PKK ZAMANI DURDURMAYA ÇALIŞIYOR
Önermemi biliyorsunuz.
PKK kendisini en güçlü hissettiği anda en büyük darbeyi yiyor.
Bu 1994 te de oldu, şimdi de oluyor.
Bu konudaki fikrimi daha önce bir iki kez dile getirmiştim ve PKK yı sevk ve idare edenlere demiştim ki, aklınızı başınıza alın. Silah yolu ile söyleyeceklerinizi söylediniz, bundan sonra silahın hiçbir şekilde söyleyeceği bir şey kalmamıştır. Türkiye’ye dönmeyecek olsanız da, Kuzey Irak içlerine dağılın. Orada iş yapın, aş üretin, yurda yuvaya kavuşun.
Sizin Türkiye Cumhuriyeti Devletini silah yolu ile dize getirmeniz mümkün değil. Zira bu millet birinci dünya harbinde ülkesini işgal edenlere karşı rüşdünü ispat etmiş, o meşhur deyimi ile yedi düvel ile mücadeleye girişmiştir. Bu mücadeleden başarılı çıktığında şüphe yoktur.
Gerçi Osmanlı İmparatorluğu bugünkü sınırlarının tam 16 katı büyüklüğünde bir ülke idi ve savaşta topraklarının çoğunu kaybetti. Ama bugünün Türkiyesini oluşturan vatandaşları bir şeylerini kaybetmeye tahammül edemediler.
ANAVATANLARINI.
Düşman ülkenin dört bir yanından saldırıya geçmiş, Sakaryaya kadar olan bölümü Yunanlılar ve İngilizler, Kuzey Doğu Anadoluyu Ruslar, Güney Anadolu topraklarını Fransızlar işgal etmişlerdi.
Terferruata gerek yok.
Bu millet, Anadoluyu yedi düvele karşı savundu. Topraklarını işgalden kurtardı.
O gün ile bugün arasında dağlar kadar fark var.
O günün insanları ayaklarındaki çarıklar ve çakar almaz tüfekleri ile Anadoluyu korumuş iken, bugünün Türkiyesinin teknik ve teknolojik imkanları ile bölgesinde topraklarını bir başkasının eğemenliğine vermesi, bölünmeye razı olması asla mümkün değildir.
Açık ve net söyleyelim,Türkiye’yi yakın çevresinde bölmeye çalışanlar toprak, uzak çevresinde bu gayret içerisinde olanlar güç ve enerji kaybına uğrarlar.
Yakın ve uzak çevreden kimileri Türkiye’yi tökezletmek için gemi azıya aldılar. Bunun en önemli sebeplerinden birisi, Türkiye’nin bölgesinde parlayan bir Yıldız
haline gelmesidir. Bu coğrafyada yaşayan insanların kem bahtı, kara talii geri dönmüş, eski muhteşem günlerine kavuşmak için gün saymaktadır.
Haçlı zihniyetinin kara papaklı şeytanları, doğunun kendilerine açılan bu kapısını yeniden zorlamaya başladılar. Onu geriletemezler ise, tökezleyeceklerinin farkındalar.
Bunun için artık silahla söylenecek tek bir söz kalmadığı halde PKK yı hala kullanıyor olmaları ve bunu birilerinin anlamaması gerçekten manidardır.
Bu bağlamda Osman Baydemir yeniden sesini yükseltti. “Kürt gerillalara da, Türk Askerine de öldürmek ile çözülecek bir sorun var ise, yani bu sorun daha çok adam öldürmek ile neticelenecek ise, önce gelin beni vurun, işte size meydan” dedi.
Aslında Osman bey silahın miadını doldurduğunu 2009 nevruzunda da milyonlara seslenirken söylemiş, Türkiye kamuoyundan önemli destek almıştı.
Fakat Abdullah Öcalan hemen açıklama yaptı, sen yanı başında su dolu inşaat çukurlarında hayatlarını kaybeden çocuklar ile ilgilen, bu çukurları doldur, senin işin böyle büyük laflar etmek değildir, sen kimin adına konuşuyorsun, dağda bu işin mücadelesini verenlerin fikrini aldın da mı böyle konuşuyorsun diyerek onu susturdu. Ardından bu işi sen tek başına götüremezsin dediler yanına bir eş başkan verdiler…
Osman bey o gün bugün sustu. Türkiye’nin doğusuna batısına onlarca şehit cenazesi yeniden yollanınca ve dağdakilerin bu işin hesabını misli ile vereceğini görünce, yeniden adam öldürmenin kimseye artık bir yararı kalmamıştır demek zorunda kaldı.
Osman beyin hissi yönü tabii ki ağır/engin/ bir insan. Korkuları var. Türkiye’nin doğusundan batısına 25 şehit cenazesi gönderildiğini, bunun mukabilinde ülkenin batısından doğusuna 25 cenazenin gelmesi halinde insanların halinin nice olacağını soruyor.
Osman bey kimilerinin bunu murat ettiğini, yani ülke içerisinde bir kardeş kavgası çıkartmak amacını taşıdıklarını tahmin ediyor ve endişelerini dile getiriyor.
Ben bu endişeye tabii ki katılmıyorum ve bu alanda en küçük bir korkuya sahip değilim.
Çünkü Türkiye’nin batısına gönderilen şehit cenazelerinin failleri KÜRT HALKI değildir.
Türk halkı Kürtleri çok iyi tanıyor, onların civanmert ve dindar insanlar olduklarını biliyor. O açıdan doğudan her şehit cenazesi geldiğinde, kendileri ile birlikte saf tutan batıdaki Kürt kardeşlerine, bu işte sizin bir suçunuz yok diyor ve onları gözleri gibi koruyor. Nerde kaldı ki, beraber yaşadıkları Kürt kardeşlerini öldürsünler ve bir kardeş kavgasının fitilini ateşlesinler!..
Aslında PKK bunu Güneydoğu illerinde Batman’da, Diyarbakır’da denemek istedi ve çok şükür halkın akıl, izan dışı ayaklanma isteklerine rağbet etmediğini gördü.
PKK nın gördüğünü Türk halkı görmüyor mu? Diyarbakır’da, Batman’da PKK nın isteklerine boyun eğmeyen insanların dik duruşları ortada iken, batı insanının PKK nın ekmeğine yağ sürecek şekilde harekete geçmesi mümkün mü?
Diyarbakır halkının dik duruşunun da, batı insanının merhametinin de taçlanacağı günlerin arifesindeyiz. Yeni Anayasa yapılır iken, insanlarımızın bu duruşuna tercüman olacak bir yapılanmaya gidilmesi, bitip tükenmez kardeşliğin kaynağı olacaktır.
PKK nın zamanı durdurmaya gücü yetmez, umulur ki zamanın ruhunu anlasınlar.
Not: Bu yazı geçen Cumartesi günü yayınlanacaktı. Teknik sebeplerden yayınlanamadı. Okudum, bir daha okudum. Yayınlanmasına karar verdim. O yazıda Türk Halkının Kürt kardeşlerini çok iyi tanıdığını söylemişim. Üzerinden deprem geçti. ŞİMDİ KÜRT HALKI DA KARDEŞLERİ TÜRKLERİ BİR DAHA TANIMA FIRSATI BULDU. Keşke bu kadar acılı olmasaydı.