ŞÛRÂLARDA NELER YAŞANDI
“İlk şûrâ toplantısına Başbakan sıfatıyla Abdullah Gül katılmıştı. MGK Genel Sekreteri Tuncer Kılıç, Başbakan'a dönerek, "Yerinde olsam karının örtüsünü çıkarırım" demiş, "Haddini bil" diye uyarılıp, azarı yemişti.
Başbakan Erdoğan'ın katılacağı YAŞ toplantısı öncesinde Genelkurmay'da hazırlık toplantısı yapılıyordu.
Hava Kuvvetleri Komutanı, İbrahim Fırtına, "Parlamento Cumhurbaşkanı tarafından feshedilmelidir. Yeniden anayasa yapılmalı ve bu anayasaya kendini koruyacak her türlü imkan konulmalıdır. Bu hükümetle olmaz" diye konuşuyor.
Fırtına'nın ardından söz alan diğer paşalar da, benzer konuşmalar yapınca, Genelkurmay Başkanı Özkök, "Muhtıra vermeye niyetim yok" demek zorunda kalmıştı.
Çünkü paşaların konuştuğu metin, "Sarıkız" darbe planıydı. Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman'a göre, darbe planlarını hazırlayan, "Jandarma Genel Komutanı daima bir ihtilal özlemi içerisinde" idi.
Sadece Jandarma komutanı mı dediğinizi duyar gibiyim.
Peki o günlerden buraya nasıl gelindi.
Başbakan Erdoğan'ın katıldığı ilk MGK toplantılarından biriydi. Cumhurbaşkanı Sezer'in başkanlığında yapılan MGK toplantısında Şener Eruygur, hükümeti hedef almış ağır ithamlarda bulunuyordu. Başbakan Erdoğan uyarmasına rağmen konuşmasını sürdüren Eruygur'a, "Kes ulan" diye gürlemek durumunda kalmıştı.
2006 yılı Yüksek Askeri Şûrâ toplantısından da kamuoyuyla ilk kez paylaşacağım bir anekdotu aktarmak istiyorum.
"Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Faruk Cömert Milli Eğitim Bakanlığı'ndaki irticai faaliyetler konusunu gündeme getiriyor. Başbakan dinlerken tek tek not alıyor.
Konuşma bitince, gergin bir havada, "Bunlar Hava Kuvvetleri'nin görevi değil" diyor. Buz gibi bir hava esiyor. "Ama aynı zamanda söyledikleriniz de doğru değil. Göreviniz olmamasına rağmen yine de tek tek cevap vereceğim" diye konuşuyor. Cömert'in gündeme getirdiği iddiaları çürütüyor.
Başbakan'ın bu çıkışı üzerine kimse söz alamıyor.
Şûrâ toplantısından sonra Faruk Cömert, aracına bindikten sonra, "Ben konuyu açacaktım, diğer komutanlar da dalacaktı. Ama hepsi beni sattı" diye hayıflanıyor.
Son bir not da, Dolmabahçe'den. Büyükanıt'tan değil, Koşaner'den.
Balyoz Darbe Planı soruşturması kapsamında aralarında generallerin de bulunduğu 102 TSK mensubu hakkında tutuklama kararı çıkınca Harbiye Orduevi'nde ailelerle görüşen Koşaner Paşa o hızla soluğu Başbakan'ın Dolmabahçe'deki ofisinde almıştı.
Konuşmanın bir yerinde Koşaner Paşa sesini yükseltip, bilinen üslupla konuşmaya başlayınca Başbakan, "Otur oturduğun yerde, ne yapacaksın?" diye çıkışmıştı”
Yeni Şafak gazetesinden Abdulkadir Selvi’nin yazmış olduğu yazının bir bölümünü buraya aldım.
Abdulkadir Selvi’nin çok mahrem nitelikteki konuşmaları nasıl öğrendiğini bilmiyoruz. Taraflar hayatta olduklarında göre, ya bizzat veya içeride olanlar için vekilleri aracılığı ile bir yalanlama gelmediği takdirde bu yazılanları gerçek kabul edeceğiz.
Hani hatırlarsanız eski Başbakanlardan Bülent Ecevit Anasol M iktidarı zamanında, Cumhurbaşkanlığı makamına getirilmesinde önemli rol oynadığı Ahmet Necdet Sezer ile Milli Güvenlik Kurulu toplantısında bir tartışma yaşamışlar, o arada Ahmet Necdet Sezer önünde bulunan Anayasa Kitapçığını Bülent Ecevit’in önüne atarak al oku demişti.
Bülent Ecevit bu toplantıdan ayrılır ayrılmaz, Başbakanlıkta yanına Mesut Yılmaz ve Devlet Bahçeliyi alarak bir basın toplantısı düzenlemiş ve Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezerin kendisine Anayasa Kitapçığını fırlattığını(önüne attığını) anlatmış ve bunun aynı zamanda bir Devlet Krizi olduğunu ağlamaklı bir sesle beyan etmişti.
Ak Parti iktidarları zamanında da Milli Güvenlik Kurulu Toplantılarında buna benzer tartışmalar yaşanmış ve Sayın Başbakanların sabrı test edilmiş.
Başbakan sıfatı ile ilk Milli Güvenlik Kuruluna katılan Sayın Abdullah Gül’e, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Orgeneral Tuncer Kılınç “senin yerinde olsam karının örtüsünü çıkarırım” deyince, Sayın Abdullah Gül ona “haddini bil” demiş, tabir caiz ise şapa oturtmuş.
Yine Ahmet Necdet Sezer’in başkanlığında toplanan Milli Güvenlik Kurulu toplantısında Jandarma Genel Komutanı sıfatı ile katılan Şener Eruygur, almış sazı eline başlamış Ak Parti icraatlarını eleştirmeye. Sayın Başbakan konuşmasını kesmesini istemiş. Ama adam konuşmaya devam edince Başbakan “Kes Ulan” demiş.
Ve son olarak 103 Kurmay Seviyesinde Subay ve General’in yakalanma kararları çıkartılınca, dönemin Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner Dolmabahçe Sarayına Başbakanın yanına koşmuş ve sesini yükselterek ileri geri konuşmuş. Bunun üzerine Sayın Başbakan “Otur oturduğun yerde, ne yapacaksın” demiş.
Ardından Genelkurmay Başkanı ile Kuvvet komutanlarının istifa haberi gelmişti de, her tarafta tozun dumana katılacağı hezeyanları dile getirilmişti.
Ama çok şükür 5 saat içerisinde her şey yoluna girdi. İstifa edenlerin yerlerine yenileri atandı ve bendeniz kulağımla duymamış olmama rağmen Abdulkadir Selvi beyin yazdıklarının doğru olduğuna inandım.
Ah keşke Yaşar Büyükanıt ile ilgili Dolmabahçe toplantısı da bir anlatılsa da ümmüğüne binip binmediğini öğrenme imkanımız olsa. Ne resim mesim meselesi öyle.