncesine dayalı, bunu inkar edemezsiniz, ederseniz 90’lı, 80’li, 70’li yıllara dönersiniz.
“Sayın Buldan, konuşmanızın içinde çok gerçekler var ama acımasızca tespitler de var.
80 yıllık Cumhuriyet döneminin bütünüyle reddetmek, suçlu ilan etmek herhalde çok doğru değil. Ben sizin acınızı anlıyorum, bu acınıza saygı duyuyorum, acınızı da paylaşıyorum. Buna emin olun. Ama bu acıyı yaşayan sadece siz değilsiniz. Oya Eronat'a gösterilen tepkiyi de anlamakta zorlanıyorum. O da
bu acıyı, 18 yaşındaki çocuğu gözleri önünde öldürüldüğünde yaşamış bir insan. En yakınınızı eşinizi kaybettiniz, hunharca... İnşallah bu olayın gerçek failleri ortaya çıkacak ve bunun hesap sorulacak. Bu hepimizin görevi”
Maraş olaylarında, Sivas olaylarında, bütün faili meçhul siyasi suikastlarda biz yoktuk”
Sivas olayları olduğunda SHP-DYP ortaklığının olduğunu, rahmetli Erdal İnönü'nün de Başbakan Yardımcısı idi.“İsim olarak hepsini biliriz, Maraş olaylarında hangi parti iktidardaydı çok iyi biliriz. Benim Ak Parti olarak 2002'den beri bu işlerin sorumluluğu üstümdedir. Bundan önceki olayların aydınlatılması, faillerinin bulunmasında da ben görevimi hatırlatıyorum. Biz bunu yapacağız”
Buldan'ın kendilerini 10, 20, 30, 40 yıl önce olan olaylardan sorumlu tutuğunu belirten Arınç, “Bunu anlatan bir fıkra var; Hani Yeniçerinin biri Musevi'ye rastlamış da boğazına sarılmış, 'Ulan hergele Hazreti İsa'yı öldürmüşsünüz, ben de seni öldüreceğim' demiş. Adam şaşırmış, 'Kardeşim Hazreti İsa'yı ben öldürmedim' demiş. O da 'Nasıl öldürmedin, siz öldürmüşsünüz.' karşılığını vermiş. 'Ama o bin yıl önce oldu'. Yeniçeri'nin mantığına bakın, 'olabilir ama ben yeni duydum' demiş. Yani bu anlattığınız olaylar, şu bu tarihlerde cereyan etmiş. Ama o kadar suçlayıcı bir cümleniz vardı. Bizi de tarih önünde hesap vermekle sorumlu tutuyorsunuz” diye konuştu. Devamı yarına.