İDAM CEZALARI
Makalemin başlığı idam cezaları olarak çoğul kullanıldı.
Çünkü kanunlarımızdan idam cezaları ile ilgili hükümler kaldırılmadan önce envai çeşit suçlar bakımından idam cezaları öngörülmüştü.
Bu ülkede Mahkemeler tarafından verilen idam cezalarının ve infazlarının sonuçlarına bakıldığında, en fazlasının "siyasi" suçlamalarla ilgili olduğunu görürsünüz.
Yani Devletin hükmi şahsiyetine karşı işlendiği iddia edilen suçlamalarla nice gençlerimizi astığımızı, Başbakan ve Bakanları yağlı ilmeklere gönderdiğimizi bilmeyen yok.
Şimdi sizi eski ceza kanununda düzenlenen idam cezaları ile ilgili bilgilere ve verilen idam kararlarına götürmek istiyorum.
Eski Ceza Kanunu Madde 125. "D evlet topraklarının tamamını veya bir kısmını yabancı bir devletin hâkimiyeti altına koymağa veya devletin istiklalini tenkise veya birliğini bozmağa veya devletin hâkimiyeti altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmağa matuf bir fiil işleyen kimse ölüm cezası ile cezalandırılır.
Madde 126: Devlet aleyhine silah kullanan veya Türkiye ile harp halinde bulunan bir devletin ordusunda hizmet kabul eden vatandaş müebbet ağır hapis cezasıyla cezalandırılır. Yabancı devlet kuvvetlerine kumanda eden veya bunları sevk ve idareye müteallik bir vazife deruhte eden vatandaş hakkında ölüm cezası verilir.
Madde 146 Türkiye Cumhuriyeti teşkilatı esasiye kanununun(anayasa) tamamını veya bir kısmını tağyir ve tebdil veya ilgaya ve bu kanun ile teşekkül etmiş olan Büyük Millet Meclisini iskata veya vazifesini yapmaktan mene cebren teşebbüs edenler, idam cezasına mahkum olur.
65.maddede gösterilen şekil ve suretlerle gerek yalnızca gereke birkaç kişi ile birlikte kavli veya tahriri veya fiili fesat çıkararak veya meydan ve sokaklarda ve nasın(insanların) toplandığı mahallerde nutuk irat veyahut yafta talik ve neşriyat icra ederek bu cürümleri işlemeğe teşvik edenler hakkında, yapılan fesat teşebbüs derecesinde kalsa dahi, idam cezası hükmolunur.
Madde 147 Türkiye Cumhuriyeti İcra vekilleri heyetini cebren iskat veya vazife görmekten cebren menedenlere bunları teşvik eyleyenlere idam cezası hükmolunur.
Tabii bir de Adam Öldürme fiilinin anaya, babaya ve evlatlara karşı işlenmesi, canavarca bir his saiki ile ika edilmesi, TBMM si azalarından birisine karşı icra edilmesi, taammüden yapılması ve birden fazla kişiye karşı işlenmesi halinde de idam cezaları öngörülüyordu. Bu konu eski Ceza Kanunun 450.maddesinde düzenlenmişti.
Bilindiği üzere İdam Cezaları 2002 yılından önce, Yani Ak Parti iktidara gelmeden Bülent Ecevit’in Başkanlığındaki Hükümetler zamanında Avrupa Birliğine uyum yasaları çerçevesinde kaldırılmıştı.
Avrupalılar İdam cezasını çağdışı bir uygulama olarak görüyor ve birliğe dahil olmak isteyen ülkelere, sistemlerinde idam cezası hükümleri var ise bunları kaldırmadan üyelik sıfatını kazanmalarının mümkün olmadığını adeta deklare ediyordu.
Bu dayatma sebebiyle idam cezaları bütünü ile hukukumuzdan çıkarıldı.
Tabii bunlardan sonra fikrimi söylemek istiyorum.
Ben SİYASİ AMAÇLI OLARAK YAPILAN YARGILAMALAR NETİCESİNDE EĞER BİR BAŞKASINA KARŞI ÖLDÜRME FİİLİ GERÇEKLEŞMEMİŞ VE ATILAN ADIMLAR TEŞEBBÜS AŞAMASINDA KALMIŞ İSE İDAM CEZASI VERİLMESİNE KARŞIYIM.
İslam Hukukunda Devlete Başkaldıranlar af dilemişler ve pişman olmuşlar ise, bırakın idam edilmeyi hapse bile atılmazlar.
Bu hususun atlı bir kez daha çizilerek okunmalıdır. Evet Kur’anı Kerimde kimlere idam cezasının verileceği açık bir şekilde sayılmıştır. Bunlar içerisinde siyasi amaçlı olarak idam cezası verileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır.
Kayserili üç yavrumuzun kaçırıldıktan sonra tecavüz edilerek öldürülmesi, bir başka yavrumuzun üvey annesi tarafından bıçaklanarak öldürüldükten sonra parçalara ayrılarak oraya burayla atılması, Üniversiteli bir kız çocuğunun yolda güvenle arabasına bindiği alçak tarafından tecavüz girişimine maruz kalmasından sonra emeline ulaşamayan şerefsiz tarafından katledilmesini asla kabul edemeyiz.
Böyle bir durumu kabul etmediğimiz için, Avrupa Birliğinden değil, isterlerse dünyadan çıkarma kararı versinler, bu insanları beslememeliyiz.
Bu tür insanlar için biliyorsunuz Ağırlaştırılmış Müebbet Hapis Cezası hükümleri uygulanıyor. İnsanlar bunu sanki, ölünceye kadar hapiste kalacak diye anlıyor, Oysa Cezaların İnfazı hakkındaki Kanunun 107.maddesine göre Ağırlaştırılmış Müebbet Hapis Cezası alanlar hükümlülüklerinin 30 yılını tamamlamaları halinde meşruten tahliyeden yararlanabiliyorlar.
Eğer şahıs birden fazla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almış ise hükümlülüğünün 36 yılını hapiste geçirdikten sonra meşruten tahliyeden yararlanma imkanına sahip.
Yani Kayseri’deki yavrularımızı kaçırıp, onlardan birisine tecavüz ettikten sonra bıçaklayarak öldüren, diğer ikisini elleri ile boğan hayvan, 30 yaşlarında ise 66 yaşında aramıza karışacak.
Bu yaratık öldürülen ailelerin verdiği vergilerle yiyip içecek, barınacak, sıcak su kullanacak, soğuk sular içecek… Öff yaaa.
Bunu hiçbir vicdan kabul edemez, etmemeliyiz.