DENEMEK İÇİN SADECE BİR AY

“İşçinin alın teri kurumadan emeğinin hakkını verin” İslamın öğüdüdür ve bu öğütten daha güzelini, daha adaletlisini hiçbir nizam söylememiştir.

Yani ay boyu çalış, alnın teri bir defa değil, tam otuz gün hiçbir karşılık verilmeden kurusun ve bir ay sonra kutu la yemuvt(ölmeyecek) bir şekilde yaşayacak kadar ücret al.

Allah asla bunu kabul etmez.

Bugün Asgari Ücret 800 lira civarında bir paraya karşılık geliyor.

Ben de bir çok defa yazdım. İşte 2002 yılında Asgari ücret 189 lira idi, daha sonra kademeli olarak yapılan artışlarla bu ücret 800 liraya kadar çıktı.

           

Diğer yandan enflsyon 2002 yılının son çeyreğinde % 35 ler seviyesinde idi, şimdi enflasyon yüzde 9-10 arasında gidip geliyor.

Bu rakamların geçmiş ile mukayese edilmesi halinde arada işçi lehine çok büyük gelişmeler olmuş, bunu kimse görmezden gelmesin falan demişiz.

Ak Parti hükümetlerinin bu alanda diğer hükümetler ile mukayese kabul etmeyecek kadar iyileştirmeler yapmış olduğu ortada.

 

Fakat asgari ücretle geçinen insanlar gerçekten çok zor durumda. Bugün en düşük kiranın 300-400 lira civarında olduğu, aylık elektrik giderinin 100 liradan aşağı düşmediği, yine aylık olarak asgari ısınma bedelinin 150-200 lira olduğu bir gerçek olarak karşımızda durduğuna göre, daha diğer giderleri hiç buraya yazmaya gerek yok.

Bu rakamlar toplandığında, 650-700 lira gibi bir rakam ortaya çıkıyor. Geriye kalan 100-150 lira ile sadece ekmek alabilirsiniz. 3-4 çocuklu aileye bu para ekmek almaya da yeterse.

Ak Parti iktidarları zamanında kurumsallaşan, fakir fukaraya, garip gurebaya yardım için olabildiğince gayret içerisine giren sosyal güvenlik kurumları ve belediyelerin yardımları olmasa, insanlarımız aç biilaç vaziyette yaşamak zorunda olacaklardı.

Burada haklarını bilmeyen, istemeden utanan, sıkılan ve bu sebeple derdini içine gömen milyonlarca insanımızın varlığını hiçbir zaman unutmayalım.

Erzurum’da Tedaş İşçisi olup, bozulan elektrik kablolarını tamir için bindikleri su motoru bozulan ve alabora olması sebebiyle suya düşüp hayatını kaybeden 5 işçinin yakınlarının yaşadığı dram bize bir çok şeyi öğretecek nitelikte idi. Ölen bir işçinin kendi kurumuna olan 35 lira elektrik borcu ödenmeyince, elektrikleri kesilmiş ve mazlumun  geriye kalan eşi, üç çocuğu kucağına alarak yaptığı açıklamada “demek ki değerimiz bu kadarmış” intizarında bulunmuş, ciğerimizi parçalamıştı.

Şu anda ülkede siyasi istikrar var, Allah korusun herhangi bir savaş falan içerisinde değiliz, o sebeple sosyal bir patlama olmadan yaşayıp gidiyoruz. Ancak dün ülkenin metropol şehirlerinde meydanlara inen milyonların sesi, artık munis bir sedayı değil, hadi kini demeyeyim ama büyük bir öfkeyi yansıtıyordu.

Hele birde, mal ve metaın belirli ellerde toplanmasına, sermayenin yaygınlaştırılması hususundaki İslami emirlere riayet edilmemesinin yaratmış olduğu hayal kırıklığına, siyasi istikrarı teminde önemli rol oynayan “cami cemaati” kıvamındaki insanların taleplerinin yüksek perdeden seslendirilmesine bakıldığında; dünkü 1 Mayısı daha farklı biçimde değerlendirme mecburiyetinin olduğunu ortaya çıkardı.

İngilizler “Hungry Man İs An Angry Man”(aç adam kızgın adamdır) sözü ve Peygamberimiz Efendimizin “Kadel Fakru En Yekuvne Kufren”( Az kaldı fukaralık küfür olacaktı) hadisi şerifinin 1 Mayıs münasebeti ile anlattıkları, önümüzdeki Bakanlar Kurulu toplantısının “özel” gündemi olmalıdır ve orada para pul sahiplerine şu sorulmalıdır.

Bir aylık asgari ücret ile hepimiz bu ay geçinmeye gayret edeceğiz. Konu komşunun yardımına bakmadan, evlerimizde biriktirdiğimiz yiyeceklere el sürmeden, 800 liralık asgari ücretten kira ödeyeceğiz, elektrik su, aydınlatma ısıtma parası  ayıracağız, yol gideri için para tahsis edeceğiz, ilk öğretim okuluna, liseye veya Üniversiteye giden en azından 2 çocuğumuza harçlık vereceğiz, hadi bu ay için, kılık kıyafet v.s almayacağız, ve bu para ile bir ay yiyip içip yaşamaya çalışacağız. Ne olur sadece bir ay deneyeceğiz. Önce biz yapacağız ve sonra, 1 Mayıs pankartlarına yansıyan Allah, Ekmek, Özgürlük sloganının ne anlama geldiğini anlamaya çalışacağız.