Kadınlarımız
Dert çeken kadınlarımız.
Çocuk doğuran,
Gece gündüz demeden sabahlara kadar onlara bakan,
Acıları ile dellenen,
Üzüntüleri hicran olup bağırlarına saplanan,
Oya yaparak,
Leçek işleyerek,
Mayıs(havyan pisliği) temizleyerek,
Tezek yapan,
Süt sağan,
Orak çeken,
Sapanla toprak işleyen,
Hamur yoğuran,
Ekmek pişiren,
Çöp toplayan,
Onları sınıflarına göre istifleyen,
Kamyonlara yükleyen,
Günde beş on kuruş kazanıp, eve nafaka götürmeye çalışan kadınlarımız, analarımız.
Denizin sahile vurduğu odunları istifleyen,
Gece yarılarına kadar çocuklar üşümesin diye soba püfleyen,
Yaş odunlar tutuşunca alevleri yüzlerinde gülücük gibi görünen,
Yüzleri hiç ama hiç gülmeyen kadınlarımız.
Ucuz işçi olarak çalıştırılan,
Meyhanelerde, …. Hanelerde etleri satılan,
Şerefsizce muamelelere tabi tutulan,
Haktan, hukuktan yoksun,
Kimsesiz, sahipsiz, dermansız kadınlarımız.
Hayriye Arslan,
Oğlum ben 40 senedir buraya çöpe gelirum.
Kocam taş madeninde çalışırken giruzu patlamasından öldi,
4 çocuğum var, okutamadum.
Onlara ekmek götürmem lazım.
Önceleri çöp var idi,
Şimdi moloza gelirum,
Demir, odun, çinko toplarım,
Onları sinuflandururum,
Çuvallara doldurup taşirum,
Sonra gamyona yüklerum,
5 – 10 kuruş kazanirum,
Ahşama eve un götirur, gece ekmek yaparum,
Ne yapayim oğlum,
Hiç yüzümuz gülmedi,
Bir gün nedur görmeduk,
Ha orasi kara denizdur,
Burası uçirum,
Karadur bahtum,talihum,
Geldum 66 yaşina,
Giktti ömrüm boşuna.
KADINLARIMIZ, ELİ, AYAĞI ÖPÜLESİ ANALARIMIZ.
Leçek işleyen,
Oya yapan,
Çöp toplayan,
Komşudan borç ekmek isteyen,
Çocuklarını geçindiren, büyüten kadınlarımız.
Peynirsiz, zeytinsiz, dupduru çay, yavan ekmekle çocuklarına kahvaltı veren, buna da şükür diyen kadınlarımız.
Güçlerinin azlığı yardımlarına koşma sebebi olması gerekirken, yastık ile boğazlanıp ırzına geçilen yavrularımız.
Ahhh ahhh içim yanar içim.
Onların bu hallerini görmeyen,
Serveti samana ulaşınca gözleri körelen,
5 yıldızlı otel harici düğün daveti kabul etmeyen,
Bel’amlarımız.