PEYGAMBER SEVDALILARI

"Kul in kuntum tuhibbuvnallehe fettebiuvniy , yuhbibkumullahu ve yeğfir lekum zunuvbekum" (Ey Muhammed) deki , eğer siz Allah’ı seviyorsanız,bana tabi olunuz ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın.
"Velasr,İnnel İnsane lefiy husr, İllelleziyne amenvu ve Amilussalihati, te teva savbil hakki ve teva savbissabr" Zamana yeminler olsun ki, insanoğlu hüsran/sapıklık/ içerisindedir. Ancak iman edenler ve güzel işler yapanlar müstesna. Onlar Hakkı ve Sabırlı olmayı tavsiye ederler.
"İnnel İnsane zaluvmen cevhuvla" İnsanoğlu çok çok zalim, çok çok cahildir.
"Hulikel İnsane helvuen, iza messehuşşerru cezuvan ve iza messehul heyru menuva, İllal musalliyn"İnsanoğlu zayıf yaratılmıştır. Ona bir şer dokunsa feryadı basar, ama ona bir hayır isabet etse, müstağni davranır.(Herşeyi kendinden bilir, kimseye eman vermez), yalnız namaz kılanlar müstesna"
Yazıya başladığımda hemen aklıma gelen ayetleri ve meallerini sıraladım.
Bunlardan sizler fehminizle/yüksek idrakinizle/ elbette çok dersler çıkarabilecek durumdasınız.
Allah Resulünün gelişinin üzerinden 14 asırdan fazla zaman geçti.
Ümmet içerisinde olsun,
Vurmalar, kırmalar, öldürmeler, yaralamalar, çalmalar, çırpmalar, yalanlar,dolanlar,arsızlıklar, hayasızlıklar, riyakarlık, düzenbazlıklar,hileler, hudalar,kin,nefret ve hasetler, hırslar, düzenbazlıklar, hak hukuk tanımazlıklar, tezgahlar, siyaset oyunları bir gün olsun dur durak bilmiş değil. Bunca oyun içerisinde sevgi ve saygının esamesi bile okunmuyor.
Ben elbette toplumun tamamı bu durumda demiyorum.
Çok cüz’i bir kısım insan kendisini bu tür bela ve musibetlerden uzak tutmaya çalışıyor. Onlar sadece kendilerini muhafaza etmenin gayreti içerisinede değiller. Ayrıca gecelerini gündüzlerini "ümmetin selameti için dua etmekle geçiriyorlar, sabahlara kadar gözyaşı döküyorlar". Bu söylediklerim lafu güzaf kabilinden şeyler değil. Zaten bizler onların bu tür hayatlarında cereyan edenleri "tarafsız" bir gözle izleme imkanı bulsaydık, inanın insanlığımızdan utanır hale gelirdik. Bunlar nasıl insanlar derdik.
2007 yılında Diyarbakır’da "Musta’zaflar" derneğinin düzenlediği Hz.Peygamberin Veladeti ile ilgili toplantı, tüm Türkiye’de büyük ses getirmişti. O toplantıya katılanların sayısının 200 bin olduğu ifade ediliyordu. Pazar günkü ikinci büyük toplantıda ise 300 bin insanın Peygamber Sevdalıları toplantısına iştirak ettiği görüldü. Aslında bu rakkam bana göre 400 binden de fazla idi.
Toplantıda verilen mesajların özünde "PEYGAMBER OLMAKSIZIN ASLA" sözü ve bu sözün ifadesi olan İSLAM İMAN VE İNANCI VARDI.
Ben bu insanları sahip oldukları bu iman ve inançlarından ötürü tebrik ediyorum. Onlar toplantılarının sadece ve sadece Hz.Peygamberi anmak olduğunu, bu toplantıya başka bir siyasi anlam verilmemesi gerektiğini ifade ettiler. Ve çok da iyi ettiler.
Onaların bu konuşmasına rağmen, kimi yazar ve çizer takımı yine getirdi götürdü işe ırki bir renk vermeye çalıştı.
Biz eğer İslam’dan yola çıkarak hareket tarzımızı dizayn edebilir isek, Arabı, Acemi, Türkü, Kürdü,Lazı, Çerkezi, Azeriyi, Boşnak’ı,Türkmeni bir potada buluşturabiliriz.
Fakat Türk’ten veya Kürt’ten yola çıkarak İslamı asla bulamayız.
Bunlar bizi felaket ve helakete sürükler.
Türk ırkçılığının Türkiye’yi getirdiği nokta ortadadır. İttihat ve terakkinin kendisine , yönelimlerine dayanak yaptığı Jöntürk hareketi bizi coğrafyamızın tamamından kopardı. Ve bu menfi milliyetçilik döndü dolaştı, kendi hasmı olan Kürt Milliyetçiliğini üretti.
Menfi Türk Milliyetçiliği önceleri nasyonal sosyalist bir anlayış ile ayakta durmaya çalıştı. Muvaffak olamayınca, bu defa dini motiflere bezenmiş Milliyetçi Türk hareketini piyasaya sürdü. Türk İslamı deyişlerinin sebebi budur. Yani Türkler öyle bir ırktırlar ki, isterlerse İslamı var ederler, isterlerse yerin dibine geçirirler… Ama dünya bütün genişliğine rağmen, iletişim ile daralınca Gagavuz Türkleri keşfedildi. Bunlar din bakımından Hırıstiyanlığı benimsemişler. Onların hayat biçimleri bütünü ile incelenince,herkes anladı ki,Irklar İslam ile  şeref bulur,yoksa hiçbir Irkın  İslama şeref bahşedecek bir gücü yoktur. İslam iman ve inancını ayakta tutma mücadelesi veren herkes, ona yeni bir şey katmaz, olsa olsa kendisi izzet bulur. O nedenle Bediuzzaman Hazretleri diyor ki, bir insan İslam ile gerçek iman sahibi olur, şeref bulur. Eğer onu terketse, yani dinden çıkşa, bir daha başka hiçbir şeye kolay kolay girmez, hiçbir şey onu tatmin etmez.
Menfi Milliyetçilik bugün dündan daha fazla zemmedilmesi gereken bir bataklıktır. Onun içerisine giren kendisini kolay kolay kurtaramaz. Bu konuda hangi gerekçe ile çözüm üreteyim dese, çırpınır ve daha da derinlere batar. Ve bir daha çıkamaz.
Bakın dağdan inip,teslim olan bir çok kişi, "bize sizin dininiz zerdüştlüktür, sizin gerçek dininiz budur. Biz Kürtler daha önce Zerdüşte inanıyorduk. Ama şimdi Muhammed diye birisi çıkmış,bizi özelliklerimizden sıyırmış diyorlardı. Bunun için çok tartışmalar yaşadık. İslama inanlara kötü gözle bakıyorlardı ve bizi aşağılıyorlardı. Daha fazla dayanamadım ve kaçtım" diyorlar. Bunun yalan yanlış bir propoğanda malzemesi olarak kullanılması da mümkündür. Ama çok uzaklara gitmeye gerek yok ki. Şöyle bir çevreye bakmak yeterli değil mi? Görülüyor ki Kürdün de, Türkün de özellikle gençlik kesimlerinin imanı tehlikededir. 80-90 yıllık süre içerisinde kimler bir daha dönüşü olmayan bir yola girdi ve gerçeklerle yüzleşmeden bu dünyadan göçüp gitti.
Bakın bu konuda Bediüzzaman ne diyor.Bana, 'sen, şuna buna niçin sataştın?' diyorlar. Farkında değilim. Karşımda müthiş bir yangın var. Alevleri göklere yükseliyor. İçinde evladım yanıyor, imanım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeye, imanı kurtarmaya koşuyorum. Yolda biri beni kösteklemek istemiş de ayağım ona çarpmış, ne ehemmiyeti var. O müthiş yangın karşısında bu küçük hadise bir kıymet ifade eder mi? Dar düşünceler, dar görüşler... Ben cemiyetin iman selâmeti yolunda âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası ne Cehennem korkusu var. Cemiyetin yirmi beş milyon (Türkiye'nin o günkü nüfusu) Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil bin Said feda olsun. Kur'an'ımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cennet'i de istemem. Orası bana zindan olur. Milletimin imanını selâmette görürsem Cehennem'in alevleri içinde yanmaya razıyım. Çünkü vücudum yanarken gönlüm gül gülistan olur.
Türkler İslam iman ve inancından tecerrüd ettikleri hengamda menfi milliyetçilik yaptılar. Alman Nasyonal Sosyalistlerini taklid ettiler. Türkiye’nin gerçek sahibinin saf ırka mensup Türkler olduğunu, diğer milletlerin olsa olsa, bu ırka hizmetçilik yapabileceğini söylediler ve bunu resmi bir politika haline getirdiler.(Mahmut Esat Bozkurt . 1930 yılının Adalet Bakanı)
Ama işte bu zihniyet yaptıklarının hesabını PKK ile ödedi, ödüyor.
Cürmü çok muş ki, ceremesi de ağır oluyor.
Peygamber Sevdalılarının hareketini başka yerlere çekmek isteyenlerin, bu konuda onların söylemediğini sanki bir lütufmuş gibi onlara yamamaya çalışanların, müstakim üzere olduğunu düşünmüyorum.
Allah Resulü veda hutbesinde "Ne arabın aceme ve ne de acemin araba bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takva iledir" diyor.
Evet: PEYGAMBER OLMADAN asla.