İSMİNİ SİZ KOYUN LÜTFEN
Adamlar, ya bizim silahlarımız ABD den, mühimmatımız onlardan, gemimizi, uçağımızı onlardan alıyoruz, eğitimimizi onlar veriyor , aslında biz yokuz, onlar var veya biz onlar sayesinde ayakta duruyoruz diye düşünüyorlardı.
Teknoloji konusundaki geriliğimizi kabul ediyorum.
Geriliğin kaynağını bu millet olarak gören ve onlardan ne kadar uzak kalınır ise, o kadar doğruya, iyiye kavuşulacağını düşünenler, bütünü ile teslimiyet bayrağını çektiler, onlar ne derse yaptılar, neye karar verdiler ise, yerine getirdiler.
Peki ABD ye karşı teslimiyet bayrağını çeken insanların hiç mi bu işte sorumlulukları yoktu.
Milletin parası ile en üstün makamlara, mevkilere gelen, bu milletin laf değil, gerçekten boğazından kesip kendilerine verdiği bütçeleri tepe tepe kullanan, hesap dahi sorulmasını istemeyen insanlar, sütten çıkmış ak kaşıklar mı?
80 senedir çaldıkları terane şu: "Bu millet ve değerleri kusurludur, geri kalmamıza sebep oldu, onlardan ne kadar kaçar isek, doğruyu buluruz" düşünceleri değil midir?
Bu millet yanlış ta, doğruluk adına sen neyi ortaya koydun.
80 sene dile kolay. Bu kadar süre içerisinde çağlar açılıyor, çağlar kapatılıyor.
Millette kusur bulanlar, milim ilerlemeye imkan verecek bir atılım yapmamışlar, kusur hala millette.
Ayıptır ayıp.
Batının güdümünden kurtulmak, tahakkümüne yeter demek için, milletin evlatları işe koyulduğunda, başta ABD olmak üzere batı dünyası, akla hayale gelmedik hokkabazlıklar yaptılar, yapıyorlar.
İRTİCA GELECEK PARANOYALARI İLE MİLLETİN DEĞERLERİNİN FİLİZ VERMESİNE ENGEL OLMAYA ÇALIŞANLAR, BUGÜNE KADAR ROLLARENİ ÇOK GÜZEL OYNADILAR, FİGÜRANLARINI, MADDİ VE MORAL AÇILARDAN DESTEKLEYEREK, İŞİ BU GÜNE KADAR TAŞIDILAR.
Wikileaks belgeleri bir daha gözümüzü açtı. İçimden bas bas bağırmak ve uyanık olalım demek geliyor.
Yeni ortaya dökülen belgeler, ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi James Jeffrey , Özden Örnek, İbrahim Fırtına ve Çetin Doğan’ın gözaltına alındığı gün Türkiye’de bir darbe ihtimalini ortaya koyan rapor yazdığını açığa çıkardı.
Tarih 22 Şubat 2010... Terörle Mücadele Şubesi ekipleri Ankara, İstanbul ve onlarca farklı noktaya düzenledikleri baskınlarda 50’ye yakın emekli ve muvazzaf subayları gözaltına aldı. Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek, eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Ergin Saygun, Balyoz Darbe Planı’nın hazırlayıcısı olduğu iddia edilen eski 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan ve Eski Hava Kuvvetleri Komutanı İbrahim Fırtına gözaltına alınınca ABD elçiliğinde gelişmeler yakından takip ediliyormuş.
Diplomatlar kaygılı imiş.
James Jeffrey, elçilikte uzun zamandır görev yapan Amerikalı diplomatlardan bu göz altıların orduda nasıl bir reaksiyon yaratabileceğini sordu. Yapılan değerlendirmenin ardından aynı gün Amerikan Dışişleri Bakanlığı’na Balyoz göz altıların Türkiye’ye yansımalarını anlatan "Ordu-AKP çatışmasında sırada ne var?" başlıklı bir rapor göndermiş.
Amerikalı diplomatların bu üst düzey göz altılar karşısında Türk demokrasisi için endişeli olduklarını, "Göz altıların ordudan gelecek beklenmedik askeri tepkiyi tetikleyebileceğini ve bunun çok ciddi bir PROVOKASYON olduğu kaygısı taşıdıklarını" yazmışlar.
Aşağıda yazılanlara bakıldığında, kaygı değil, tam bir bayram havası yaşamışlar.
Ateş olmayan yerden...
ABD Büyükelçisi raporuna devamla "Ateş olmayan yerden duman çıkmaz. Ordunun belli ki gerekli gördüğünde siyasi olaylara müdahale planları var ve bunu halkın referandumla onayladığı 1982 anayasasına dayandırabilir. Bu anayasa, orduya demokratik hükümetlerin Atatürk ilkelerine bağlılığını denetlemeye yönelik kilit bir rol veriyor. Bu, ordu ve bürokrasiyle yargıdaki müttefiklerince tanımlanan bir rol. AB’yi arkasına alan Erdoğan kendisine karşı olanların da bu konudaki desteğini alarak ordunun bu durumuna bir son vermek istiyor. Soruşturmalar her ne kadar belden aşağı olsa da seçim siyasetiyle ilişkili ve Erdoğan’ın önceki seçim başarılarını tekrarlama çabası gibi görünüyor. Erdoğan askerin ters tepki yaratan tehditlerini şimdiye kadar lehine değerlendirdi" demiş.
Balyoz ABD’de olsa?
Jeffrey, raporun son bölümünde Balyoz benzeri bir soruşturmanın ABD’de yapılıyor olması durumunda sürecin nasıl işleyeceğini anlatmış:
"Gelişmeler, polisle yargının kaba otoriter tutumuyla daha da şiddetlendi. Böyle bir soruşturma ABD’de olsa savcı ya da polis söz konusu generalleri ziyaret ederdi. Karakola çağrılır, hakları okunurdu. Suçlamalar, tutuklamalar, gözaltılar ancak çok güçlü kanıtlar ve davanın mahkemede kazanılacağı yolunda sağlam bir kanaatin oluşması ardından yapılırdı. Burada ise öyle değil. Bilgi sahibi olduğundan şüphelenilen herkes, otomatik silahlı polislerin önünde sürüklendi, medya tarafından küçük düşürüldü. Geçmişte bu şekilde "kamuoyu önünde küçük düşürülen" bir çok kişi er ya da geç serbest bırakıldı. Burada her gün yeni bir gün ve hiç kimse tüm bu koreografinin nerede bozulacağından emin olamaz. Yani, dikkat edin" diye bitirmiş.
Türk Milleti kendisine darbeler, muhtıralar, balans aylarları, tank yürütmeler, ihtilal girişimleri ile yapılan ahlaksızca eylemlerin, Ergenekon hazırlıkları, poyrazköy cephanelikleri, balyoz darbe planları ile bir yenisinin inmesine engel olmaya çalışıyor, ABD li diplomat bunu ASKERE KARŞI YAPILAN bir PROVOKASYON olarak nitelendiriyor. Ve suçları nerede ise sabit Askerler için açılan tahkikatları, bel altı vuruş olarak değerlendiriyor.
ADAMLARIN KAYGISINI ŞİMDİ ANLADINIZ MI?
Ağızlarından, burunlarından aksırıp tıksırıncaya kadar sökün eden millete ihanet planları hakkında kolluk güçlerinin yasal girişimi kabaymış, ORDU MENSUPLARI SÜRÜKLENEREK ADLİYELERE GÖTÜRÜLMÜŞLER, BU YAPILANLAR BEL ALTI VURMAYMIŞ, falan filan.
Bir de bu iş ABD de olsaymış, Savcı gider, o komutana durumu izah edermiş, delilleri okurmuş, o komutan da suçlanmasına yönelik delillere karşı beyanda bulunurmuş, eğer deliller mahkumiyeti gerektirecek nitelikte ise, adli süreç başlarmış.
PES DOĞRUSU.
ABD kurulduğundan beri Askeri bir darbe yaşadı mı? methetmek istemiyorum ama bir gerçek, ABD demokrasisi buna izin verir mi? ABD deki herhangi bir komutanın aklından bizdekine benzer bir şey geçer mi?
Adam Türkiye halkına karşı yapılmak istenen yasa dışı, insanlık dışı, ahlak dışı eylemleri eleştireceğine, Hükümetin, Kolluk güçlerinin yasal tavrını eleştiri konusu yapıyor ve ihtilal bekliyor.
1980 ihtalili sonrasında kabul edilen 1982 Anayasası, Atatürk ilke ve inkilâplarını korumak için onlara bu imkanı veriyor, diye de yol gösteriyor.
SÖYLEYİN ALLAH AŞKINA BU ABD TÜRK MİLLETİNİN DOSTU MU, DÜŞMANI MI?
Aklımızı başımıza almayı düşmanlık olarak görüyorlar.