NE PAMUK İPLİĞİ NE SIRAT KÖPRÜSÜ, BUGÜN BAYRAM YA(2)

Devletin Kürt meselesinde sadece silah seçen taraf olmaması, zaman ve zemine göre elinden gelen reformları bir bir gerçekleştirmesi, yani dağa çıkan Kürt gençlerine bir anlamda hak vermesi aklın galip gelmesinden başka bir şey değildir.

Kürt meselesi gerek Devlet bazında ve gerekse örgüt bağlamında hissi davranışlarla çözülemez.

Devlet ülkeyi bölünmeye götürecek davranışlara pirim verebilir mi? Bölgesel özerklik olarak adlandırılan Federe devlet yapısında, yerel parlamento, bu parlamentonun kanun yapma imkanına kavuşması, ayrılık konusunda

Milletvekillerinden gelecek Plebisit yapalım teklifinin çarçabuk kanunlaştırılacak olması, Türkiye’de hiçbir hükümetin altından kalkacağı bir karar değildir.

Yani bölgesel özerklik adı altında şekillendirilmek istenen Federasyon yapısına yol açacak bir girişim peşin söyleyelim Ak Partiyi tümden bitirir.

Ondan sonra karşımıza çıkacak olan, MHP nin Parlamentoda ekseriyeti elde etmese bile ya CHP ile veya CHP nin desteği ile bir hükümet oluşumudur ki, bu son on bir senede yapılanların tümden berhava olması ve savaşın olanca hızı ile devam etmesi anlamına gelir. İşte o zaman ülkenin yaşayacağı kaosun büyüklüğünü kimse tahmin bile edemez.

Kimi çevrelerce/özellikle de örgüt/ 10 aydan beri yaşanan barış sürecinin sırat köprüsünde yürüdüğü, pamuk ipliğine bağlı olduğu yolundaki açıklamalar akıl tutulmasından başka bir şey değildir. Zira ne yapılmış ise Ak Parti iktidarı zamanında yapılmış ve ne yapılacak ise yine bu iktidar döneminde hayata geçecektir.

Ben pek tabii işlerin manevi yönünü hiçbir zaman hatırdan çıkarmayan insanlardan birisiyim.

Bu işlerin bütünü ile bir plan,program dahilinde yürüdüğü, bugünlere geldiği şeklindeki düşüncelere de sonsuz prim verenlerden değilim.

Aslında kim biliyordu ki, Ak Partiye kurulan tuzaklardan azade olacak, parti kapanmaktan son anda kurtulacak ve bugünlere gelinecek, kim biliyordu?

İşlerin yapılıp edilmesinde, hal ve fasl yoluna konulmasında İlahi İradenin elbette çok tesiri var. Hani diyeceğim Ak Parti için kurulan tuzaklar sonucunda ihtilal girişimleri başarıya ulaşsaydı, veya parti hakkında açılan dava, kapatma ile neticelenseydi, bugünlere gelmek mümkün olur mu idi. Demek ki her şeyin bir vakti merhunu var. 30 yıl başlarının örtüsü sebebiyle perenk perenk olan kızlar, tahsil hayatları sönen gencecik insanlar, İmam Hatip liselerinde okudukları için kafadan 80 puanı silinen öğrenciler, inançları sebebiyle üzerlerinden silindir geçirilen esnaf, sabretti, bugünlerin gelmesini bekledi ve çok şükür isteklerinin büyük çoğunluğunu elde ettiler.

Kürt kesimi de ikide bir süreç sırat köprüsü üstünde, pamuk ipliğine bağlı gibi gerçekten insanın içini daraltan söylemlerini bir tarafa bırakacak olur da, bir defa olsun, bir defa olsun teşekkür yolunu seçerlerse, eminim ki, her şey daha güzel olacak, güzel şeyler olacak.

Sırf Kürt olduğu için bütün bir ülke yönetimi tarafından örgüt borazancısı, aşiret lideri olarak lanse edilen Mesut Barzani, Türkiye’de beyler gibi ağırlanacak. İki

kardeş biri birine sarılacak. Keza 37 yıldan beri ülkesinden koparılan, anasının, babasının yasına gelemeyen, gelmesi yasak olan Şivan Perver, Sayın Başbakanın özel ihtimamı ile bu topraklara yeniden ayak basacak. Türküleri Diyarbakır semalarında barış barış diye çınlayacak.

Yok biz çağırdık gelmedi, yok newroza katılmadı gibi alınganlıklar büyük dava adamlarına gerçekten yakışmıyor. Onların hem de ülkenin Başbakanı tarafından Diyarbakır iline davet edilmesinin onurunu birlikte paylaşmak var iken, yersiz kıskançlıklara girmenin alemi var mı?

Osman Baydemir/ah güzel kardeşim/ hiç gillu guşa sebebiyet vermeden, hem Mesut Barzaniyi ve hem de Şivan Perveri büyük bir misafirperverlikle karşılayacağını söyledi. Tam bir Akil Adam işte.

Hani diyorum BDP liler en üst düzeyde bütün bu toplantılara katılsalar, gerçek bir bayramın oluşumuna yol açacak kutlamaları beraber yapsalar, bunun etkisi hiç kuşku yok halk nazarında büyük tesir icra eder, barış meltemi, artık bir daha zemheriye dönmeyecek biçimde, sürekli olarak esmeye başlar.

Bundan 10 sene önce söylediğim gibi Irak’la da, Suriye ile, İran’la da aradaki sınırlar, birer süs ve nostaljik engeller olarak kalır.

Bütün bunlara, daha doğrusu kutlu bir barışa tanık olmak üzere Allah izin verir ise yanınızda olacağım.

Ne sıratı, ne pamuğu?

Bugün bayram ya.