SAĞLIK OLSUN(1)

Dicle Üniversitesi Hastahanesinin çıkarmış olduğu dergi bana da ulaştırıldı. Öncelikle teşekkür ederim. Derginin başlangıcında Diyarbakır’ın tarihi ile ilgili bilgiler var. Sonra Diyarbakır’da Tıp konusundaki açıklamalarla devam ediyor. Diyarbakırlı Tıp adamları hususunda önümüzdeki sayılarda bilgi verilecekmiş.

Dicle Üniversitesi denilince ilk akla gelen ismin Prof Dr Selahattin Yazıcıoğlu olduğunu herkes biliyor.

Ben kendisine Selahattin Amca derdim.

Herkes onu tanır ama, Çermikliler çok daha iyi tanır. Çünkü bu ilçemizde ağsuvak dediğimiz asbestten kaynaklanan hastalığı bulan kişi Selahattin amcadır. Toprağın derinliklerinden çıkarılan beyaz toprak, ağaç sakızı(KİTRE) ile birlikte suya katılır ve bu karışım sonra badana işinde kullanılırdı. Bu beyaz toprak suya katılınca haş diye bir sesle birlikte buhar çıkarırdı. İnsanlar gerek bu esnada ve gerekse duvarlara sürülme esnasında çıkan buharı teneffüs edince, akciğerlerinin zarına gelip oturan lekeler, akciğeri çepeçevre sarınca, akciğer zarı kalınlaşır ve nefes alma imkanı kalmayan insanlar ölürlerdi.

Selahattin Hoca bu hastalığı tespit etti, binlerce insanın tedavisini yaptı, yine bu oranda insanın ölümüne engel oldu.

Dicle Üniversitesi bilindiği üzere Tıp Fakültesinin açılması ile kuruldu. Eğitim önce Ankara ilinde başladı. Sonra Diyarbakır’a taşındı. Şu anda Üniversite arazisinin alınması ile yeni fakülteler açıldı ve Üniversite bu günkü durumuna geldi.

O açıdan dergiyi incelemeye başlar iken Selahattin Amcanın ismini aradım. Yoktu.

Önce bunu bir eksiklik gibi algıladım, ama sonra Dicle Üniversitesi Dergisinin özel bir sayısını "Prof Dr Selahattin Yazıcıoğlu" na ayıracağını düşünerek, eksikliğin telafi edileceğini düşündüm.

Her alanda şehrimize hizmet edenleri tebrik ediyorum.

29-30 Aralık 2010 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanımızın ilimize yapmış olduğu ziyarette, bendeniz de davete icabet ederek bulundum. Sayın Cumhurbaşkanımızın gezi Programında Dicle Üniversitesi de vardı.

Burada Prof Dr Jale Saraç hanım çok önemli bir sunumda bulundu. Kendi dönemlerinde yapılan yenilikleri anlattı. Özellikle Üniversite hastanesinin, bölge hastanesi niteliğiyle binlerce insana hizmet verdiğini söyledi. Bu açıklamalardan başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere hepimiz çok memnun kaldık.

Zaten dergi içeriğine bakıldığında hemen hemen her branşta büyük yeniliklere şahit oluyorsunuz.

Herkes gibi ben de, artık şehrimizden bir tek hastanın il dışına çıkma gereği duymadan gerekli "güvenli" tedaviyi Üniversite hastanesinde almasını bekliyorum.

Bu Üniversitemize vekilliğim sırasında, İktisadi ve İdari İlimler Fakültesini kazandırma konusunda mücadele verdim. Üniversite Senatosunun 2000 yılında aldığı bir karar vardı. YÖK’te tıkanmış kalmıştı. Diyarbakır Söz Gazetemiz, Fakültenin açılışına kim engel oluyor diye konuyu manşetten verdi. Olayı sahiplendim. 2005 Bütçe görüşmeleri sırasında TBMM sinde sorularımla konuyu gündeme taşıdım. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Sayın Doç. Dr. Hüseyin Çelik Bey ile sorunu özel olarak görüştük. Çalışmalarını yap, destek benden dedi. Yoğun bir gayret sonrasında Fakültenin kurulmasına Bakanlar Kurulu olanak verdi. Fakülte kuruldu. Açılışa çağrılmadım. Bir ara Jale Hanım ile konuşurken konu gündeme geldi. Jale hanım Fakültenin açılışı bizden önceki yönetim zamanında gerçekleşti dedi. Sağlık olsun. Yarın devam edelim.