İŞTE O ZAMAN
Her türlü şiddet ve terörün kol gezdiği,
İnsan haklarının karga tulumba yerlerde süründüğü,
Ayaklarının altına cennetin verildiği kadınların, annelerin acımasızca şiddet gördüğü,
İnsani ve dini değerlerin yozlaştığı ve sırf menfaat aracı haline getirildiği çağımızda, Hz. Muhammed'in o güzel ahlakına daha çok ihtiyaç var.
Mutluluğu bulmanın, huzura ermenin yolunun, insanların birbirini anlamasından, dayanışma içinde olmasından, yardımlaşmasından, kardeşçe kucaklaşmasından geçiyor.
Bunun için çok önemli ve büyük bir örneğimiz var, o örnek Hz. Peygamber'dir.
Kutlu doğum haftası münasebeti ile CHP genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlunun yapmış olduğu bu değerlendirmenin kodlarını çok iyi okumak gerekiyor.
O konuşmaya göre,
Şiddetten, terörden uzak kalmak,
Ayaklarının altına cennetlerin serildiği kadınların, annelerin acımasızca katledilmelerinin önüne geçmek,
Yozlaşan insani ve dini değerlerin yeniden hayat bulmasını ve dinin bir menfaat aracı olarak kullanılmamasını arzuluyor isek, Peygamberin güzel ahlakına ihtiyaç var.
Huzuru bulmanın, insanların biri birini anlamasının, kardeşçe yaşamasının temini için, yine Peygamberin güzel ahlakının özümsenmesi lazım.
İnsanlar Peygamberin vefatından sonra Hz.Aişe Validemize gelip, onun ahlakı nasıldı diye sorduklarında, Hz.Aişe, "Siz hiç Kur'an okumadınız mı" diye cevaplamıştır.
Hz. Peygamber, Kur'anı Kerimin şu kısmına muhalefet etti, bu bölümünü uygulamadı, hayatına tatbik etmedi diyen bir tek Allah'ın kulu bugüne kadar çıkmamıştır.
Yani Peygamberimiz Cenabı Allah'ın emrettiklerini yerine getirmiş, nehyettiklerinden fersah fersah uzak kalmıştır.
Namazı kılmış, orucu tutmuş, zekatı vermiş, elinde avucunda olanı sadaka olarak dağıtmış, çevresindeki insanların aç, açıkta kalmaması için elinden geleni yapmış, yememiş yedirmiş, giymemiş giydirmiştir.
Hz. Peygamber Adaletten zerre kadar sapmamış, ganimet mallarını dağıtır iken "EHLİNDEN/AİLESİNDEN" çok, sahabe efendilerimizin hukukunu gözetmiştir.
Gelen Ganimet mallarından "Ey Babacığım/Ey Allah'ın Resulü" bize de bir hizmet edeni verseniz de işlerimizi daha iyi yürütsek diyen kızı Hz.Fatıma anamıza, olan her şeyi dağıttım, size Allah ve Resulü yetmez mi" diye karşılık vermiş,
Böylece doğduğunda bir mucize olarak ağzından dökülen "Ümmeti, Ümmeti- Ümmetim Ümmetim" sözü , ganimetlerin dağıtımında da kendisini göstermiş, ailesinden çok, diğer insanların hukukunu gözetmiştir.
CHP Genel Başkanının hem kutlu doğum haftasının başlangıç etkinliklerine katılması ve hem de burada gerçekten çok muhtevalı bir konuşma yapması toplum tarafından takdirle karşılanmıştır.
Bu konuşmanın bir rolün gereğini yerine getirmek için olmaması, yani yaşanılır hale getirilmesi veya en azından bu konuşma içeriğine uygun "SAYGIN DURUŞUN" hiçbir zaman terk edilmemesi, hem ülke gerçeklerine uygun olar ve hem de CHP sininin toplum ile olan "dargınlığının" "BARIŞA" evrilmesine sebep olur.
CHP si, şimdiye kadar kendi insanının çok önemli bölümünü oluşturan Kürde ve Müslümana düşman, resmi ideolojinin "UYGULAMA MERKEZİ" olarak görülüyor/du.
Sezgin Tanrıkulu ve İlahiyat kökenli MYK üyelerinin partide görev üstlenmelerinden sonra, resmi ideolojinin düşman konseptinde kendilerine ancak yer bulan Kürtler ve Müslümanlar ile ilgili konularda, çok ciddi değişimler CHP de gözlenmeye başlandı.
Bunların yanında,
Fakir fukara, garip gureba insanımızın sorunlarına çözüm bağlamında getirilmesi düşünülen "aile sigortası ödeneği" nin uygulanibilirliği yönündeki inanç, giderek kabul görüyor.
Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar sorunlarının, İslam'ın eskimeyen evrensel değerleri ile çözüme kavuşturulabileceğinin, kutlu doğum haftası münasebeti ile, Kemal Kılıçdaroğlu tarafından ifade edilmesi herkeste yepyeni bir ufkun açılmasına sebep olabilir.
Yeter ki, bu gün böyle, yarın şöyle demegojisine sapılmasın.
Parti işte o zaman Cumhuriyet Halk Partisi olur.