HERGÜN ÖLMEKTENSE

Evet her gün ölmektense veya ölümden beter hale gelmektense bir kez namusla, şerefle, haysiyetle ölmeyi tercih etmek lazım.

Kapı kulu olmamak lazım.

Siz onun bunu yalakası, kapısının çomarı olursanız, doğru,”o” sizin ara sıra başınızı okşar, benim sevimli köpeğim diyebilir ve siz de kuyruk sallamaya devam edersiniz.

Yan gelir yatarım, nasıl olsa “efendi” sofrasından artan kemikten bir tane de bana atar düşüncesi ile yerlere yatar ve en mahrem yerinizin bile açık kaldığının farkında olmazsınız.

Ama biliniz ki sizin o bezirgan karşısında , o “efendi” kılıklı sahtekar karşısında gerçek bir değeriniz hiçbir zaman yoktur, olmayacaktır.

Mühim olan köpekliğe talip olmamaktır.

Onurla, şerefle hayatın bir şekilde devam etmesini sağlayacak erdeme, bilgiye, kültüre, merhamete, sevgiye, müteal/aşkın/ duygulara sahip olursanız, inanın kimse size yan gözle bakamaz.

Çünkü siz artık kainatın sahibinin “efendisisiniz”, hiç kimseden bir santim geride değilsiniz.

Belki yediğiniz, kemiğin üzerindeki bir parça et değildir, sade bir lokma ekmektir, yanında kuru bir soğandır, ama kainatın sahibinden başka efendiniz yoktur.

Yani değeriniz, kadru kıymetiniz kainatlar kadardır. Zihninizde bir misal olsun, canlansın diye söylüyorum. Yeni bir nebula keşfedildi. Büyüklüğü güneşten 3 katrliyon 550 trilyon defa daha büyük. Güneş de dünyamızdan bir milyon defa daha büyük olduğuna göre, varın keşfedilen kehkeşanın büyüklüğünü siz tasavvur edin.

Bu Milyarlarca kehkeşandan birinin bir parçası. İşte siz sadece ve sadece Rabbul Aleminin izzetine, dergahına müdahil olursanız, değeriniz de, kıymetiniz, onurunuz da o kadar büyük olur.

Pakistan ziyaretinin son gününde Kaid-i Azam Üniversitesi Dış ilişkiler bölüm başkanı tarafından Sayın Başbakana Fahri Doktora unvanı verildi ve cübbe giydirildi.

Sayın Başbakan “BU SIFATLA” yaptığı konuşmada, “gelişmiş zengin ülkeler kendi nükleer silahları konusunda en küçük bir tavizden söz etmez ve bunların imhası meselesi hiçbir şekilde gündeme gelmez iken, kalkmışlar Pakistan’ın nükleer silahlarını imha etmesini istiyorlar. Bu hiçbir şekilde kabul edilemez. Bizim bunu sorgulamamız ve dünyanın gelişmiş zengin ülkeleri nazarında bunu konuşmamız lazım. Siz neden kendi silahlarınızı imha etmeyi düşünmüyor da, ekonomik olarak sizden daha az gelişmiş ve özellikle İslam ülkelerinin bu silahlarını imha etmesini istiyorsunuz sorusunu sormamız lazım. Evet insanoğlu dünyaya bir kere gelir ve ölür. Ölüm mukadderdir ve bundan kaçış yoktur. O halde bizlerin, batılıların bu ceberrut tutumları karşısında susmaması ve hesap sorması lazım. Her gün ölmektense, onurla, şerefle bir kez ölmek daha iyidir” demiş.

Çok doğru.

İslam ülkeleri, Osmanlının yıkılmasından sonra nerede ise yüz yıldır, batılıların kapı kulluğunu yapıyor. Onlar kendilerini efendi, bizleri köle olarak görüyorlar.

İnsanlık üzerinde akla hayale gelmedik kötülükleri icra ediyorlar, üretmiş oldukları silahlarla birinci ve ikinci dünya harbi sırasında 160 Milyon insanın ölmesine sebep oldular.

Hiroşima ve Nagazakiye atom bombalarını kendileri attılar.

Nazi kamplarında Krematoryumlarda Yahudileri onlar yaktılar.

Separat Yahudileri İspanyadan kaçıp Osmanlıya sığındı.

İslam topraklarında Sulhu emana eren bu zihniyetin insanları/Yahudiler/ ellerine fırsat geçince, genlerindeki İslam düşmanlığını harekete geçirip, Gazzeyi, Batı Şeriayı, Filistin topraklarını yakıp yıkmaya başladılar.

Irak, batılılar tarafından tarihinin en büyük yıkımına maruz kaldı.

Bir Milyon insan öldü. Milyonlarca çocuk babasız, bir o kadar kadın dul kaldı.

Irak savaşında,binlerce kadının ırzına geçti batılılar. Bu kadınların bir çoğu doğan çocukları duvar diplerine atmak zorunda kaldı, bir çoğu zilletten, meskenetten kurtulmak için intihar etti.

Ebu Gureyb Hapishanesini unutmayın, unutturmayın.

Hani erkekler çırıl çıplak soyularak, yine çırıl çıplak soyulan kadınlarla üst üste davar gibi yığılmışlardı ya ve bir ABD li  kadın asker çırılçıplak soyduğu Iraklı Müslümanın boynuna tasma takarak yerlerde süründürüyordu ya ve 13 yaşındaki Muhammed’in gözleri önünde bacısına, annesine, kardeşine tecavüz edilmiş, ardından babası dahil olmak üzere hepsi öldürülmüşlerdi ya. İşte bunları hiçbir zaman unutmamamız lazım. Biz bunları onlara yapmadık, bizde savaşta esir düşen kadınlara tecavüz yoktur, çocuklara, yaşlılara el kaldırmak yoktur.

Ya Afganistan ne için, işlediği hangi suçtan ötürü yıllardan beri işgal altındadır. Tutturmuşlar biz oralara Demokrasiyi getiriyoruz. Samurdan kürk de olsa zorla getirilen bir şeyin hiçbir zaman  değeri yoktur.

Bütün bu yapılanların gerçek amacı, onlar dünya efendiliğini sürdürsünler ve köleleri sus pus yerlerinde otursun.

Niçin bir gün olsun İsrail’in sahip olduğu Atom Bombaları bu batılılar tarafından dile getirilmiyor.

Zaten kendi sahibi oldukları, dünyayı birkaç kez imha edecek silahları konusunda kimseye söz hakkı tanımıyorlar, tartışma konusu bile değil.

Henüz bu silahlara sahip olmayan, ancak Uranyum zenginleştirme programı dahilinde, nükleer enerjiye ulaşma çabası içerisinde olan İran’ın anasından emdiği sütü burnundan getirdiler.

Evet Sayın Başbakanın dediği gibi ey batılılar, elinizdeki bütün silahları şu Müslümanların üzerine boca edin, hepsini tarih sahnesinden silin, öldürün, keyfinize bakın, insafınız elverdiyse, gücünüz yetiyor ise.

Buna hiçbir zaman imkan bulamayacaksınız, iyisi mi başkalarına efendilik taslamayı bırakın, herkes kendisinin efendisi olsun, insanca el sıkışalım.