FİRAVUNA GİT YUMUŞAK SÖYLE(1)
Kamer Genç Kenan Evren’in bu ülkeye musallat ettiği büyük müzevirlerdendir. Onun kadar ara karıştırıcı, onun kadar ifsad edici bir ikinci örnek yıllar yılı bu parlamentoya gelmedi. Ona sorsan ya sen böyle ne yapıyorsun, her konuştuğunda ortalık bir birine giriyor, bu nasıl bir zihni yapı desen, cevaben ben kötü bir şey yapmıyorum ki, sadece olanı anlatıyorum, ortalığı düzeltmeye çalışıyorum der.
Sürekli olarak tükettiği alkol ile ağzı kaygana yaylasına dönen ve nerede ise iki dudağı bir araya gelmeyen bu insanın ağzından çıkanlara, yaptıklarına elbette cevap vermek milletin boynun borcudur.
Fatma Hanıma “sen bir dergiye yazdığın makalede Çanakkale şehitlerinden bahseder iken, bu cephede büyük kahramanlıklar gösteren insanların cansiperane mücadelelerinden bahsetmişsin, ama ağzına Atatürk’ü almamışsın. Atatürk olmasa idi, Çanakkale zaferi kazanılmazdı, Atatürk olmasa idi, sen burada olmazdın ve bilmem kaçıncı şeyhin kaçıncı karısı olurdun” gibi laflar söyledi.
Fatma hanım da, ben bir Cumhuriyet kadınıyım ve aynı zamanda kadın ve aileden sorumlu kadın bir bakanım. Sen ağzından çıkanı kulağı duymayan, haddini bilmeyen edepsiz ve hayasız bir insansın. Dervişin zikri ne ise fikri de odur. Sayın Genç siz haddinizi bileceksiniz ve konuşmalarınıza dikkat edeceksiniz” diye cevapladı.
Ardından bu kişi aleyhine manevi tazminat davası açacağını söyledi. Ha bu arada hatırlatayım Sayın Bakan hakaret suçundan ötürü Kamer Genç hakkında C.Savcılığına suç duyurusunda da bulunabilir.
Kamer Genç’in asıl hedefinin Fatma Şahin olmadığı, onun gerçek niyetinin İslam ve onun değerlerine saldırmak olduğunu bugüne kadar yaptığı açıklamalar, eylem ve işlemleri ile ortaya koyduğunu bilmeyen yoktur.
Hz. Peygambere(S.A.S) Kur’anı Kerimin nazil olduğu Mekkede ve çevresinde çok kadınla evlilik hiç kimsenin yadsımadığı bir yaşam biçimi idi.
Kuranı Kerimde birden fazla evlilik ile ilgili olarak Nisa Suresinin 3.Ayeti aynen şöyledir. Eğer(Velisi olduğunuz) yetim kızlar ile evlenip onlar hakkında adaletsizlik etmekten korkarsanız, (onları değil), size helal olan başka kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikahlayın. Eğer o kadınlar arasında da adaletli davranamayacağınızdan korkarsanız, o takdirde bir tane alın ve sahip olduğunuz cariyeler ile yetinin. Bu adaletten ayrılmamak için daha uygundur, diyor.
Kamer Genç bu ayete telmihte bulunarak aslında Fatma Hanıma değil, İslama hakaret etme niyetinde olduğunu açıkça ortaya koydu.
Onun bu girişimi yeterli sertlikte olmamakla birlikte TBMM sinde kınandı ve kendisi adına partisinden bir Milletvekili çıkıp özür diledi.
Ama o gerçek bir provokatör olduğunu bir kez daha gösterdi ve Ak Partilileri tongaya düşürdü.
Konuşmasının üzerinden bir hafta geçtikten sonra güya konuşmasını tasrih etmek için kürsüye çıktı, planını uygulamaya koydu. Ya ben Fatma Hanıma kötü bir şey söylemedim. Bir vakıaya vurgu yapmak istedim. Atatürk’ün yaptığı devrimler olmasa idi, şeriat düzeninin hayatta olacağını ve önde bir erkeğin, arkada ise çarşaflı dört karının yürüyeceğini, o açıdan Atatürk’ün kıymetinin bilinmesini anlatmaya çalıştım diyerek, ihanet fitilini yeniden ateşledi. O, bu son girişimi ile ortamın gerileceğini, din ve diyanete hakaretin cevapsız kalmasını istemeyen vekillerin kendisine karşı çıkacağını, kimsenin öyle olmasını beklemediği, ama kendisinin murat ettiği ahvalin meydana geleceğini ve böylece Fatma Hanıma ödemek zorunda kalacağı tazminatı bu şekilde tahsil edeceğini biliyordu, öyle de oldu.
Bu girişten sonra ben ister ve beklerdim ki, Ak Partililerce gerçek anlaşılsın ve bu herifin gerçek niyetinin insanların kişiliğinde İslama hakaret olduğunun farkına varılsın ve ona göre birisi çıkıp İslami Edep ve Terbiyenin gerektirdiği üslup ile cevap versin. Böylece o kişinin mensubu olduğu mezhebin takipçileri ile partisi CHP si bu adamın ne menem bir şey olduğunu bir kez daha anlamış olsunlar.
İslam bir güneştir. Üflemekle sönmez. Bu dine ve kurallarına geldiği günden beri çok küfreden nadan çıkmıştır. Ama onların hiçbirisinin bu dünyada esamesi okunmaz iken, İslam her geçen gün kurallarına bütün aidiyetleri ile ittiba eden insanlarla, keyfiyetin yanında, sayısal(kemiyet) olarak da büyüyor. Şu anda insanlık aleminin üçte birinden fazlası, yani 1 Milyar 650 Milyon kişi hayatını Müslümanca yaşıyor. İslama ittiba edenlerin sayısında hiçbir düşüş yok. Dünyanın çeşitli ülkelerinden toplu halde ve Kur’anı Kerimin geldiği günlerde olduğu gibi fevc fevc insanlar İslama dehalet ediyor.
Özellikle batı dünyasında, Avrupa da, ABD, Rusya’da ve Afrika’da her gün binlerce insan, mensubu oldukları dini bırakarak İslam dinine giriyorlar ve girer girmez de onun emrettiği kurallarla yaşamayı vazgeçilmez bir yükümlülük olarak görüyorlar.
İslam her şeyden önce güzel ahlaktır. Peygamberimiz “Şüphesiz ki ben en güzel Ahlak tamamlamak için gönderildim”, “sizin en iyiniz, Ahlakça en güzel olanınızdır”, “bir kadınla üç şeyi için evlenilir. Malı, Güzelliği ve ahlakı, sen güzel ahlaklı olanını seç” diyor.