SAYIN BAKANIM AFFET GİTSİN

Seçim sathı mailindeyiz. 12. Haziran.2011 seçimlerine doğru hızla ilerliyoruz.
Provakatif hareketler çoğaldı.
Abdullah Öcalan 2011 seçimlerine kadar örgütün ateş kes ilan ettiğini duyurdu.
Mecbur kalmadıkça askeri birliklere karşı ateş etmeyeceklerini açıkladı.
İşin içerisinde olmadığımızdan ötürü çok fazla bilmiyoruz.
Fakat Askerlerin de operasyona çıkmadıklarını zannediyoruz. Böylece TSK leri zımni de olsa ateş kese riayet ediyor diyebiliriz.
Bu sürece kolay gelinmediğini takdir etmeyen yoktur.
Örgütün çeşitli birimlerinin ateş kes konusunda ikna olması, Kandilin bu noktaya gelmesi ve nihayet Abdullah Öcalan’ın son kararını vermesi, seçime kadar, zorunluluk doğmadıkça ateş edilmeyeceğinin açıklanması herkesin yüreğine su serpti.
Çocuğu askerde olan yüz binlerce ailenin eli yüreğinde.
Ölüp ölüp diriliyorlar.
Askerdeki yavrular fırsat bulup aileleri ile görüştüklerinde, hep dağa çıkacaklarından, bu çıkışlarının belki de sonları olacağından söz ediyorlar. Hele annelerine, anne hakkını helal et, belki bir daha görüşemeyiz demelerine dayanacak yürek var mı, bilmiyorum.
Sürecin stabil hale gelmesi pek tabii bir çoklarının işine gelmiyor.
İnsanlar içerisinde öyle insi şeytanlar var ki, sabah akşam yatar kalkar, müzevirlik düşünürler. Onu ona vurdurmak, bunu, şuna kırdırmak vazifeleridir.
O yüzden Nas suresinde Yüce Allah "deki: cinlerden ve insanlardan, insanların kalplerine vesvese veren sinsi vesvesecinin kötülüğünden, insanların rabbine, insanların melikine, insanların ilahına sığınırım" deyin/diyor.
Ortalık karıştırmak için Üniversite zeminleri çok bilinçli olarak seçilmiş bulunuyor.
Üniversiteleri ziyaret eden, onlara bilgi,görgü ve tecrübelerini anlatan Siyasetçilerimiz/tabii ki Ak Partili siyasetçiler ilk planda/ çeşitli protestolara maruz kalıyorlar.
Egemen Bağış bey , Burhan Kuzu bey yumurtalı saldırılara uğradılar.
Burhan Kuzu Hocanın yumurtalı saldırısından sonra bir yazı yazdım ve yapılan hareketi hiçbir şekilde kabul etmediğimizi, halkın bu işten hazzetmediğini ortaya koydum.
Halkın içerisindeyiz. İnsanların büyük çoğunluğu çalışkan, işinin gücünün peşinde olan siyasilere yapılan bu tür haksızlıkları hiçbir şekilde içlerine sindiremiyorlar.
Burhan hoca bir halk insanı.
Halkın içerisinden çıkan, sizden, bizden birisi olarak hayatını sürdüren, Anayasa Komisyon Başkanlığı görevini zerre kadar suiistimal etmeyen Hoca’nın yumurta yağmuruna tutulması, insanları gerçekten üzdü.
Hele Sayın Başbakanın Dolmabahçe toplantılarını protesto etmek amacı ile yapılan öğrenci hareketlerinin, özenle hazırlandığının ortaya çıkması girişimcilere hiç de iyi puan kazandırmadı.
Avrupa Birliğinden sorumlu Devlet Bakanı olarak birçok tecrübe edinen Egemen Bağış Bey de, Üniversitede verdiği konferans sırasında bir öğrencinin yumurtalı saldırısına uğradı.
Nihal Çarıkçı isimli öğrenci hem yumurta atmış, hem de Sayın Bakana fiili saldırıda bulunmuş, ileri geri konuşmuş.
Bu olaydan ötürü Bakanın şikayetçi olduğunu öğreniyoruz.
Güya Sayın Bakan ceketine yumurta sarısı bulaştı diye şikayetçi olmuş. Olay kamuoyuna özelikle bu şekilde yansıtılıyor.
TBMM sini her zaman bir şov yeri haline getiren Mehmet Sevigen de aldığı takım elbiseyi Genel Kurul salonuna getirip, Sayın Bakana vermek istemiş. Ardından da "işte elbisene kavuştun, öğrenci Nihal Çarıkçı"yı affet" fikrini oluşturmaya çalışmış.
Mehmet Sevigen’in bu filmleri çevirdiği sırada Sayın Bakan genel kurulda değildi.
Devlet Bakanı Faruk Özak Beyin önüne konulan elbiseyi, O bütün nezaketi ile kavas aracılığı ile Meclis İdare Amirine göndermiş.
Bir başkası olsa, belki o elbiseyi Mehmet Sevigen’in üstüne atardı.
Faruk Özak bey, Egemen beyin bu konu ile olarak gönderdiği bir yazıyı genel kurulda okudu ve şikayetin elbisenin kirletilmesinden değil, yapılan fiili hareketten ve sözlü saldırıdan kaynaklandığını açıkladı.
Bizde bir laf var, dinime küfreden, bari müselman olsa.
Şu Mehmet Sevigen’in adı daha kısa süre önce rüşvet yolsuzluğuna karışmıştı değil mi?
Hani bir arsa satış meselesine aracılık etmişti ya, 1.200.000 dolar para alış verişi vardı ya, hatırladınız mı?
Mehmet Sevigen, CHP li bir Belediyede bir imar meselesini halledecek ve aracılık payı olarak 1.200.000 dolar alacaktı.
Olay yazılı belgeleri ile patlak verince, hamisi Deniz Baykal ortaya çıktı, onu korudu ve bu olayı başka olaylarla karıştırmayın, burada bir imar yolsuzluğu söz konusu değil,yapılmış bir işlem yok, Mehmet bey sadece iki kişi arasına yapılan satış işlemine aracılık etmiş gibi ipe sapa gelmez laflar etti de , biz de yuttuk!!!
Mehmet Sevigen, arsa, imar komisyoncusu mu, yoksa Milletvekili mi?
Geçin beyim geçin.
Benim muradım Mehmet Sevigenin yaptıklarını buraya taşımak değil de, insanlara talkın verenlerin, ne tür salkımlar yuttuğunu göstermek.
Makalenin başında belirttiğim PKK nın silah bırakması,bazılarının işine gelmiyor.
Ortamı germeye çalışıyorlar.
En önemli suiistimal edecekleri alan, üniversite öğrencileri.
Ben öğrenci hareketlerine bakarak, şimdiye kadar sorunları yoktu da , şimdi mi ortaya çıktı demeyeceğim. Onların gerçekten biri çok sorunla boğuştuklarının bilincindeyim.
Ülkem insanı genel anlamlı fukaralıktan bir türlü henüz kurtulmadı.
O günleri yaşadık ve neler çektiğimizi bir Allah bilir bir biz.
İstanbul da çermikli bir iş sahibi hemşehrimizden 100 lira borç alıp da, bu parayı 10 öğrenci arkadaşa pay ettiğimi bilirim.
Bizim kimseye yumurta atmak aklımızın ucundan geçmedi. Yemek için aldığımız yumurta yanlışlıkla elimizden düşse, döner kendimizi sakarlıkla suçlardık.
Öğrenci hareketlerine, güya onların sorunları var diye sahip çıkanların ESAS AMACI ŞU ANDA ASAYİŞ BAKIMINDAN STABİL HALE GELEN ORTAMI GERMEK VE SEÇİMLERE BU KARGAŞA İÇİNDE GİTMEYİ SAĞLAMAK.
Bu oyunu herkesin görmesi lazım.
Arkadaşlar elbette onların ekmeğine yağ sürmek istemiyorlar.
O açıdan
Son bir söz olarak diyeceğim,
Sayın Bakanın toplumca çok hoş karşılanacağını bildiğim bir jestle, Nihal Çarıkçı’yı affetsin ve ardından Mehmet Sevigenin yaptıklarını nazara versin.