İSİM DEĞİŞİKLİĞİ

Van’ın Özalp ilçesinde okumaya yeni geçmiş ilkokul öğrencileri çevre turuna çıkar.
Öğretmen kışlanın büyük tabelasını göstererek:
Okuyun bakalım çocuklar, talebeda ne yazıyor?
Mus-ta-fa    Muğ-la-lı.
Aferin size , peki kimdir Mustafa Muğlalı.
Dedemin katilidir,öğretmenim,
Benim de dayımın katilidir, öğretmenim.
Benim de amcamın katilidir, öğretmenim.
Aferin size çocuklar, bak ne güzel öeğrenmişsiniz, demek ki neymiş, devletimizi seveceğiz,saygı duyacağız.
Öğretmenim niye öldürmüş dedelerimizi?
Aaa o nasıl soru?yoksa senin baban mı öğretiyor bu soruları sana? Baban DTP li mi yoksa?
Yok babam Vanlı’dır öğretmenim.
Sus bakayım cevap verme, Mustafa amcam bile kurutamadı soyunuzu, pis bölücüler sizi.
Bu internet sitelerinde gezen bir İroni aslında.
Gerçekleri inkar etmede üstüne olmayanların yüzüne tokat gibi çarpan bir ironi.
Evet o isim orada durdukça kardeşliğin, birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmenin, biribirine sevgi ve saygı duymanın imkanı yok.
Mustaf Muğlalı, ülkemizin en güzel illerinden birisi olan Muğla’da doğmuş. Atatürk zamanında Korgenarellik rütbesine kadar yükselmiş. 1942 yılında Orgenaral rütbesi kazanımş, ordu içerisinde saygın(!!!) yeri olan bir  insan.
Mustafa Muğlalı 1930 yılında Menemen olayından sonra kurulan Askeri Mahkemenin başkanlığını yaptı ve 34 kişinin idamına karar verdi.
1943 yılının Temmuz ayında Van’ın Özalp ilçesinde kaçakçılık yaptığı gerekçesi ile 35 insan gözaltına alındı. Bu insanların İran üzerinden Hayvan kaçakçılığı yaptığı ididası vardı. Mahkeme zanlıları, sorgularından sonra serbest bıraktı.
Fakat dönemin CHP li yönetimi(İsmet İnönü Cumhurbaşkanıdır)  1942 yılında Orgenerallik Rütbesine yüksletmiş olduğu Mustafa Muğlalı’yı Van’a tayin etti.
Mustafa Muğlalı daha önce Mahkeme tarafından serbet bırakılan 35 kişiden 33 ünü yeniden gözaltına aldırdı. Verdiği emir ile bu 33 kişi  kurşuna dizilerek katledildiler.
Bu 33 kişiden biri kadın , biri de 11 yaşında bir çocuktu.
Olay basit bir kaçakçılık suçu olmasına ve o dönemde bile ceza kanunlarındaki hükümlere göre para cezası verilerek dosyalarının kapatılması gerekmesine rağmen,  şu anda MHP ve CHP deki zihniyete tam uygun biçimde olayı kökünden çözmek !!! amacı ile kadın ve çocuk denilmeden 33 kişi bir anda kurşuna dizildi. Bu bir göz korkutma idi. Ve tabii ki bir katliamdı.
Çok partili hayata geçildiğinde, kimi siyasiler olayı Meclis Gündemine taşıdılar ve durduk yere katledilen 33 kişinin hesabının Mustafa Muğlalı’dan sorulmasını istediler.
Mustafa Muğlalı o dönemde emekli olmuştu. Ama yine de Genelkurmay’ın yargılama izni vermesi gerekiyordu.
Menderes Hükümeti döneminde Genelkurmay Milli Savunma Bakanlığına bağlı bulunduğundan bu iznin verilmesi zor olmadı.
Mustafa Muğlalı yargılandı ve 20 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Tutuklululğunun birinci yılında kudurarak öldü.
Kadın ,çocuk demeden 33 kişiyi durduk yere katleden Mustafa Muğlalı hakkında bağımsız yargı oranınca verilen Mahkumiyet kararına rağmen, Genelkurmay 2006 yılında,Özalp 3.Hudut Tabur Komutanlığı Kışlasının isminin "Orgeneral Mustafa Muğlalı" kışlası olarak değiştirdi.
Bu kararın makul, mantıklı, insani,  hiçbir yanı yoktu.
Mahkeme kararı ile mahkum olmuş birisine , kağıt üzerinde iadei itibar sağlayacak kararlar almak nerede görülmüş?
33 kişiyi durduk yere katleden bir insana , hangi gerekçe ile itibarını iade ediyorsunuz.
Mustafa Muğlalı hakında mahkumiyet kararı veren Mahkeme, bir ihtilal mahkemesi değildi. Sİvil siyasi hayatın devam ettiği dönemde görev yapmış ve bir hakkı teslim etmişti
Mustaf Muğlalı hakkında 1997 yılında Genelkurmay tarafından İadei İtibar kararı verildi
Askeri bir Garnizona komutan ismi verilmesi için, kişinin,
O bölgede başarılı hizmet yapmış olması,
Garnizonun kuruluşuna katkıda bulunması,
Kurtuluş savasında görev almış ve bölgede anıları ile bilinir olması gibi gerekçelere ihtiyaç var.
Özalp 3.Hudut Tabur komutanlığı ismi Mustafa Muğlalı ismi ile değiştirilir iken bu gerekçelerden hangisine dayanılmıştır?.
Özalp 3.Hudut tabur komutanlığı kışlasına 2006 yılında Orgeneral Mustafa Muğlalı ismini vermek, onun yaptıklarını aynen bu gün de onaylamak anlamına gelmiyor mu? İşin içerisinde Milli Savunma Bakanlığının da imzası var ise, Elazığlıların dediği gibi "ört ki ölem".
Böyle bir ismin Türkiye’de hiçbir yere verilmemesi gerekir.
Bu kişinin yasalara, temel insan haklarına, yaşama hürriyetine yaptığı ne gibi bir katkı var ki,böylesine önemseniyor ve memleketin bir garnizonuna ismi  veriliyor?
Şimdi Türk Genelkurmay’ı sırp canavarları Miloseviçler, Ratka Miladçiçlerin eylemlerini benimsiyor ise, ki böyle bir şeyin varit olmadığı kesinlikle ortadadır (Askerlerimiz Bosna’da son yılların en önemli görevini ifa etmiş, tarihine , kültürüne yakışan hizmetler yapmıştır)Mustafa Muğlalı isminin o garnizonda yaşamasına müsaade eder.
Ülkemizin çok önemli bir süreçten geçtiği, 30 yıl süren savaşın, inşallah sonuna gelindiği bu günlerde çok önemli bir Jesti Türkiye Genelkurmay’ın dan beklemek ve herkesten önce Mustafa Muğlalı ismini Özalp’teki garnizondan kaldırılmasını istemek, inanın büyük bir talep değil.
Şu bir gerçek . Bu isim şu veya bu şekilde o garnizondan kaldırılacaktır.
Türkiye bunu yapmaz ise, AİHM den böyle bir karar gelecektir.
Onun bunun dürtüklemesi olmadan doğru kararları kendimiz alamazmıyız?
Ha bir de Mustafa Muğlalının Genelkurmay’ın "Kahramanlar Galerisinde" büstü varmış.
Allah aşkına söylermisiniz kaçakçılık yaptığı söylenen bir kadını ve 11 yaşındaki çocuğu katleden kişi, neyin kahramanı?
Bu ülke "devlet ebed, müddet" felsefesi/iktizasınca/ ile kardeşlerini katlede katlede 16 Milyon Kilotemre kare topraktan 777 bin kilometrekareye düştü.
İsimleri ne olursa olsun kardeşlerini katledenler hiç şüphesiz bu ülkenin daha da küçülmesini istiyor.
Bunu görmeyecek ne kaldı?