İYİ AKŞAMLAR, İYİ AKMAŞLAR
Ben o öpücüğü görünce, içeride ne çok sıkıntılı anların yaşanmış olduğunu derhal anlamıştım.
Savcı Zekeriyya Öz, bu defa daha fazla gürültü , patırtı çıkarılmasına fırsat vermeden 28 Şubat döneminin güçlü paşası Çevik Bir ile Milli İstihbarat Teşkilatı İstanbul Şube Başkanı Nuri Gündeş’i Ergenekon soruşturması kapsamında”şüpheli” sıfatı ile ifade vermeye çağırdı. İfade, bu defa alışılmışın dışında, İstanbul Adliyesinin Beşiktaşta bulunan ve bu tür davalara bakmak için tahsis edilen binasında değilde, işi basından kaçırmak için olsa gerek, Şişli civarlarında kuruma ait bir başka binada alındı.
Ama yinede bu ifade alma ilgili haberler olduğu gibi basına yansıdı. Yani hiçbir şeyin artık gizli kalmayacağı bir kez daha anlaşılmış oldu. Ve ifade verme sonrasında saatler 13.00 gösterir iken, Çevik Bir muhabirlerin sorusuna “İYİ AKMAŞLAR” diye cevap verdi. Öyle anlaşılıyor ki, adamın ifade verme sırasında dünyası kararmış.
Zaten Çevik Bir’in Avukatı müvekkilini yolculamak için arabaya bindirir iken “yanaklarına öpücük” kondurunca, ben durumu derhal kavradım. Biz Avukatlar genellikle büyük işler başarınca “müvekkillerimizi öperiz” . Bununla verdiğimiz mesaj şudur. Bak ben ne kadar büyük bir Avukatım. Seni nasıl da büyük cendereden kurtardım. Aslına bakarsan durumun hiç de iç açıcı değildi. Fakat mesleğimi konuşturdum, bir anlamda seni ipten aldım. Kıymetimi bil(kesenin ağzını aç). (Gülmeyin loo, o kadarcık hata kadı kızında da olur, bırakın biraz da biz kendimiz ile dalga geçah).
Neyse mesele şu:Çevik Bir,aslında çok ciddi bir soruşturmaya tabi tutulmuştur. MİT İstanbul Şube Başkanlığı yapmış olan Nuri Gündeş’in de aynı soruşturma kapsamında ifadeye alınması ve bu her iki şahsın bir suikast planı ile ilgili olarak ifade vermeleri Türk Yargısının(İdarenin Büyük Desteği ile) ne büyük aşama kaydettiğini ortaya koyuyor.
Savcı Zekeriyya Öz, pat diye her iki şahıs hakkında Ergenekon kapsamında sanık sıfatı ile dava açarsa, Çevik Bir’in yanağına,Avukatınkinden daha büyük bir öpücük kondurmuş olur.Çünkü gizli öpücükler her zaman daha büyük olur. Hadi Zekeriyya bey , vakit geçirmeden öp şu adamı. Gönül huzuru ile tatil geçirmeye gitmek ne imiş biraz da o ve taifesi görsün.
HAKİKİ 1 NUMARA TEKLİF
Deniz bey daldan dala atlasa, dün söylediğini bugün yutsada , Anayasa’nın geçici 15.maddesinin tümden ortadan kaldırılması konusunda şu anda tamı tamına tava gelmiş durumda.
Biliyorsunuz daha 3 gün önce İrtica ile Mücadele Eylem Planını hazırlayanların soruşturmalarının derhal bitmesini, şahısların bu belgeyi hangi amaçla hazırladıklarının, karargahta hazırlanan bu belgenin amacının ne olduğununun, kabul görmediği için mi bir yerlere servis edildiğinin ortaya çıkarılmasının gerekliliği üzerinde duruyor ve Albay Dursun Çiçek’in hala nasıl görevde tutulduğunu anlamakta güçlük çektiğini ifade ediyordu.
Askeri Savcının verdiği takipsizlik kararı üzerine, tam çark etti ve Sayın Başbakana yüklenmeye ve böyle sahte bir belge ile ülke gündeminin meşgul edilemesinden ve hazırlanan komplodan!!! Başbakanı sorumlu tutmaya başladı.
Yani Sayın Başbakan hem kendisine ve hem de ülkenin en büyük sivil toplum kuruluşuna komplo kurulmasını, Sayın Baykal’a göre ya temin etmiş veya bu tezgahı ortaya çıkarma konusunda gerekeni yapmamış!!!
Bu ne aculiyet Sayın Baykal. Askeri Savcılık ortada bir sürü şüphe bulunmasına, Dursun Çiçek’in evrak üzerindeki imzası ile diğer imzalarının tamamen benzer olduğunun anlaşılmasına rağmen , işi çözmek için Mahkemeye dava açacağına, kendisini Hakim yerine koydu ve karar verdi.
Ama sivil Savcılık soruşturmaya devam ediyor. Ya sivil Savcı bugün alacağı ifadeden sonra Dursun Çiçek’i tevkife sevkeder, ardından Ergenekon kapsamında dava açarsa, o zaman ne diyeceksiniz? Baykal’da söz mü yok. Diyeceği şey aynen şudur: Biz Türk Yargısına sonuna kadar güveniyoruz, her şeye rağmen bağımsızlığını koruma mücadelesi içerisindeki Yargı organlarının ne güzel işler başardığını bir daha görmüş olduk… Evet aynen böyle diyecektir. Ne yapalım kaderimiz bu. Ne de olsa Baykal,Sayın Demirel ile Hamzakoylarda kalmış , şerbetlenmiş. Dün dündür, bugün bugündür.
Şimdi , Sayın Baykal’ın yeniden çark etmesine fırsat vermeden ,Anayasa’nın geçici 15.maddesinin kaldırılmasına münhasır olsa da, CHP nin teklifinin kabul edilme zamanı.
Ak Parti de bu fırsatı asla kaçırmamalıdır.
Çünkü bu maddenin Anayasadan çıkarılmasına karar verilmesi, Türkiye’de tek darbe yapma imkan ve istidadında olanları , artık bu tür işlerden vazgeçirir. Ardından 28.Şubat v.s gibi “süreçlerle” , darbe girişim ve teşebbüslerini daha rahat soruşturma imkanı doğar.
Ak Parti ,CHP sine gelin diğer Anayasa değişikliklerini de birlikte yapalım, köklü değişim gerçekleşsin derse, CHP bu işten vazgeçer.
Ak Parti Ergenekon soruşturmasının tüm ipuçlarının yakalanmasını ve artık ülke gündeminden darbelerin çıkışını temin etmek istiyor ise, CHP nin Anayasa değişiklik teklifi geçici 15.maddeye “münhasır” da olsa,bu fırsatı kaçırmamalıdır. Yoksa onca eleştirilen darbeler, darbe teşebbüsleri, eylem planları, andıçlar gelir Ak Partinin sorumluluğuna havale edilir. Ceremesi çok ağır olur.