DÜZEN BU(1)

Köyün ağası bir düzen kurmuş. Eğer siz o düzene uyarsanız, ağanın dediklerini harfiyyen yerine getirirseniz, kutu la yemuvt  olsa da , yaşarsınız. Diliniz , damağınızı ıslatabilir, kursağınıza bir lokma ekmeğin girmesini sağlayabilirsiniz.
Aksi takdirde yaşama şansınız yoktur.
Asgarisinden sürgüne gönderilirsiniz.
Ağanın gücü devam ettiği sürece bundan kurtuluş mümkün mü?
Ağa yaşlanır, güçten takatten düşer , o zaman da maraba rahat bir nefes almak için eline imkan geçirmiş olur, diyorsanız ,yanılıyorsunuz. Çünkü ağanın yeni yetme oğulları, bıçkın delikanlı damatları kök söktürecek, yeni kararlarla karşınıza çıkar.
Türkiye bir köy gibi olmaktan, ağalık düzenini sürdürmekten kendisini kurtaramadı.
Ülkede biçimsel anlamda bir demokrasi var, seçimler yapılıyor, siyasi partileri meydanlarda boy gösteriyor, açıklanan sonuçlara göre yasama erki görev başına geliyor, halk istediklerimi iş başına getirdim diye bayram ediyor.
Ama olmuyor, olmuyor, olmuyor.
Yasama Meclisi herkesin şikayetçi olduğu darbe Anayasasını değiştiremiyor.
Anayasayı bırakın kendi iç tüzüğüne bir çeki düzen veremiyor.
Allah gündüzü çalışmanız, maişetinizi temin etmeniz, geceyi de istirahatiniz için yarattık diyor, TBMM si gece çalışıyor, gündüz yatıyor.
Bunun kadar fıtrata aykırı bir şey olabilir mi? Meclis bunu bile onca itiraza rağmen değiştirmedi. Peki insan fıtratına aykırı böyle bir çalışma düzeni niye konulmuş?
Vekillerimiz gece geç saatlere kadar "sosyal hayatın" içinde günlerini geçirsinler diye.
Eee gece geç saatlere kadar sosyal faaliyet içerisinde olan vekiller tabii ki, gündüz de yatacak. Sabah saat 09.00 da mesaiye nasıl gelsinler.
Fakülteyi okurken hocalarımız bize Türkiye ,Yasama ,Yürütme ve Yargı Erkleri üzerine kurulu bir demokrasidir, bu erkler biri birinden bağımsızdır,diğer bütün kurum ve kuruluşlar  bu üç erke bağlı olarak faaliyetlerini sürdürürler, derlerdi.
Yasamayı TBMM si,
Yürütmeyi TBMM sinin içinden çıkmış Hükümet,
Yargıya da bağımsız Mahkemeler oluşturur açıklamasını yaparlardı.
TBMM si yasama/kanun yapma faaliyetini bağımsız bir şekilde sürdürebiliyor mu?
TBMM si Medeni Kanunu yapabilir, Borçlar Kanunun değiştirebilir, Ticaret Kanununu yeniden tanzim edebilir, Bütçe çıkarabilir , ama kendisi de bir kanun olan Anayasa üzerinde ciddi bir değişikliğe gidemez.
Bunu kim söylüyor. Nerede ise ömrünün tamamanı bu çatı altında geçiren Baykal.
Her dönem parlamentosunda Anayasa değişikliği gibi konular gündeme geldiğinde, Baykal "Bu Parlamento Ciddi bir Anayasa değişikliğine gidemez" dedi, diyor, diyecek.
Onun bu söylemi Mahkemelerin "biz önümüze gelen davalara bakamayız", İdarecilerin/Yöneticilerin iş başında oldukları halde , biz hükümet edemeyiz demelerinden ne farkı var.
Batılı demokrasilerde Hükümetin yönetim ve denetimi altında bulunan hiçbir kuruluş, biz kimseden emir talimat almayız, biz kendi bildiğimizi okuruz diyemez. Ama bizde Generallik rütbesine ulaşmış bir kişi televizyonlara çıkar bas bas bağırarak, Başbakan Genelkurmay Başkanının hiyerarşik üstü değildir, amiri değildir, Genelkurmay Başbakandan emir almaz derse, bu sistem nasıl yürüyecek/yürüyecek mi?
Adam pervasız bir şekilde garip tavırlarla "hadi bakalım  TSK iç hizmet kanununun 35.maddesini değiştirin görelim, Silahlı Kuvvetler her şerait altında vatan toprakları iç ve dış düşmanlarca tehlikeye sokulduğunda, bunun tedbirini alır, gerekeni yapar" dedi.
Adam haklı.
Mehmet Metiner’e bir sürü şeye küfrettirdi, ama herkes tarafından büyük eleştirilere maruz kalan, hatta artık lanetlenen,
1960 darbesi sonucunda merhum Başbakan Adnan Menderes ve arkadaşları Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu, Maliye Bakanı Hasan Polatkan’ın asılmalarına,
12 Mart 1971 muhtırası sonucu kurulan Sıkıyönetim Mahkemelerinde asılan gençlerin durumuna,
12.Eylül 1980 darbesi sonucunda akıl almaz işkencehanelerin kurulmasına,
Yüzlerce gencin haksız yere idam edilmelerine,
Bu sürecin devamı olan yıllarda meydana gelen binlerce faili meçhül cinayetin işlenmesine,
28 Şubat sürecinde bu ülkenin seçilmiş insanlarına reva görülen haksız muamelelere,
27 Mart 2007 post modern darbe girişimine,
Sarıkız, Yakamoz, Eldiven,Ay ışığı,Kafes, Ergenekon darbe hazırlıklarına karşı tek bir laf ettirmedi. Üstelik gücünüz yetiyor ise TSK İç Hizmet Kanunun 35.maddesini Parlamento ortadan  kaldırsın göreyim dedi.
Peki elinde silah olmayanların çektirdikleri,
Ya o ne olacak.
Yarın devam edelim.