CHP si HALKA FRANSIZ

Dersim olayına Fransız kalan CHP, milletin diğer bütün sorun alanlarına da Fransız kalmayı tercih ediyor.

 

Görmedim, duymadım, bilmiyorum.

Dün yazdım, Dersimde yaşanan vahşetle ilgili bütün kararlar, CHP sinin tek parti iktidarı döneminde alınmıştır. Katliamlar da, tenkil( 14 ayrı vilayete sürgün) de 1930 ila 1939 yılları arasında gerçekleşmiştir.

O olaylardan sonra Dersimde kalanların “tam bir tecride” tutulmuş yaşam biçimlerinin bugüne yansıyan yüzünün gerçek failleri o dönemin iktidar sahipleridir.

Zira CHP sin tek parti diktasının devam ettiği o günlerde iş başında bulunanların yapmış olduğu katliam ve zulümlerin hiç birisini, hiç kimse bir tenkide dahi tabi tutmamıştır.

Mesela Atatürk’ün şark vilayetlerini ziyareti öncesinde asılan Seyyit Rıza ve çocuklarının idamı konusunda Atatürk’ün bu güne kadar gün yüzüne çıkmış bir eleştirisinden şimdiye kadar kimse söz etmemiştir.

Başlarına “getirilen” bunca işe rağmen Dersimlilerin CHP si sevdasını bir türlü anlamak mümkün olmamıştır.

Cumhuriyeti kuran parti olarak CHP her yaptığının doğru olduğunu, her adımının müstakim olduğunu cehalet denecek kadar bir aymazlıkla kabul ediyor ve bunu herkese kabul ettirmeye çalışıyor.

Mesela yer yerinden oynuyor, Dersimde yapılan zulümler nerede ise gazete tefrikası haline gelmeye başladı ama, hala CHP sinden bu yaptıklarının yanlış olduğunu, bunları kabul etmelerinin imkansız olduğunu söyleyen tek bir açıklama gelmedi.

Geçen gün Deniz Baykal’ı Ahmet Hakan’ın televizyon programında izledim, zinhar o konuda tek bir kelime söylemiyor, ne yapalım kardeşim onlar da insandı, açık ve net söylüyorum, hata yaptılar ve bu hatalarının ceremesini hala omuzlarımızda hissediyoruz ve bu ağırlığı bir türlü sırtımızdan atamıyoruz demedi.

Dersimli ve kendi ailesi üyelerinin de katledildiği bilinen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu söylemiyor ise, Antalyalı Deniz Baykal nasıl söylesin…

Dersimlilerin katli ve tenkilleri ile ilgili olarak bir şey  söylemeyen CHP, Kur’anı Kerim okunmasının yasaklanması, Camilerin kapatılması, bir kısmının ahır haline getirilmesi konusunda yaptığı cinayetleri mi itiraf edecek…

Hoş onlar itiraf etmese ne olur? Ben bile ilçemizde Artukoğulları Hanedanlığı zamanında inşa edilen bin yıllık Medresenin bir kısmının eşek, katır ahırı, bir kısmının ise kasaphane olarak kullanıldığına şahit oldum.

CHP si o kendisine çizmiş olduğu çeşitli kesimlere, yani halkın kahir ekseriyetinin iman ve inancına olan, protest tavrını hiç sektirmeye tabi tutmadan devam ettiriyor.

En demokrat bilinen başkanlardan birisi olarak tarihteki yerini alan Bülent Ecevit bile halkın yaptığı seçime, tercihe saygı duymadı ve başörtülü olarak halkın karşısına çıkıp oy isteyen ve seçilen Merve Kavakçı’yı, TBMM sinden adeta sürgüne yolladı. Belki de Meclis tarihinde milletvekilleri ile birlikte ilk defa bir miting düzenleyerek, dışarı,dışarı naraları attırdı.

Halkla illiyeti bir türlü tesis edemeyen CHP si seçkinci tavrını ve yeri gelirse çizmeleri giyme aşkını bir süreden beri harekete geçirmiş bulunuyor.

Hani şimdi eşkıya meclise girdi falan filan laflar ediyorlar ya. Soralım bakalım, Merve Kavakçıya yapılan İngiliz Asilzadeliği veya Beyoğlu Beyefendiliğimi idi?

Hiç uzaklara gitmeye gerek yok. Kısa süre önce TBMM sinde İç Tüzük değişikliğinin görüşüldüğü sırada, Meclis Kürsüsü kim tarafından işgal edildi?

Milletvekillerinin en tabii hakları olan Meclis Kürsüsünde konuşma hakkını kim engelledi?

TBMM sini kendi iç tüzüğünü yapmaktan kim alı koydu?

Böyle bir adet var mı?

Değiştirilmesini engellediğin iç tüzük sana bu imkanı veriyor mu? Ki, benim iç tüzüğümde böyle bir hakkım var, onu kullanıyorum, yenisinin gelmesini istemiyorum, bu sebeple kürsü de işgal ederim, cinayette çıkarırım naraları atıyorsun.

Halk desteği bulup iktidara gelemiyoruz, o halde biz de “çarıklarımızı giyer” istediğimiz yeri çiğneriz diyorlar.

TBMM si içtüzüğünün değiştirilmesindeki taktiği, bu defa halkın kahir ekseriyetinin talebi olan bir kanunun görüşülmesini engellemede gösterdiler.

Yok 12 saat konuşuruz, yok her birimiz her bir madde de 5 saat, 10 saat taleplerimizi dile getiririz, her oturumda en az 80-90 Milletvekili ile komisyona geliriz, burada her birerlerimiz istediğimiz gibi soru sorar, beyanda bulunuruz. EEE peki bu kanun nasıl çıkacak. Muhalefetlermiş, engelleme hakları varmış, defans uygulamalarına kimse engel olamazmış.

Medeni kanunun genel bir hükmü var. Bir hakkın gayrı ızrar eden suistimalini kanun himaye etmez. Yani sen bir hakkını kullanırken, kendi sınırların içerisinde kalacaksın, başkasına zarar vermeyeceksin, aksi gibi davranır isen, başkalarına zarar verir isen, bu hak olmaktan çıkar, zulüm olur.

Ak Partililer CHP nin özellikle iman ve inanç konusunda, hele İmam Hatipliler meselesinde, mülhit tavrını iyi anlamış olacaklar ki, “çalma kapımı çalarlar kapını” kuralını uyguladı, CHP lilerini emellerini boşa çıkardı.

Vay bu yapılanlar faşizmmiş, gün gelecek, devran dönecek AKP halka hesap verecekmiş, falan filan.

Merve Kavakçıya yapılanlar, İç Tüzük değişikliğinin görüşüldüğü sırada Meclis kürsüsünü işgal etmelerin adı nedir? Peki.

Ha “gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek” lafına gelince, Ak Parti tam 5 seçimdir halka hesap veriyor. Ama CHP si olarak siz maalesef hesabınızı veremiyorsunuz ve her defasında sınıfta kalıyorsunuz.

Ondan sonra da kulp üstüne kulp bulmaya çalışıyorsunuz ki, tutunabilesiniz.