KCK DAVASI

KCK davasının en önemli kısmı olan savunmalara geçilemedi.
Savunmalar alınmadığı için sanıklar ve Avukatları doğru dürüst bir tahliye talebinde bulunamıyorlar.
Bu durum iki yıla yakın bir zamandan beri tutukluluk halleri devam eden sanıklar için gerçek bir handikap oluşturuyor.
KCK nın, PKK dan ayrı bir örgüt ve başkanının da Murat Karayılan olduğunu bu aşamada öğrendik.
Sayın Osman Baydemir, bu yargılama sürecinde birçok televizyon kanalında konuştu, kendisine isnat olunan "sen KCK adına şu şu kişilerle konuştun, şöyle talimat aldın, böyle davrandın" biçimindeki bütün isnatları kabul ettiğini söyledi.
Osman bey, ben BDP den seçilmiş bir Belediye Başkanıyım, belediyenin iş ve işlemleri ile çeşitli siyasi çalışmalar hakkında parti yetkilileri ile istişare etmem çok doğal. Hakikaten ben bir parti mensubu olarak yetkililer ile bu tür konuşmalar yapamaz mıyım, buna ne gibi engel var, diğer partiler için normal kabul edilen hususlar neden partimiz söz konusu olduğunda sorun teşkil ediyor" sorularını ardı arkasına sorduğunda, oturum yöneticileri ona doğru dürüst bir cevap veremediler.
Osman bey, ayrıca bana isnat olunan konuşmaların tamamını yaptım ve bunu sorgulamayı yapan Savcılara da söyledim, dedi.
Osman beyin durumu ile tutukluluk halleri devam eden diğer Belediye Başkanlarının durumu arasında bir fark bulunmuyor.
O, tutuksuz yargılanır iken, Fırat Anlı niye tutuklu ve diğerleri de.
Osman bey kaçmadı, delilleri karartmadı. Buna imkânı da yok.
Osman beyin tutuksuz yargılanmasından Devlet bir zarar görmedi ise, diğer sanıkların tutuksuz yargılanmaları ile de kamunun herhangi bir zarar görmesi söz konusu değil.
Delillerin tamamı telefon konuşmalarından ibaret bulunuyor.
Kolluğun bu konuda çok yoğun bir çalışma yaptığını biliyoruz.
Bu yargılama sebebi ile çoğumuz Murat Karayılan’ın KCK örgütünün lideri olduğunu öğrendik.
Sanıkların telefon konuşmaları uzun süreli dinlendiğine göre, acaba bunlardan kaçı Murat Karayılan ile konuşmuş? Bu konuda dosya arasında delil var mı?
Örgütün lideri olan kişi ile sanıkların konuşması tespit edilememiş ise, acaba sanıkların KCK ile irtibatları ne ölçüde? Hiç düşünüldü mü?
Bir an için tutuklu veya tutuksuz olarak yargılanan sanıkların KCK lı olduklarını düşünelim. Varsayalım ki, bu örgütün üyeleri.
Burada hemen halletmemiz gereken konular var.
1-Örgüt liderinin eski bir PKK lı olması, bu örgütü yasa dışına iter mi/

2-Bu örgüt hangi amaçla kurulmuş?

 

3-Türkiye Cumhuriyetinden izin almadan kurulmuş olan bu örgütün söylemleri suç teşkil ediyor mu?

4-"BALIKÇI" kod adlı şahsın söylemleri ile KCK nın Kürt sorununa bakışı arasında bir fark var mı?

 

5-Balıkçı’nın Devleti tam temsil eden kişiler ile birlikte Abdullah Öcalan ile görüşmesi sırasında gündeme gelen konuları KCK da gündemde tutmaya çalışıyor ise "göreceli kusursuzluktan" yani şüpheden yararlanması gerekmez mi?

6-KCK nın Kürt sorununa ilişkin yaptığı değerlendirmeler sebebiyle kendisine isnat olunan suçlamalar ile şu anda TBMM sinde gurubu bululan BDP nin Kürt sorununa ilişkin olarak yaptıkları değerlendirmeler arasında çok fazla bir fark var mı?

Aziz mübarek günlerin arifesindeyiz.

Sanıkların ifadeleri alınmadı diye tutukluluk hallerinin devamına karar verilip, dava Bayram sonrasına mı ertelenecek?

Barışın, biri birini affetmenin daha çok hatırlandığı bu günlerde, KCK davasına bakan Sayın Mahkeme, sanıkların savunma vermemekle isnatları reddettiklerini tutanaklara geçirip, tahliye durumlarını değerlendirecektir, diye düşünüyorum.