ÇOCUĞUNU ÖZLEMİŞ
Erzincan Başsavcısı Erzurum Cezaevinde tek kişilik bir koğuşta kalıyormuş. Her gün ailesi ve Avukatları kendisini ziyaret ediyorlarmış. Sağlığı yerinde imiş. Sadece 7 yaşlarında olan kızını çok özlüyormuş.
Bu çok insani bir duygu.
İlhan Cihaner’in kızını çok sevdiğini basına yansıyan resimlerinden dolayı hepimiz biliyoruz. O yavrunun babasına sarılması ve onun da sıkı sıkıya onu tutarak göğsüne bastırması kadar olağan bir şey yok.
Şimdi biribirlerine sarılamıyorlar, biribirlerinden ayrılar.
Ayrılık uzun sürer ise, acıyı nasıl dindireceklerini bilmiyoruz. Belki zamanla annesi durumu yavaş yavaş kızına anlatır. Ve kendisini alıp, babasının kaldığı cezaevine götürerek, hasretin kısmi de olsa dindirilmesini sağlar.
İşin bir yönü bu.
Diğer yönü ise, Başsavcının,yüzlerce,binlerce insanın belki de kanının akmasına sebep olacak ve bu darı dünyada biri birlerini bir daha göremeyecek eylemlere , darbe planları yapmaya kalkışması veya bunları yapanlara alet olması.
İsmail Ağa cemaati üyelerinin bu soruşturma kapsamında telefonlarını Savcı bey dinletmiş. O konuşmaları sonuna kadar internet sitelerinden okudum. Adamlar bu bizden ne istiyor, biz şimdiye kadar kime ne kötülük yapmışız ki, tedbirli olalım, çocukları badana boya yapılıyor diye bir yerlere gönderelim, başımıza iş çıkmasın diyorlar.
Geçen gün Cemaatten birisi televizyona çıktı ve bizim bir tek asayişi muhil eylemimizi göstersinler, bütün dediklerini kabul ederiz. Benim kızım Üniversite sınavlarında Türkiye 137. oldu, ama İmam Hatip Lisesi mezunu diye Türkiye Üniversitelerinin hiçbirisine giremedi. Şimdi Malezya Üniversitesinde çok iyi konumda hocalık yapıyor dedi.
İşte bu nitelikteki insanlar için,gizli tanıkların beyanına göre, Savcı Askerler eşliğinde birilerini ajite ediyor, şu evlere, bu mekanlara silah bırakın, dediğimizi yapın ve bunları kimse ile paylaşmayın, sizin de çoluğunuz, çocuğunuz var, başınıza bir iş gelmesini istemezsiniz değil mi? diye tehdit ediyor.
Asayişi korumak, toplum düzenini sarsacak davranışların önüne geçmekle görevli olan Savcı, oralara buralara silah konulmasını ve suç isnadı yapılarak insanların Allah dedikleri, Peygamber dedikleri, Kur’an okudukları için cezalandırılmasına çalışıyor.
Cemaatlere silahlı suç örgütü suçlamasını yapınca, Erzurum özel Yetkili Savcılığı "madem silahlı suç örgütü, o halde evrakı bize gönder" demesine de çok direndi. Bu iş benim sorumluluğumda dedi. Amacı görevini!!!layıkı vechi ile yapmaktı. Allah bırakmadı.
Erzurum özel yetkili Savcıları cemaatlerin değil, Erzincan MİT başkanı ve yardımcılarının, Savcının ve 3.Ordu Komutanının "DARBE PLANLAYICILARI" oduğunu tespit etti.
Savcı efendi, Erzurum Savcılarına isnatlarla ilgili bilgi verirken "ismail ağa cemaatine silahlı terör örgütü suçlamasını ben değil,siz yaptınız" demiş bir de. Kimin kime ne yaptığı her geçen gün daha iyi anlaşılıyor. Kur’an ile oynayanlardan şimdiye kadar kim ne kazandı ki, sen daha fazlasını elde edesin bre adam.
Savcı bey cezaevinde;Başbakan, Bakanlar ve daha nice katledilen vatan evlatlarının,analarının, kardeşlerinin, çocuklarının,eşlerinin kanlı gömleklerine sarılmalarının acısını, 10 günden beri ayrı kaldığı evladının hasretine yanarak şimdi daha iyi anlıyordur.
Varsa cezanı çektikten sonra dışarı çıkar evladına kavuşursun.
Ya planın tutsaydı, yüzlerce , binlerce insanın katline sebep olacak eylemler sonuca ulaşsaydı, kimler, kimler anasız, babasız, evlatsız kalacaktı…
Şimdi bunları düşünmenin zamanı.
O masum yavrunu bu millet senin kadar, yok yok, senden çok seviyoruz.