DİMYATA PİRİNCE GİDERKEN EVDEKİ BULGURDAN OLMAYASINIZ

Serj Sarkisyan, Başbakanın Bakü’ye olan ziyareti öncesinde gündemi elinde tutmak ve siz ne yaparsanız yapın, ben bildiğimi okurum havasını pompalamak için "Biz Karabağı düşmanın elinden kurtardık, bundan sonra sıra gençlerde. Onlar da Ağrı’yı alacaklar" güzellemesinde!!! bulunmuş. Alican kapısını açın, Türkiye ile ticaret yapalım, batıya açılan kapımız Türkiye’dir, yoksa insanlarımız açlıktan kırılacak diyen kendileri değilmiş gibi, Türkiye’yi düşman safına koymuş.

Azerbaycan toprağı Karabağ’ın Ermeni çetecilerce işgal edilmesinin altında yatan gerçek, bu komitacıların büyük cengaverler olmasından ve Azeri halkının korkaklığından kaynaklanmıyor.

Kelbecer, Şuşa, Hocalı, Fuzuli gibi Azeri toprakları aslında Ermenilerin büyük savaşçılıkları ile kaybedilmedi.

Bu Azeri topraklarının kaybında çok önemli iki husus rol oynadı.

Bunlardan birincisi savaş sırasında Ermenistan’ın Rusya tarafından büyük destek görmesi, ikincisi ise Azerilerin silah, araç ve gereçleri bakımından dünyanın hiçbir ülkesi ile irtibata geçecek gücünün olmaması idi.

Her ikisi de birer Sovyet Cumhuriyeti olmaktan yeni kurtulan ülkelerden Ermenistan’a Rusya Federasyonu daha fazla neden müzahir oldu, neden onu korumaya aldı diye soracak olursanız, durum çok açık.

Birisi Hıristiyan, diğeri Müslüman.

Gerek Nüfus ve gerekse Zenginlik kaynakları itibariyle Ermenistan’ı ikiye üçe katlama durumunda olan Azerbaycan’ın dağlık Karabağ bölgesini aradan yıllar geçmiş olmasına rağmen, geri alamamasının altında yatan gerçek sebep, Rusya Federasyonunun Ermenistan’a olan desteğini sürekli canlı tutmasıdır. Agit Minsk gurubu içerisinde bulunan Rusya Federasyonu kaybedilen Azeri toprakları için şimdiye kadar ne yaptı? Yüzlerce kez toplanmalarına rağmen ve Ermenistan’ın işgalci olduğu ayan beyan ortada iken, bu alanda en küçük bir ilerleme kaydedildi mi?

Ermenistan’ın iddiası şu: Ermenilere ait olan bu topraklar düşmandan kurtarıldı, geriye verilmesi söz konusu değil, bunun dışında ortaya çıkan sorunların çözümü için ne yapmak istiyorsunuz, buyurun görüşelim.

Tabii ki Azeri tarafı, sizin bu iddianız doğru ise, işgal etmiş olduğunuz şehirlerin yüz yıllar öncesinden gelen tarihi isimlerine bir bakın, Fuzuli, Kelbecer, Hocalı, Şuşa babanızın isimleri mi, diyordur.

Ne hikmet ise Ermenilerde, Süryanilerde, Yahudilerde hep 3 bin 4 bin sene öncesinin hesabını görme düşüncesi var.

Bugün hiçbir ülke işe müdahil olmaz ve onları kendi hallerine bırakır ise, Azeriler kaybettikleri şehirlerini çık kısa sürede geri alabilirler.

Ermenistan’ın durumu bu ve insanlarının nerede ise açlıktan nefesi kokar vaziyette iken, şimdi tutturmuş "biz Karabağ’ı düşmandan kurtardık, gençlerimiz de Ağrı’yı gelecekte ele geçireceklerdir" diyor. Aslında onun amacı Başbakanın ziyareti sebebiyle içerisine düşmüş olduğu zor durumdan kurtulmak, başta Türkiye olmak üzere dünyanın dikkatini yeniden aç sefil bir durumda kıvranan Ermenistan’ın üzerine çekmek.

Serj Serkisyan’ın olayı niçin geleceğe talik ettiğini anlamak mümkün değil.

Şu anda da gençleriniz var. Ve üstelik sizin gibi, Karabağ’ı işgal etme başarısını göstermiş tecrübeli insanlar iş başında. Yani bir anlamda gücünüzün ve tecrübenizin zirvesinde sayılırsınız, buyurun gelin Ağrı’yı alın. Yalnız dikkat edin "dimyata pirince giderken, evdeki bulgurdan olmayasınız".

Sayın Başbakan konu ile ilgili görüşlerini açıklar iken, Recep Tayyip Erdoğan gibi değil de, Başbakan sıfatı ile konuştu ve kelimeleri dokuz boğumluk boğazından geçirerek çıkardı. Sarkisyan’ın yaptığının Devlet adamlığına falan yakışmadığını söyledi. Özür dilemesi gerektiğinden söz etti.

Yoksa O, "Ekmeği yok yemeğe, atla gider abdesthaneye" veya dikkat et, "dimyata pirince giderken, evdeki bulgurdan olmayasın" cümlelerini arka arkaya sıralardı.