DAHA MI AZ TEHLİKELİ İDİ

Yaşar büyükanıt zamanında Kara Kuvvetleri komutanı olan İlker Başbuğ, Türk ordusunu PKK ya karşı büyük kara harekatına sevketti. İşin başında bulunan bu iki büyük komutan, nerede ise harekata katılan ordunun bütününü donma tehlikesi ile karşı karşıya bırakacaklardı. İhtiyaç durumuna göre dağda kalma ve PKK unsurlarını süpürme kararı alan bu komutanlar, 3-5 gün içerisinde orduyu geri çekmek zorunda kaldılar. Zira bir gün daha kalalım deselerdi, ordunun bütünü donma ile yüz yüze gelecekti.

Orduyu kışın en soğuk günlerinde ve her taraf karla kaplı iken neden böyle bir harekata bu insanların yönlendirdiğini gerçekten bilmiyoruz.

Daha önce de yazdım, bu harekat ile 200 e yakın PKK unsurunun imha edildiği söylenmişti. Oysa aynı harekata katıldıkları bilinen korucular, ortadan kaldırıldığına şahit oldukları bir tek örgüt üyesine rastlamadıklarını Hakkarili bir yakınıma ifade etmişlerdi.

İlker Başbuğ’un gazeteci Mehmet Ali Birand’a yaptığı açıklamalarda, Türkiye’nin örgüte karşı tam dört kez büyük zafer kazanma imkanı bulduğunu, bunların en önemlisinin 1 Mart Tezkeresi olduğunu, tezkerenin reddi ile bu büyük imkanın kaçırıldığını beyan etmiş.

İlker Başbuğun sözünü ettiği o dört büyük zaferin diğer üçünün hangisi olduğunu bilmiyoruz.

Büyük gazeteci Mehmet Ali Birand’ın kaçırılan büyük zafer imkanlarından üçünün hangileri olduğunu, Başbuğa neden sormadığını tabii ki bizim gibi yerel anlamda gazetecilik yapanların bilmesi mümkün değildir.
Bunlardan bir tanesi acaba ordunun, kar kış ortasında Kuzey Irak dağlarına salınması ve donma tehlikesi ile karşı karşıya bırakılmaları olmasın.

Biz diğer üçünü bilmesek bile bir tanesini artık hepimiz biliyoruz.

O bir tanesinin içerisinde bizzat bulunanlardan birisi olarak tarihe tanıklık etmek için, o mevzuyu, bu münasebetle bir kez daha irdelemek istiyorum.

ABD, Saddam’ın kimyasal silah ürettiği, menzili nerede ise 2000 kilometreye varan füzelerin Avrupa içlerine uzanacak kadar harekete geçirilmek üzere olduğu, füzelerin ana gövdesini oluşturan bölümlerin Avrupadan getirtildiği, çeşitli maniplasyonlar ve yaptığı yayınlarla, kamuoyunun beynine çakıp duruyordu.

Nasıl İlker Başbuğ yer altına gömülü lav silahlarının ana gövdesini eline alarak, bu silah falan değildir, borudur boru diyerek aklımızı çelmeye çalıştı ise, ABD liler de o dönemlerde biri birine geçirilmiş bidonları, Saddam füzelerinin ana gövdesi olarak bizlere tanıttılar, her ikisi de kendi kavilleri uyarınca zokayı yutmamızı sağlamaya çalıştılar.

İlker Başbuğunki boru, Bushunki Füze çıkmadı.

Bush’un maniplasyonlarına kanan Türkiye, İlker Başbuğun söylemlerine aldanmadı. Orada yanlış, burada doğru yaptı.

Bush’un arşınının Halep Pazarında kıymeti harbiyesinin olmadığı TBMM since karara bağlandı.

İlker Başbuğun 1 Mart 2003 teki görevi ne idi bilmiyorum ama, diyelim ki, işin başında o vardı ve Türkiye ABD orduları ile birlikte Irak seferine çıkmıştı.

BU SAVAŞTA IRAK’IN KAYIPLARI.

1-Bir Milyon Irak vatandaşı hayatını kaybetti.

2-Dünyanın en kadim ülkelerinden ve memleketlerinden olan Irak’ın tarihi eserleri, zenginlikleri yerle bir edildi.

3-Yüzbinlerce kadın dul kaldı.

4-Milyonlarca çocuk yetim ve öksüz bırakıldı.

5-Irak’ın yer altı zenginlik kaynaklarının en önemlisi olan Petrol gelirleri paymal edildi.

6-Irak halkı bir depo benzine muhtaç hale getirildi.

7-Irak’ta binlerce ve belki onbinlerce kadının ırzına geçildi. Iraklı 12 yaşındaki erkek çocuğunun gözleri önünde annesinin, bacısının ırzına geçildi, ardından anası, babası, bacısı katledildi.

8-Ebu Gureyp hapishanesindeki tutuklular kadın erkek demeden çırılçıplak soyuldular ve üst üste yığdırılarak resimleri çekildi ve bu vahşet görüntüleri alçakça bütün dünyaya servis edildi.

9-Iraklı tutuklunun boynuna tasma geçiren ABD nin kadın askeri onu çırılçıplak soyduktan sonra yerlerde süründürdü ve resmini çektirerek hatıra olarak sakladı.

10-Iraklı tutuklular çırılçıplak soyulduktan ve gözleri bağlandıktan sonra üzerlerine köpekler salındı, onların dehşete kapılmış görüntüleri kameralara, sesleri bantlara alındı.

ABD NİN KAYIPLARI

1-3 Trilyon dolar paraları gitmiş.

2-5 bine yakın askeri hayatını kaybetmiş.

3-Bir o kadar askeri yaralanmış.

4-Yüzlerce askeri Iraktan sağ döndükten sonra intihar etmiş.

5-Binlerce askeri şu anda psikolojik tedavi görüyor.

6-Dünya üzerinde, özellikle Müslüman ülkelerde ABD nin güvenirliği sıfırlanmış v.s.

ŞİMDİ TÜRKİYEYE DÖNELİM.

1-İlker Başbuğun dediği gibi Türkiye ABD ile birlikte Irak’a saldırsa idi Iraklıların ve ABD lilerin yaşadığı belaları aynı ile paylaşmak zorunda kalacaktı.

2-Bütün Müslüman ülkeler Türkiye’ye husumet besleyecekti.

3-Türkiye Küresel bir güç olma yolunda tek bir adım atmamış olacaktı.

4-Türkiye ABD nin payandası olmaya devam edecekti.

5-İdareye bütünü ile Askerler hakim olacaktı. Ülkem insanı Ergenekon yapılanması ile PKK arasında bir top gibi gidip gelecek, yani önüne gelen tekmeleyecekti.

6-PKK şimdi nasıl Türkiye dağlarından yok edilemedi ise, Kandil’den de bütünü ile yok edilmeleri söz konusu olmayacaktı.

7-Ordu, bütünü ile Ergenekon yapılanmasının içerisinde at koşturanların eline geçecekti.

8-Sayın Başbakan ile Paris Senatosu üyelerini ziyaret ettiğimizde yüzümüze söyledikleri, Türkiye 1 Mart Tezkeresinin reddi ile demokrasi yolunda önemli bir adım attı ve bu Türkiye demokrasisinin miladı oldu, gerçeği asla yaşanmayacaktı.

9-Türkiye demokrasisinin canına ot tıkayan Ergenekon türü yapılanmaların faillerinin sivil yargıda yargılanmalarını sağlayan Anayasa değişikliği gerçekleşmeyecekti.

10-Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ve HSYK’nın yeniden yapılandırılması asla mümkün olmayacaktı. Kimse bu konuları, konuşmaya bile cesaret edemeyecekti.

11-Ak Parti kesin olarak kapatılmış olacaktı.

12-İş ve eylemleri bahane edilerek partinin kapatılması için haklarında dava açılan bizim gibi Parlamenter, Laikliğe aykırı eylemleri sebebiyle cezalandırılmış ve şimdi hapiste olacaklardı.

13-Milli Gelir 2000 dolarla seviyesinde seyredecekti.

14-150 Milyar dolara doğru yol alan ihracat kimsenin hayaline bile gelmeyecekti.

15-Tarihinde ilk defa Türkiye Parlamentosunda,Sivil bir Anayasa yapma imkanı doğmayacaktı.

16-Uzatmayayım işin özü Türkiye, Orta doğuda ABD nin müstemleke ülkelerinden birisi olmaya devam edecekti.

Cenabı Allah Türkiye’ye en güzelini nasip etti, belalardan bela beğenme tehlikesi ile bizi karşı karşıya bırakmadı.