PASLAŞMA
Ergenekonun oyun ve oyuncak olmadığı bir kez daha ortaya çıktı.
Bu oluşumun nasıl da ülkenin/yoksa dünyanın mı demeliydim/ dört bir yanına kol budak saldığını bir kez daha öğrenme fırsatı bulduk.
Ergenekon davası ortaya çıktığında, CHP sinin başında bulunan Baykal, bu örgütün Avukatlığına soyunmuş ve aslında böyle bir örgüt yoktur demeye getiren açıklamalar yapmıştı.
Baykal, Ergenekon davasına bakan Savcıların gözü pek davranışları sebebiyle oldukça rahatsız olmuş, bu arada ilgili Savcıyı görevden almadığını iddia ettiği Sayın Başbakanı davanın Savcısı gibi hareket etmekle suçlamıştı.
Dava sebebiyle soruşturmayı sürdüren Savcılar, konuşma bantları, lav silahları, roketatarlar, el bombaları buldular.
Konuşma bantlarında İstanbul Fatih Camiine Cuma günü bomba koymayı, Hırkai Şerif Camisini yerle bir etmeyi, stadyumlara cezaevi niyetine insanları doldurmayı, yetmez ise, yeni cezaevleri kurmayı planladıkları ortaya çıkmıştı.
Ayrıca kimler hangi sürede tepelenecek karara bağlanmıştı. Adam şöyle diyordu. Bu işte acımak yok, merhamet yok, tepelemek var, imha etmek var. Tankları İstanbul üzerine yığarım,köşe başlarını tutarım, bir günde işi bitiririm diyor, Çetin Doğan da yapılan çalışmalardan mutlu, adeta göbeğini kaşıyordu.
Ergenekon ile ilgili olarak çok sayıda ve çok yerde büyük patlayıcılar ele geçirildi . Poyrazköyü, Zir Vadisini, Ümraniyeyi lütfen hatırlayın.
Türkiye’nin genel seçimlere gitmesi bu davaların kamuoyunda biraz tavsamasına sebep oldu.
Üstelik CHP ve MHP bu davanın sanıklarından bazılarını Milletvekili adayı göstermekle, davaya meşruiyet kazandırmaya çalıştılar.
Gazeteci Mustafa Balbay, Üniversite Hocası Mehmet Haberal, Emekli General Engin Alan Milletvekili adayı gösterilip, seçilmeleri, davaya karşı hemen herkeste bir "MASUNİYET" duygusu oluşturdu.
Ya baksanıza, ne Ergenekonu, ne örgütü? Adamlar düpedüz vatansever. Hani aday da oldular ve kazandılar. MHP nin meşhur deyimi ile millet onların kaçmayacaklarına kefil oldu.
CHP si biz arkadaşlarımızı satmayız, onların tahliye edilmemelerinden ötürü yemin etmeyiz diyor.
Sayın CHP liler siz böyle söylüyorsunuz ama, ortaya çıkan ses kayıtları adamlarınızın öylesine masum falan olmadığını ortaya koyuyor.
Kara Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarata karşı koyma başkanı Tümgeneral M.Mutlu Arıkan bakın neler söylüyor.
Bu kadar belge neden Eruygyurda, Tolanda var bende yok.
Savcıların hazırlamış olduğu iddianamelerin eklerinde olan bilgilerin tamamı doğru. Yanlış olan bir şey yok
Şener Eruygur ve Hurşit Tolon bu kadar bilgiyi toplar, bilgisayarında durdurur ise, adamlar da gelir bir gün yakalar ve bunun hesabını sorar
O BELGELERİ BAŞKALARI KOYMUŞ DİYORSUNUZ, E KARDEŞİM TELEFON GÖRÜŞMELERİNİDE Mİ BAŞKALARI YAPTI.
Yaşar Büyükanıt’ın hastane evraklarını da mı Savcılar topladı, senin bilgisayarına koydu. Senin yaptığın telefon görüşmelerini de Savcılar mı yaptı. Yaşar Büyükanıt’ın baldızının kocasını öldürdüğü konusundaki bilgileri de senin bilgisayarına kolluk güçleri mi yerleştirdi.
HABERAL, ERUYGUR VE TOLONU KULLANMIŞ. KENT OTELDE YEMEK YEMEĞİ BİZ BİLMİYORMUYUZ?
Ben onu söylüyorum. Vallahi de billahi de bunlar saf. Ve bunları hep kandırmış siviller. Saf bunlar, yani kandırmış derken kendi amaçları doğrultusunda kullanmışlar. Yani biz asosyal insanlar mıyız? Biz bilmiyor muyuz bir kent otele gidip bilmem nereye bilmem kimle beraber oturmayı.
YAŞAR BÜYÜKANIT'IN BELGELERİNİ BİLGİSAYARINDA SAKLAMIŞ.
Yaşar Büyükanıt’ın bilgileri senin bilgisayarına nasıl girdi diye adama sormuşlar, o da, emir subayın falan koymuştur diyor, salak.
İddianameler hazırlanırken, gizlilik gerekçesi ile bazı ERGENEKON bilgilerini iddianame eklerinden çıkarttık. DAHA NELER VAR NELER.
Bak iddianamenin eklerine bir sürü tutanak vardır. Orda bunların yayınlanması uygun değildir diye biz yaşmışız. O da onları tutanağa geçirmiş ve dolayısıyla onları koymamış oraya.
ŞEY İŞTE ÖNCEDEN, İŞTE BİZE GÖNDERİLDİ BUNLARIN İÇİNDE ASKERİ BİLGİ VARMI, YAYINLANMASINA YÖNELİK SAKINCALI OLDUĞU BİLGİ BELGE VAR MI DİYE. BİZ ONLARIN HEPSİNİ İNCELEDİK. DAHA İDDİANAME ORTAYA ÇIKMADAN ÖNCE GÖNDERDİK ONLARI. BUNLARI KESİNLİKLE İŞTE DEVLETİN GİZLİLİĞİ İLE İLGİLİDİR. YAYINLANMASI SAKINCALIDIR DİYE. DAHA ONLAR FALAN GİRMİŞ DEĞİL YANİ İDDİANAMENİN EKLERİNE.
Denizciler Poyrazköy’deki mühimmatı yazıma rağmen kaldırmadı, eksiğimiz yok diye bize yazı bile gönderdiler. Sonrada beni suçlamaya kalktılar.
DAHA ÖNCEDEN BUNLARA MÜDAHİLDİK, ONLARA DİKKAT EDİN, ŞUNLARI YAPIN, BAK ŞURDA SİLAH VAR, BAK BURDA MÜHİMMAT VARDI. BANA CEVAPLAR GELDİ, İŞTE HİÇ BİR SİLAHIMIZ EKSİK DEĞİLDİR, HİÇ BİR MÜHİMMATIMIZ EKSİK DEĞİLDİR. ŞAK DİYE ÖNLERİNE KOYDUM. BUYRUN DEDİM, BEN GÖNDERMİŞİM, KARŞILIĞINDA BANA CEVAP GELMİŞ. HERŞEYİMİZ TAMAM. BİR SIKINTIMIZ YOK DİYE.
Mustafa Dönmez P…..gine her şeyi para için yaptım, dedirtemedik, işin içinde silah olunca, Ergenekon terör örgütü kapsamında yargılanmaya başladı.
YANİ ŞEY, MUSTAFA DÖNMEZ FALAN VAR, ADAM KİLİT. KONUŞMUYOR. ULAN P…….K SÖYLE DEKİ, BEN BUNU İŞTE TİCARİ MAKSATLA YAPTIM, MENFAAT PARA, SİLAH SATACAKTIM, ONU SATACAKTIM, BUNU SATACAKTIM, SÖYLE, ONUDA SÖYLEMİYOR.
Bu ses kaydından sonra, Haberal’ın, Balbay’ın ve Engin Alan’ın tahliye edilmemelerine bir de bu gözle bakın.
Kara Kuvvetleri Komutanlığının istihbarata karşı koyma biriminin başında bulunan Tümgeneral, daha birçok evrakın iddianamelere konulmadığını, Savcılık ile karşılıklı paslaşma sonucu bunların iddianame eklerinden çıkartıldığını söylüyor.
İddianame eklerine konulan bilgiler ülkenin hop oturup, hop kalkmasına sebep oldu. Ya ülke güvenliği ile alakadardır denilip delil listesinden çıkartılması istenen bilgi ve belgeler iddianamelere eklenseydi, ne olacaktı? Belki bugün ordunun general rütbesindeki tüm elemanlarının terhisi gerekir diye düşünecektik.
Bu ses kaydından sonra Zekeriyya Öz ve arkadaşlarının da önemli ölçüde görevlerini ihmal ettiklerini, hatta (korkularından) kötüye kullandıklarını görüyoruz.
Ele geçirilmiş olan suç delilleri, nasıl olur da paslaşma ile ortadan kaldırılır?