DAYAN MİLLETİM(2)

Şimdi ne kadar inkar etseler de 12 Eylül 1980 faşist muhtırası verildiğinde PENTEGONDA "BİZİMKİLER BAŞARDI" diye kadeh kaldıranlar, acaba bu ülkede ne tür bir demokrasiyi özlüyorlardı, veya onların demokrasi diye bir dertleri var mıydı? Sorularını dünkü yazının sonunda sormuş ve cevabını bugün vereceğimizi belirtmiştik.

Bu soruların cevabı Cengiz Çandar’ın Washington’dan bildirdiklerinde.

Bakın Cengiz Çandar Washington’dan neler yazıyor.

"Üç ay sonra Washington’daki Türkiye’yi nasıl buldum? Hazirana oranla daha da kötü. Türkiye’ye kızgınlık, Türkiye’den rahatsızlık, Türkiye’ye tepkisellik( buraya kadar, çünkü başkalarının bizden rahatsızlığını ifade edecek Türkçede başka kelime kalmadı, kusura bakmayın. Ah ayran ağızlılık ah. C.T) daha yaygınlaşmış, daha konsilide olmuş. Benim katıldığım toplantıda, konu o olduğu halde söylenmeyenlerin, ya da söylenenlerden çok farklı şeylerin Dışişlerinde, Savunma Bakanlığında ve Ulusal Güvenlik Konseyinde söylendiğini ve konuşulduğunu öğrendim. Başkan Obamaya sunulmak üzere Türkiye konusunda strateji kâğıtları hazırlığı yarışı var. Türkiye, Washington’da hiç rastlanmadığı kadar en üst düzeyde ve sürekli tartışma konusu. Bu tür toplantıların ya da çalışmaların hemen hiçbiri dışarıya yansımıyor.(Sana nasıl yansıdı Cengiz bey C.T) Ve Türkiye, Washington’da rastlanmadığı kadar  "rahatsızlık" konusu. Nedeni yine iki sözcükte toplanıyor. İran ve İsrail.

Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu isimlerine yönelik, Washington’daki bazı Türklerin ve Türkiye’den de gelen bazılarının(yazının başlangıcından bu ara oralarda fink atanların TÜSİAD ve KOÇ HOLDGİN yöneticileri olduğunu öğreniyoruz C.T.) oluşturulmuş bir "hoşnutsuzluk" söz konusu.

12 Eylül referandumu, Washington’daki hesapları bir hayli karıştırmış. "Maalesef bunlarla devam" konusunda "perde arkasında" bir faaliyettir gidiyor." Diyor.

Cengiz Çandar  Neo Faşist/Emperyalist ABD lilerin Türkiye’ye bakışlarını "Hazirana oranla daha da kötü, Türkiye’ye kızgınlar, Türkiye’den rahatsızlar, Türkiye’ye tepkililer ve Türkiye düşmanlığı üzerine konsilide olmuşlar, sürekli olarak Türkiye’yi tartışıyorlar, Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoağlu isimlerinden rahatsızlar, sebebi de İran ve İsrail" cümleleri ile değerlendiriyor.

Biz pek tabii olarak ABD’lilerin bu konuda görüşlerinin ne olduğunu bilmiyoruz. Ancak Cengiz Çandar durumun böyle olduğunu ve bu görüşlerin şimdilik dışarı pek yansımadığını söylüyorsa bir bildiği vardır. Cengiz bey "el aleme talkın verip salkımı yutan kişi gibi" Washington’daki  Türklerin ve Türkiye’den gelen bazılarının Erdoğan ve Davudoğlu isimlerine karşı oluşturduğu bir hoşnutsuzluğun varlığını ortaya koymaktan çekinmiyor.

ABD de Amerikan Düşünce Kuruluşu German Marshall Fund, Türkiye’den TÜSİAD VE KOÇ TOPLULUĞU, İsveçten İsveç Dışişleri Bakanlığının işbirliği ile Triateral Strategy Gourp(Üçlü strateji gurubu) oluşturulmuş. Bu gurup yılda iki kez toplanarak gelişmeleri değerlendiriyorlarmış.  Cengiz bey de sanıyorum ya Koçlar veya Tüsiad’çılar adına bu toplantıya katılmış olacak ki, ABD deki Türklerin ve Türkiye’den gelen bazı Türklerin, Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu isimlerine karşı "hoşnutsuzlukları" olduğunu belirtiyor. Ayrıca ABD lilerin Türkiye’ye kızgın olduklarını, Türkiye’den rahatsızlık duyduklarını, tepkisel konumlarının yaygınlaşmış bulunduğunu ve konsilide hale geldiğini, tüm bu işlerin sebebinin Mavi Marmara gemisinde yaşananlar( ki orada 9 masum vatandaşımız hayatını kaybetti ve şu ana kadar İsrail’e maalesef yaptıklarının hesabı ödettirilemedi) ile İran’a BM lerde yaptırımlar uygulanması konusunda ABD nin getirdiği önerinin Türkiye tarafından reddedilmiş olduğunu gösteriyor. Ve giderek işin Tayyip Erdoğan ile Ahmet Davutoğlunun isimlerine karşı hoşnutsuzluğa kadar varmış olduğunu ifade ediyor.

Bir insan ülkesine bu kadar mı laf getirir, bu kadar mı şom ağızlılık yapar?

Aslında o, Tüsiad ve Koç gurubu adına bu atışları yapıyor.( Tüsiad yönetimi de, Mustafa Koç ta, referandum öncesinde Anayasa değişikliğine taraf olmadıklarını, hatta karşı olduklarını izhar etmişlerdi. İsteklerinde başarılı olamayınca, şimdi ÜLLÜMNATİDEKİ EFENDİLERİNE temenna çakmaya ve yardım dilemeye gittiler. Hani bertaraf olma korkusu var ya)

Fakat yarın bir gün bu ne biçim yazı, ülken için düşmanların yollayacağı ne kadar kötü isim/sıfat/ varsa hepsini sıralamış durmuşsun, böyle bir şey olabilir mi diye sorulduğunda, vereceği cevap şudur.

BEN ÜLKEMİ SAVUNDUM, YETKİLİ VE İLGİLİLERE UYARI GÖREVİMİ YERİNE GETİRDTİM, şeklinde olacaktır.

Hele o, 12 Eylül referandumu, Washington’daki hesapları bir hayli karıştırmış. "MAALESEF BUNLARLA DEVAM" gibi bir duyguya yol açmış. Şimdi nasıl devam konusunda perde arkasında bir faaliyettir gidiyor, cümlesi gerçekten hepimizde şafak atmasına sebep oldu.

Demek ABD liler 12 Eylül günü oyladığımız Anayasa değişiklik paketinin geçmesini istememişler. Anayasa paketi referandumda reddedilmiş olsa idi, bunlar bayram yapacakmış. Şimdi hesapları karışmış ve "maalesef bunlarla devam" noktasına gelmişlermiş, ama bunu nasıl yapacaklarmış, onun hesabındaymışlar.

Cengiz Çandar’ın dediklerinin doğru olmadığını ABD liler en kısa sürede bir açıklama ile yalanlamaz,

KOÇLAR VE TÜSİADÇILAR "ONUN DEDİKLERİ TÜMDEN İFTİRA, BİZ NASIL GİDİP DE YABAN ELLERDE ÜLKEMİZİ GAMMAZLARIZ" DEMEZLER İSE,

Yazıklar olsun.

12 Eylül 1980 günü "BİZİMKİLER BAŞARDI" sözünü şimdi niye inkâr ediyorsunuz? Diye sorma hakkını kendimizde bulacağız.

Ve

Ülkemizin içerisine düştüğü bütün sıkıntıların baş sebebinin ABD ve onun yerli işbirlikçileri olduğunu binlerce kez dur durak bilmeden haykıracağız.