OĞLUM BAK GİT
Gazetecilik işte böyle bir şey. Aslında dünkü yazıma ABD büyükelçisi Ricciardone’nin çeşitli konulara ilişkin olarak yapmış olduğu açıklamalara değinmek üzere yazıma başladım. Fakat ABD nin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Victoria Nuland’ın, Dış işleri Bakanımız Ahmet Davutoğlunun, İsrail’in Suriyeyi bombalaması üzerine “Suriye yönetimi kendi halkını bombalamaya devam ediyor, bakınız İsrail Suriyeyi bombaladı, Esed yönetimi onlara bir çakıl taşı bile atamadı” sözlerine yaptığı eleştiri öne çıktı ve Ricciardone’nin açıklamalarına eleştirimizi bugüne bıraktık.
Ben tabiî ki son günlerde yapılan açıklamara bakarak Ak Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik beyin Ricciardonenin yapmış olduğu açıklamayı eleştireceğini doğrusu tahmin etmemiştim.
Hani diyordum, Ricciardone zaten özellikle askerlerin uzun tutukluluk sürelerine ilişkin olarak Hükümet kanadından gelen eleştirilere haklılık kazandırmak amacı ile böyle bir açıklama yaptı, o nedenle kim kalkıp ta onun açıklamalarının doğru olmadığını söyleyecek diyordum.
Ama öyle olmadı ve Ricciardonenin yaptığı açıklamalara yönelik eleştirilerimiz pek tabii biraz elimizde patladı.
Amerikan Büyükelçisi Ricciardone, uzun süredir devam eden davalara ilişkin olarak yaptığı açıklamalarda “Ergenekon ve Balyoz davalarının sanıklarını kast ederek "milletvekilleri, profesörler ve komutanlar neyle suçlandıklarını bilmeden hapis yatıyor, haklarındaki suçlamalar tam anlaşılamıyor, Eski YÖK başkanı 16 yıl önce görevdeyken yaptığı çalışmalarla ilgili belirsiz suçlamalarla demir parmaklıklar ardında tutuluyor, Eğer bir yargı sistemi bu sonuçları doğurursa ve bu insanları teröristlerle karıştırırsa, Amerikan ve Avrupa Mahkemeleri'nin buna karşılık vermesi zor olur" demiş ve bunları bizzat sizin Hükümet yetkilileriniz, Bakanlarınız söylüyor, Türkiyenin başarılı olması lazım, biz de sizin için elinizden geleni yapmaya hazırız gibi şeyler söylemiş.
Bediüzzaman Hazretleri diyor ki, Canavara karşı merhamet onun iştahını açar, seni yer ve arkasından kalkar dişinin kirasını ister.
Ricciardonenin yapmış olduğu açıklamalara bakıldığında, Türkiye sanki bir patagonya gibi gözüküyor.
Bak arkadaş ben tam 34 yıldan beri bu ülkede Avukatlık yapıyorum. Benim işim elbette sanık durumunda bulunan kişilerin kanunlar ölçüsünde haklarını savunmak. Ayrıca bu ülkede nerede ise 17 yıldan beri gazetelerde makaleler yazan, günlük olayları bu sebeple çok iyi takip etme mecburiyetinde olan, aynı zamanda siyasetçilik yapmış birisi olarak söylüyorum,
Generaller, Proflar, Siyasetçiler ile ilgili dosyalardan senin haberin var mı?
Bu generallar 1960 ihtilalini yapmadılar mı? Başbakanı ve Bakanları asmadılar mı?
Bu generaller 1971 mart muhtırasını verip hükümeti al aşağı etmediler mi?
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan gibi yüzlerce genci yağlı ilmeklere göndermediler mi?
Bu generaller 12 Eylül 1980 ihtilalini gerçekleştirmediler mi?
Mamak, Diyarbakır zindanlarında binlerce insanın işkencelerden geçmesine sebep olmadılar mı?
PKK örgütünün bu şekilde akıllara ziyan eylemlere imza atmalarının altında yatan gerçek sebeplerden birisi, Diyarbakır Cezaevinde işkencecilerin yaptığı uygulamalar değil mi? PKK nın 1999 sonrası Türkiye dağlarından çekildikleri sırada, 400-500 kişi dağlarda kalsa iyi olur diyen bizim generallerimiz değil mi?
12 Eylül İhtilalinden sonra sizin yöneticileriniz BİZİMKİLER BAŞARDI demediler mi?
Bu generaller 28 Şubat 1997 yılında başlattıkları süreçle hükümetler devirip, ülkenin 250 Milyar dolarının kaybına neden olmadılar mı?
Bu generaller Ak Partinin iktidara gelmesinin hemen akabinde Ay Işı, Yakamoz, Eldiven, Sarı kız, Balyoz, Ergenekon gibi isimler altında örgütlenip, ihtilal yapmaya kalkışmadılar mı?
Ak Partiyi ve bu ülkede insanlara eğitim hizmeti vermekten başka hiçbir şey yapmayan bir cemaati yok etmek için planlar yaptıkları ortaya çıkmadı mı?
Genelkurmay başkanlığında hazırlanan, hükümeti devirme ve ihtilal yapma esnasında izlenecek stratejiyi içeren ıslak imzalı belgeler ortaya çıkmadı mı?
Gölcük donanma komutanlığında, buna benzer ihtilal girişimleri ve bu eylemde rol alacak kişilerin görevlerini içeren ıslak imzalı belgelerin ortaya çıkışından senin haberin yok mu?
27 Nisan E Muhtırası sonucu bir gecede 2 Milyar dolar para kaybımıza sebep olan bir general değil mi? bu adamla aranız şimdi nasıl iyi mi?
O içeride neden yattığını bilmediğini söylediğin YÖK Başkanı Kemal Gürüz, Ak Partiden hanımın başı kapalı birisinin Cumhurbaşkanı olması halinde Çankaya’ya çıkamayacağını, peki ne olur söylemine, ben ne bileyim, yolda trafik kazası olur, şu olur, bu olur, hayatını kaybeder dediğini sen biliyor musun?
Bir YÖK başkanı hangi selahiyetle, hangi vazife ile bunları söyler, sizin ülkenizde bu konumdaki birisi Hüseyin Barack Obama için böyle bir şey söyleyebilir mi? Halkın değerlerine bu şekilde karşı çıkabilir mi? aklından böyle bir şey söylemek geçer mi?
O senin niçin içeride yattıklarını bilmediğini söylediğin Generallerin birisi, hani ne demişti
Bundan sonra Merhamet yok, tepelemek var, yeni cezaevlerine bunları doluşturmak var,
Bir diğeri ben tanklarımla köşe başlarını tutarım, şu belediye başkanı geçinen kişileri en evvel derdest ederim, yeni cezaevleri oluştururum, gerektiğinde Dolmabahçe stadyumunu toplama merkezi yaparım, Beyazıt Camiine veya Fatih Camiine, ardından Hırkai Şerif Camiini bombalar, insanları isyana teşvik eder, sonra işlerini bitiririm dediğini hatırlıyor musun.
Hem sen bunları bırak, biraz Türkçe konuşuyorsun diye ahkam kesme.
Guantonamodan haber ver.
Orada insanlar ne ile suçlanıyorlar.
Bir çok insan evlerinden, ülkelerinden derdest edilerek bu adaya götürüldüler. Hala orada ne ile suçlandıklarını bilmeden hapis yatıyorlar. Sen bunların cevabını ver.
Generaller terörist olamazmış. Allah Allah.
Ya bu milletin eline kendisini korumak amacıyla silah verdiği kişiler, 50 seneden beri yapmadıklarını bırakmadılar, onbinlerce insanın ölümüne, işkenceden geçirilmelerine sebebiyet verdiler.
Biz hadi bunlara terörist demiyelim, ama bir şey söylememiz lazım değil mi?
Eli silahlı eşkıya desek nasıl olur, hoşuna gider mi?
Oğlum bak git.