KONSOLOS 2

Kürdistan'nın Başkenti Erbil'de Türkiye'nin kosolosluk açabileceğini Sayın Başbakanın açıklamasından sonra, o bildik tartışmalar yine yapılmaya başladı.

Ne yapıyoruz, dünya resmi tarihine federal bir devlet statüsünde de olsa ilk defa giren Kürdistan'ı tanımaya mı karar verdik, hani bu bizim kırmızı çizgimizdi, bakın biz bunu yapacak son ülkeyiz, eğer Kürdistan'ın Başkentinde Kosolosluk açar isek, orayı ilk tanıyan üklereden birisi oluruz, bu bizim Güneydoğu Anadolu politikalarımız ile asla bağdaşmaz diyenler olduğu gibi, Misakı Milli kararları aradan geçen 90 yıldan sonra hayat bulmaya başladı, su mecrasında aktı , Türkiye'de 30 seneden beri süren ayrılıkçı savaş, şer gibi gözüktü, geldi dolaştı, Türkiye'nin demografik ve sosyolojik açıdan büyümesini beraberinde getirdi, Rahmetli Özal zaten 1980/1990 yılları arasındaki iktidarı zamanında bunu gördü, birleşmeyi dile getirdi, ancak bu büyük oluşumu kavrayacak kafa sahiplerini yanında bulamadı. Demirel ile Lozan Barış sürecini imzalayanların ekmeğine yağ sürüldü, gelişim dumura uğradı, şimdi Erdoğan ile bu süreç yeniden ivme kazandı diyenler de oldu.

Ben bu ikinci guruptanım.

Çünkü bundan 5 sene önce Diyarbakır Söz Televizyonunda Irak ile aramızda hudutlar niye var, Suriye ile aramızda hudutlar niye var, İran ile aramızda hudutlar niye var demiştim. Hatırladınız mı?

Neyse Konsolosluk işine dönelim.

Kendisi de diplomat olan CHP sinin Genel Başkandan sonra en önemli kişisi durumunda bulunan Onur Öymen'i ( ki, Allah başlarından eksik etmesin, çünkü O'nun yönlendirmesi ile CHP si sürekli değer yitiriyor, toplumun en okumamış kesiminin bile gerisine düşüyor, onun gibi düşünenler Sovyetlerin parçalanmasına sebep oldu, bu tür düşüncelerin şerrinden Allah Türkiye'yi muhafaza etsin) Türkiye'nin Kuzey Irak'ta(Kürdistan'da) Konsolosluk açmasını, Mir Dengir Mehmet Fırat beyden farklı olarak , bu yönetimi tanımak anlamına geldiğini söyledi.

Doğrudur. Bu girişim aynen o anlama gelir. Peki ne var bunda.

Kürtler bizim akrabalarımız değil mi?

Onlar Araplardan çok bizimle her alanda ilişki kurmak istemiyorlar mı?

Dünyada şu kadar yüz Devlet var, bir tane de Kürt Devleti olsa ne olur, kıyamet mi kopar?

Üstelik bu Devlet Bağımsız bir Devlet değil, sadece niteliği hala çok belirli bulunmayan gevşek bir federe devlet.

Ama Onur bey gibilerin derdi sadece bu değil ki.

Onur Bey Türkiye'nin Suriye ile gelişen ilişkilerine de karşı çıkmıştı.

İran İslam Cumhuriyeti ile olan münasebetleri zaten hiç içine sindiremiyor.

Ama bu arada Ermenistan ile olan ilişkilere de karşı çıkıyorlar. Türkiye'nin almadan bir çok şeyi verdiğini söylüyorlar.

Her iki ülke arasında imzalanan protokoller, başta siyasi gözlemciler olmak üzere diplomatlar tarafından eni konu tartışıldı. Ve sonucunda Türkiye'nin iyi bir diplomatik zafere imza atmak üzere olduğu ifade edildi. Ama Onur bey ve partisi CHP buna da karşı çıktılar.

Ben özellikle Onur beyin bu görüşleri ve birazda Baykal'ın Ergenekon'a selam göndermesine baktığımda,gelişen,değişen Türkiye'de CHP sinin,hem de anamuhalefet partisi olarak yerinin bulunmadığını ayan beyan görüyorum.

Bayram ziyareti sebebiyle Mardin ve çevresindeki sınır karakollarında incelemelerde bulunan, çocuklar ile bir araya geldiğinde onlar gibi şen ,onlar gibi mutluluk dolan ve halk ile bir araya geldiğinde açılıma destek açıklamaları yapan Genelkurmay Başkanını da CHP eleştirdi.

Bugüne kadar binlerce şehit veren Asker, bu işin sonuçlandırmak için kafa yoruyor, ama CHP de tık yok. Hiçbir üretim yok.

Öylesine yanlızlaştılar ki, hiçbir al benileri kalmadı.

İşte Özge Özsağman'nın Haber Türk kanalındaki dünkü mülakatımda,yukarıda CHP ye yönettiğim eleştirilerden bir demet sundum.

Türkiye'nin sadece Erbil'de değil, Zaho'da, Süleymaniye'de ve Kerkük'te de Konsolosluklar açması gerektiğini , çünkü bu bölgede 550 den fazla Türk şirketinin ticaret yaptığını, bu insanların hak ve hukukunun korunması bakımından bunun çok geç kalınmış bir karar oluduğunu ifade ettim.

Biliyorsunuz, çok kısa süre önce Mehmet Emin Karamehmet'in de içerisinde bulunduğu bir Konsorsiyum, Kuzey Irak'ta çok zengin petrol yatakları buldular ve yaptıkları sondajla yüksek graviteli petrolü çıkarmaya başladılar. Türkiye'nin şu anda Musul'da Konsolosu bulunuyor. Bu kişi merkezi Irak yönetiminin denetimi altında. Kürdistan bölgesinde yapılacak iş ve işlemler bakımından, olaylara fransız.

Türkiye ideolojik takıntılarını dünya devletleri ile olan münasebetlerinin temeli yaptığında,kendisine bir tek dost bulamaz. Dünya devletleri ile olan özellikle ekonomik ilişkilerde kırmızı çizgileriniz utanç duvarı olmaktan başka bir işe yaramaz. Bu alanların gri özelliğine vurgu yapan pratik kararlar, ülkenin de insanımızın da kazanmasına yol açar.

Irak'ın iç işleri ile Kürdistan yönetiminin kendisini idare etme konusunda aldığı kararlar ile uğraşmamız, yorulmamızdan başka bir işe yaramaz. Bu arada,

Hükumet yetkililerinden hala hiçbirisinin bu bölgede ne olup bittiğini anlamak için oralara gitmemesi veya parlamenterlerden oluşan bir ekibi göndererek araştırma yapmaması ayrı bir handikap olarak önümüzde duruyor.

Kürdistan'a gidecek ekip içerisinde dış siyasetten, idari yönetimde görev yapmış olanlardan, ekonomiden, beşeri ilişkilerde master seviyesinde çalışma yapmış olan Parlamenterler bulunsa ve onlar bir rapor hazırlayıp Hükümete sunsalar, eminim meselelere bakışımızda büyük farklılıklar meydana gelecektir.

Son bir söz Devlete ve iş çevrelerine.

Kürdistan da ilk Türk Bankasını açan, çok büyük kazanır.