İYİ ŞEYLER OLACAK (2)

PKK ortaya çıkıncaya kadar bölgede onlarca Kürt örgütü vardı. Büyük çoğunluğu Marksist felsefeyi benimsemelerine rağmen, yöre insanının din ve dindarlıkla ilgili etkinliğini kıracak adımları açıktan atmak işlerine gelmiyordu.

Ama PKK öyle davranmadı.

Doğrudan doğruya Marksist ve Leninist İdeolojiyi dayattı ve amacına ulaşmak için, bu ideolojinin ideoloğlarının plan ve prensiplerini hayata geçirmeye çalıştı.

Hiç kuşku yok ki, PKK nın esas hedefi Marksizm öğretisinin temel oluşumunu teşkil eden Komünizmi ve en son hedef olarak Sosyalizmi hayata geçirmekti.

Komünal sisteme geçişte Kürt sorunu amaç değil, araçtı.

İnsanlığın sorunlarından birisi olan Kürt sorunu, bu sistemde çözüme kavuşacaktı.

Abdullah Öcalan ve arkadaşlarının hiç beklemedikleri, hiç hayal etmedikleri bir durum bu süreçte yaşandı.

Komünizmin mabed birlikteliği olarak kabul edilen Sovyetler Birliği çöktü. Ve böylece Sosyalizme geçişin de imkansızlığı ortaya çıktı.

O büyük merkezin göbeğine atılan taşın dalgaları, dünyada örneği ender kalan PKK ya yeni yeni ulaşıyor.

Gerçeğin bu şekilde ortaya çıkması ile,

Dönüp durdular, kendilerine en büyük hasım gördükleri İslamın kollarına kendilerini attılar.

Şimdi, din ve dindarlık ile ilgili söylemlerde bulunuluyor, meydanlarda Cuma namazları kılınıyor.

Meydan Cuma namazlarını öne çıkarışlarının ana sebebi, Devletin tayin ettiği imamların arkasında namaz kılınmaz "absürd" argümanının haricinde, meydanlarda Cuma namazı ile görünür olmaktır. Hedefe ulaşmak için İslamı kullanmaktır.

Meydanlarda Cuma namazı kılınmasına rağmen, PKK hala Marksist ideolojiyi terk ettiğini açıklamamıştır. Kuzey Irak(Kürdistan) da Arap alfabesinin terkini ve yerine Latin alfabesinin getirilmesini istemektedir. Sebep olarak Türkiye Kürtlerinin Arap alfabesini okuyamamasını göstermektedirler. Oysa işin altında yatan gerçeklerden birisi İslam/alfabesinden/ bir adım daha uzaklaşmayı sağlamaktır.

Din, kitleleri uyuşturan bir afyondur biçimindeki Marksist söylem terk edilmemiştir.

Kandilde ibadet için ayrılmış bir mekan yoktur.

Dağdakiler meydanlara seccadelerini serip vakit ve Cuma namazı kılmamaktadırlar.

PKK Merkez Komitesi tüm birimlerin katılımı ile Marksizmden vazgeçtiğini beyan eden bir karar almadığı sürece, ideolojik olarak din ile kavgasını sürdürdüğü düşünülecektir.

Bu temel çelişki, bir kısım Kürt Müslümanın meydanlarda Cuma namazı kılmaya teşvik edilmesi ile giderilemez.

Şu gayet iyi bilinmeli ki, dinini bütün unsurları ile yaşayan Aydın Kürt Müslümanları da, PKK nın Marksist ideolojik anlayıştan vazgeçtiğini ortaya koyan delilleri bütün çıplaklığı ile görmediği sürece, ona olan güvensizliğini sona erdiremez.

Bütün bunlardan sonra ortada bir sorun vardır ve Sayın Başbakanın dediği gibi bu sorunun çözülmesi için atılması gereken adımlar maalesef terörün azdığı zamanların sonrasına denk gelmekle, kimi kesimlerde "terör" bir suç olmaktan çıkmakta ve bir hak arama vasıtası olmaktadır.

Köktenci, sorunu temelinden çözüp atan, adımlardaki gevşeklik, yukarıdaki söylemlere muhatap olan iyi niyetli kişilerin ağzını açamaz hale getiriyor.

Üniversitelerde Kürdoloji Enstitülerinin kurulmasına rağmen, Kürtçe Öğretimin hala bir hak olarak tanınmamasının mantığını bir türlü kimse anlamıyor.

T.B.M.M de bu insanlar, yasaları dolanmadan ve bu esnada  kırılıp dökülmeye maruz kalmadan bir türlü temsil hakkını elde edemiyorlar.

Daha üç beş gün önce Mardin Kızıltepe taraflarını dolaştım döndüm.

Halkta bölünme, parçalanma gibi bir duygu asla yok. Kürtçenin öğretilmesi, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, seçim barajının düşürülmesi, Anayasal vatandaşlık hakkının sağlanması ve dağdan gelip eyleme katılmadıkları sabit olanlara tanınan hakkın, şu anda cezaevinde bulunanlara tanınması sağlanmaz ise, en azından KCK adı altında Kürt sorununu, sorunsuz tartışmak isteyenlere bu imkan verilmez ise, bölge giderek teslim bayrağını çeker.
Ak Parti 330 un üzerinde Milletvekili çıkararak, Anayasa’yı değiştirecek güce ulaşır ise iyi şeyler olacak. Umudum bu.