RAKAMLARIN DİLİ

Türkiye’nin 2008 yılı sonu itibariyle toplam "DIŞ"  borç stoğu 276.8 Milyar Dolar.
Bu borcun 78.2 Milyar doları Kamuya ait.
13,5 Milyar dolarını Merkez Bankası borçlanmış,
185.1 Milyar dolar da özel sektör dış kaynaklardan borç edinmiş.

****

Devletin "İÇ" borç stoğu 2008 yılı sonu itibariyle 181.7 Milyar dolar.

****

Böylece 2008 yılı sonu itibariyle Devlet, Özel sektör , İç ve Dış borç stoğumuz 458.6 Milyar dolar.

****

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası net rezervlerinin toplamı 74.2 Milyar dolar.

****

Cari açığımız 50 Milyar Dolar civarında. Bu rakamın üç aşağı beş yukarısını ifade edenler var.

****

Yıllık toplam olarak ödediğimiz faiz borcu 50 Milyar Dolar.

****

İç borç stoğumuz 2009 yılının ilk iki ayında 14 Milyar dolar artmış.

****

2009 yılı Ocak/Şubat sonu itabiriyle Hazine 12 Milyar dolar açık verdi. Bunun 9 Milyar doları borçlanma ile karşılandı.

****

2009 Yılı için toplamda bütçede öngörülen açık, 10 Milyar dolar iken , bu oran daha "ilk iki ayda" aşılmış oldu.

****

Şubat ayı içerisinde ithalatta gerçekleşen gerileme sebebiyle KDV gelirlerinde % 47 azalma  olmuş. Ve Türkiye 17 çeyrek sonra, % 6.2 oranında küçülmüş.  Türkiye Litvanya ve Estonya’dan sonra dünyada küçülen üçüncü büyük ülke.

****

2002 Yılına dönüldüğünde Türkiye’nin iç/dış toplam(kamu, özel sektör dahil)borç stoğu 221.2 Milyar dolarmış. Bunun 64,5 Milyar doları kamunun, 22. Milyar doları TCMB’ sının,43 Milyar doları ise Özel sektörünmüş. Devletin iç borç stoğu 91.7 Milyar dolarmış. Bu rakamları topladığınızda ülkenin iç ve dış borç stoğu 221.2 Milyar dolar seviyesinde imiş.

****

2002 Yılının sonu ile 2008 Yılının sonu mukayese edildiğinde toplam borç stoğumuzda 237.4 Milyar dolarlık bir artış meydana gelmiş.

****

Ama son çeyrekteki % 6.2 oranındaki gerilemeyi katmaz isek, Türkiye 17 çeyrek üst üste ortalama % 6 seviyesinde kalkınmış. Yani Türkiye son 6 yılda ortalama % 40 lar seviyesinde büyümüş.

****

Rakamlar şunu söylüyor.
1-Türkiye 50 Milyar dolar seviyelerine yükselen cari açığını kapatmak için yeniden İMF ile masaya oturmuş ve Bakan Mehmet Şimşek’in beyanına göre 45 Milyar Dolarlık bir Stand By anlaşması imzalamak durumuna gelmiştir.

2-Bu durumda gelen paranın çok büyük kısmı faiz ödemelerine harcanacak, bir iki milyar dolar gibi bir para elde kalırsa, o da yatırıma gidecek.

3-Türkiye her sene eskiden olduğu gibi ,50 Milyar dolar faiz borcu ödüyor. Yani dışıradan alacağı ve faiz ödemelerinde kullanacağı para haricinde, her sene yine İMF in talepleri doğrultusunda % 6,5 faiz dışı fazla bir parayı sağlamak zorunda. Bu faiz dışı fazla ne biliyormusunuz? Siz yıllık olarak bütçenizden faiz ödemelerinizdeki rakamı çıkardıktan sonra, yine bütçenin bütünü üzerinden yüzde altıbuçuk oranında bir parayı bir köşeye koymak mecburiyetindesiniz.

Peki ne için? Ne için olacak, YİNE BORÇLARINIZI ÖDEMEK İÇİN.

4-Bütçenin yıl boyunca öngörülen açığının 10 Milyar dolar olmasına rağmen, bu rakamın daha ilk iki ayda gerçekleşmiş olması, bütçe bakımından tehlike çanlarının iyice çaldığını göstermektedir. Ocak/Şubat dönemini takip eden aylarda aynı durum meydana gelir ise, o eskiden alıştığımız, ama uzun zamandır unuttuğumuz EK BÜTÇE TASARISI MECLİSE gelebilir. Böyle bir tasarı daha çok vergi demek ve yapılması öngörülen yatırımlardan daha çok kısma demek. Sonuç işsizlik, yoksulluk, fukaralık. Doğal olarak Sosyal ve Siyasi Problemlerle karşı karşıya kalmak.

Ben borç almaktan, borçlu olmaktan nefret ederim. Sürekli olarak borç alayım , yaşayayım düşüncesi insanı tembelliğe iter.

Son bir söz:Alınan paralar yatırıma, üretime gidiyor, ürettiklerimizi satıyor isek, niye borcumuz bitmiyor? Hep böyle mi gidecek? Hayır, hayır. Bir çözüm bulunacak.