CHP KURULTAYINDAN NE ÇIKAR?

Deniz Baykal CHP sinin başından bir operasyon ile alındı.

Bunu, ağır akıllı bir şekilde işine gücüne devam ediyordu, hiç bulaşmadığı bir iftiraya maruz kaldı, kıymetten düştü,  o sebeple bir süreliğine de olsa partinin başından ayrılması daha doğru olur düşüncesi hâkim olunca, kenara çekilmek, yani istifa etmek zorunda kaldı, şeklinde kimse anlamasın.

Eski sekreteri, yeni dönem Milletvekili olan Nesrin Baytok ile aşna fişne bir halde iken çekilmiş görüntüler basına yansıyınca, CHP sinin kurumsal kimliğinin daha fazla zarar görmemesi için, yapılan baskılara dayanamadı ve istifa etmek zorunda kaldı.

Namus kavramı dünyada da, Türkiye’de de çok değişti. Erkeklerin veya kadınların eşlerinden başka birisi ile yasak ilişki yaşaması "kimi kesimlerde" "ahlaksızlık" olmaktan çıktı.

Bu olay sonrasında Deniz Baykal’ın eşi evi terk etmedi, kocasına boşanma davası açmadı. Hatta bu işten ötürü en küçük  rahatsızlık duyduklarına dair, kamuoyuna yansıyan bir açıklama gelmedi.

Nesrin Baytok çevresinden yapılan açıklamalarda ise, hadisenin aileyi biri birine bağladığını, kenetlendiklerini ve biri birlerini daha çok sevmeye başladıklarını anlamaktan mutlu oldukları haberleri geldi.

Ne iş?

Deniz bey olayı kabullendi, ancak hazırlanan komplonun yeni olduğunu "bakın o benim yıllardan beri sekreterim, kimse bu süre içerisinde bizim gayri ahlaki bir ilişki içerisinde olduğumuzu düşünmesin, son zamanlarda bir cahilliktir yaptık işte" anlamına gelen açıklamaları ile doğrucu Davutluğunu ortaya koydu, kamuoyunda, "adam yaptı ama, hiç olmaz ise yalan söylemedi" imajını yaratmaya çalıştı.

Bu girişi yaparken, gelmek istediğimiz nokta şu:

Bu işler serbest, yeter ki ortaya çıkınca yalan söyleme.

Deniz bey dün akşam NTV de Can Dündar’ın konuğu idi.

Biliyorsunuz CHP sinin bu hafta sonu yeni parti meclisini oluşturmak amacıyla seçimli kurultayı var.

Kemal Kılıçdaroğlu,  "altın tepsi içerisinde kendisine sunulan" bir ikramla CHP nin başına geldi.

O genel başkan oldu ama, partinin güçlü genel başkanı Deniz Baykal ve yine o oranda güç sahibi eski genel sekreteri Önder Sav tarafından oluşturulmuş il kurulları ve Parti Meclisi ile çalışmak zorunda olmanın zorluklarını nihayet gördü ve partiyi, Parti Meclisi seçimli kurultaya götürüyor.

Kemal Bey Parti Meclisi listesini bizzat ben yapacağım dedi. Yani herkes bana güvensin, ben dengeli bir liste ile kurultayın karşısına çıkacağım, kimseyi kırmayacak, küstürmeyeceğim, birlik ve beraberliği şimdikinden daha çok tesis edeceğim dedi.

O, bunları söyledi ama, eski Genel Başkan Deniz Baykal ve eski Genel Serketer Önder Sav ile görüşmeden, onların görüşlerini almadan adım atmasının doğru olmadığını anladı.

Hafta sonu her iki ünlü isim ile yaptığı görüşmeden nasıl bir sonuç çıktığını, dün akşam Deniz Baykal’ın Can Dündara yaptığı açıklamalar ile biraz olsun anladık.

Deniz Baykal, parti meclisi seçimli kurultaya, çarşaf liste ile gidilmesinin şart olduğunda direniyor. Bana "sen şimdiye kadar neden böyle bir liste ile kurultaya gitmeden diye soranlara, cevabım, ben hep eski tüzük ile seçimlere gittim. Partimizin kabul ettiği tüzük şimdiye kadar uygulanmadı. Yargıtay C.Başsavcısının ikazı üzerine yeni tüzük uygulamaya konuldu, o açıdan parti menfaati için bu son ve en önemli uyarımı yapıyorum, kurultaya çarşaf liste ile gidilmesinin önemini vurguluyorum" dedi.

Konuşmalardan Deniz beyin, Kemal beyi çarşaf liste konusunda ikna edemediğini, Deniz bey ile Önder Sav arasında çarşaf liste ile seçime gidilmesi hususunda anlaşma olmadığını, böyle bir girişimde dahi bulunulmadığını, ancak Önder Sav ile Kemal Kılıçdaroğlu’nun blok liste ile kurultaya gidilmesi hususunda anlaşma sağlandığını öğreniyoruz.

Yıllarca CHP sinin genel başkanlığını yapmış, bu alanda çok mücadeleler vermiş, alnının teri ile siyaset basamaklarını arşınlamış Deniz Baykal, çarşaf listeyi Kemal beye kabul ettiremeyince, ilkeli duruşundan geri adım atmadı ve gizli bir pazarlığa girmedi.

Ancak Önder Sav’ın çarşaf listenin önemini vurgulamasına rağmen, istediğini elde etmesi halinde(Mesela 20-25 parti meclisi üyesini belirleme veya o oranda milletvekilinin seçilecek yerlere konulmasında söz alma) çarşaf listede direnmeyeceğini, Kemal Kılıçdaroğluna destek vereceğini görüyoruz.

Önder Sav için boşuna siyasetin kurdu dememişler. Siyaset böyle bir iş. Bükemediğin eli öpersin, hatta yeri geldiğinde başının üstüne koyarsın.

Deniz beyin yaşamış olduğu serüven şimdilik onun peşini bırakmışa benziyor. Fakat bir önemli CHP linin dediği gibi iş bununla sınırlı kalsa iyi, sözünün bir kıymeti harbiyesi yoksa, Deniz beye bu kurultayda düşen pay, sadece çıkıp bangır bangır görüşlerini dile getirmesi, yani vuruşarak ayrılmasıdır.

CHP kurultayından büyük bir ayrılık çıkar.

Yazım bitti, Önder beyin açıklaması geldi.
"Çarşaf, Blok fark etmez. Bütün amacımız CHP sini iktidara taşımaktır. Şahsi kaprislerimizden şimdi uzaklaşma zamanı" diyor.

Böylece Kılıçdaroğlu ile Sav’ın anlaştıkları ortaya çıkıyor.

Baykal kesin çarşaf açıyor.